Esas hedeflerinin Demokrasi İttifakı olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Demokrasi İttifakı’nı sadece seçimlere yönelik bir siyaset olarak değil, bir mücadele ortaklığı olarak ele alıyoruz” dedi.
İttifaklar, partisinin tutumu ve siyasi partilerin bir araya gelişine dair Yeni Yaşam Gazetesi’ne konuşan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘Cumhur İttifakı oy kaybediyor’
Cumhur İttifakı’nın oy kaybettiğini söyleyen Sancar, “Fakat pek çok anket ve araştırma gösteriyor ki Cumhur İttifakı’nın kaybettiği oylar doğrudan Millet İttifakı’na yazılmıyor. Cumhur İttifakı’ndan kopan oylar büyük ölçüde olduğu yerde duruyor. Biz de dâhil bütün muhalif güçlerin bu noktada kendilerini sorgulamaları gerekiyor” dedi.
İYİ Parti’nin fezleke tutumu
İYİ Parti’nin tutumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Sancar, şunları dile getirdi:
Mesela İYİ Partili yetkililerin fezlekeler konusundaki tutumuna bakalım. Dediler ki ‘Biz evet diyeceğiz.’ Fezlekeler, esas olarak siyasi bir mesele olmakla birlikte tabiatıyla hukuki bir zemindir de. Partiler, özellikle de muhalefet partileri hiç olmazsa şeklen hukuki gerekliliklere saygılı davranmalıdır. Nedir hukuki gereklilik? Örneğin bir parti ‘Dosyayı göreceğiz, eğer dosya dokunulmazlığın kaldırılmasını gerektiren hukuki niteliklere sahipse evet diyeceğiz’ gibi bir açıklamada bulunsaydı, iyi kötü bir anlamı olurdu. Fakat dosyayı görmeden, savunmayı dinlemeden ‘Biz evet diyeceğiz’ demek esasen iktidarın fezlekeci zihniyetini ve fezlekelerle tehdit-şantaj politikasını cesaretlendirme tavrıdır, hatta buna destek vermektir.
Konu HDP olunca tutumlar değişiyor
İYİ Parti’nin tutumuna gelince, her alanda özgürlükleri ortadan kaldıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidarın yargıyı kontrol altında tutmak amacıyla elinden geleni yaptığını ve bunda büyük ölçüde başarılı olduğunu biliyoruz, bunu İYİ Parti yetkilileri de her gün söylüyor. Konu HDP olunca mı yargı birdenbire adil, tarafsız oluyor? ‘HDP kapatılmalıdır’ diyen bir muhalefet partisinin bu topluma siyasi faaliyet hürriyeti konusunda sunacağı bir vizyonu olabilir mi? Biz buna rağmen diyoruz ki bütün muhalefet güçleri gelecek için demokrasi istiyorsa, özgürlüklerin kullanılacağı yeni bir düzenin yolunu açmak istiyorsa o zaman bu iktidarla aralarındaki farkı ortaya koysunlar.
‘Yeni bir tutum geliştirmek şarttır’
HDP’nin gücünü halkın ortak iradesinden ve halkların ortak partisi olmasından aldığını ifade eden Sancar, “Öte yandan Kürt halkını sosyolojik olarak en güçlü şekilde temsil eden partidir de. Şimdi siz HDP ile aranıza mesafe koydukça Kürt halkının siyasi özne olma hakkını ve meşruiyetini de bir nevi gölgelemiş oluyorsunuz. Oysa HDP’nin siyasi gücü ve dayandığı sosyolojik temel olmadan Türkiye’de demokrasiye giden yolu inşa etmek imkânsızdır. Barışa giden yolu samimi bir şekilde açmak imkânsızdır. Eşit ortak yaşamı inandırıcı şekilde tesis etmek imkânsızdır. O nedenle 1. Gerçek ve güçlü bir demokrasi için; 2. Gerçek bir barış için; 3. Eşit ortak yaşam için, HDP mutlaka temel bir aktör olarak görülmelidir. Ve bu konuda iktidarın yarattığı baskıyı muhalefetin bertaraf etmesi, söz konusu baskıyı aşarak yeni bir tutum geliştirmesi şarttır” şeklinde konuştu.
‘Kurucu rol oynamak istiyoruz’
HDP olarak demokrasi, barış, eşit ve ortak yaşam konusunda üzerlerine düşen her türlü görevi ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarını dile getiren Sancar, “Türkiye’de yapıcı ve gelecek için kurucu rol oynamak isteğindeyiz, kararındayız ve bu iradeye sahibiz. Topluma ve geleceğe yönelik sorumluluk gerektiren tüm konularda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Partim adına bu sözü sizin aracılığınızla bir kez daha vermiş olayım. Ama kimse HDP’yi hoş tutalım, boş tutalım gibi bir anlayışla da hareket etmesin. Yani ‘HDP, iyi- güzel tamam ama hele şurada dursun’ falan diyerek ne seçimi kazanma konusunda topluma bir güven verilebilir ne de seçim kazanılsa bile yeni bir başlangıç için toplum ikna edilebilir” ifadelerine yer verdi.
‘İttifakın ana ekseni ortak mücadele’
Sancar, Demokrasi İttifakı’na ilişkin ise şunları söyledi:
Bizim esas hedefimiz geniş demokrasi ittifakıdır. Demokrasi İttifakı’nı sadece seçimlere yönelik bir siyaset olarak değil, bir mücadele ortaklığı olarak ele alıyoruz. Bu çağrılarımızı iki yıldır sürdürüyoruz. Türkiye’nin çok ağır şartlar altında bu baskıcı ve despotik yönetimden, soyguncu-talancı rejimden ve savaşçı zihniyetten kurtulabilmesi için geniş bir demokrasi ittifakına ihtiyaç var. Bu demokrasi ittifakını biz birkaç boyutta ele alıyoruz. Ana eksenini ortak mücadele olarak belirliyoruz. Seçimleri kapsayan bir perspektife sahip olduğumuzu da söylemeliyim. Ancak bu sadece seçimlere yönelik ya da seçimleri esas alan bir çalışma değildir. Sol ve sosyalist güçlerle yaptığımız görüşmeler, geniş demokratik ittifakının bir parçasıdır.
‘İttifakı genişletmeliyiz’
Biz bunun dışında, 2019 yerel seçimlerinde Kürdî partilerle de bir ittifak kurduk. Bu ittifak yerli yerinde duruyor. Bunu daha da genişletmek için görüşmelerimiz sürüyor. Türkiye’de çeşitli inanç grupları ile ortak mücadele birlikteliği için de görüşmeler yürütüyoruz. Bütün ezilenleri, mağdurları kapsayan bir birliktelik hedefliyoruz. Bu birliktelikte kadın hareketinin, emek hareketinin çok özel birer yeri var. Eğer başarabilirsek demokrasi ittifakını bu en geniş mücadele birlikteliği üzerinde kurup seçimlerde uygulanacak politikayı ortaklaşa oluşturmak düşüncesindeyiz. Sol-sosyalist partilerle yaptığımız toplantı dostaneydi, verimliydi ve sürdürülmesi konusunda da bir mutabakatla sonuçlandı.