Sosyalist Güç Birliği; Devrim Hareketi, Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi ve Türkiye Komünist Hareketi’nin bir araya gelmesiyle kuruldu. Böylece, seçimlere ramak kala ittifakların sayısı da dörde çıkmış oldu. Bir tarafta AKP’nin etrafında şekillenen Cumhur İttifakı, Öte tarafta CHP’nin domine ettiği Millet İttifakı. HDP öncülüğünde şekillenen Demokrasi İttifakı ise bu yılın Ağustos ayı sonlarında Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Halkevleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) bir araya gelmesiyle şekillenmişti. Aslında bu parti ve çevrelere Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Demokrat Partisi -Türkiye (KDP-T), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadî Partisi ve Devrimci Demokratik Kürt Derneği’ni (DDKD) de eklemek gerekiyor.
Demokrasi İttifakı’nın kurulması sürecinde, bugün Sosyalist Güç Bilirliği içerisinde yer alan parti/çevrelerle de görüşmeler yapılmıştı. Demokrasi ittifakı, bu ittifakın önemli bileşenlerinden biri olan TİP’in Genel Başkanı Erkan Baş’ın ifadesiyle “…kimse pazarlık yapmadan, ilkeler çerçevesinde bir araya gelip, mümkün olan en geniş gücü mecliste de” yaratması amacıyla hareket ediyor; “Bu çerçevede dost bildi[kleri] tüm partilerle, demokratik kitle örgütleriyle, halk temsilcileriyle görüşüyor… Önerileri[ni] dile getiriyor… onların fikirlerini dinliyor…. Tarihsel sorumlulu[klarını] yerine getir[meye]”[1] çalışıyordu.
Demokrasi İttifakı’nın bir diğer bileşeni EMEP’in Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de “Bir yandan TKP ve Sol Parti ile uzunca bir süredir toplantılar yaptıklarını ve zaman zaman Türkiye Komünist Hareketi ve Halkevleri’nin de dahil olduğu” bir yapı kurmayı hedeflediklerini belirtiyordu.[2]
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da EMEP, Halkevleri, Sol Parti, SMF, TÖP, TKP, TİP ve EHP ile 18 Ocak’ta Ankara’da bir araya gelerek Demokrasi İttifakı için zemin yoklamışlar, birlik çağrısı yapmışlardı.[3] Ama Olmadı!
Demokrasi İttifakının kurulmasından aylar sonra -20 Ağustos 2022- TMMOB Makine Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi’nde yukarıda anılan parti ve çevreler-sosyalist solun geri kalanı demek yanlış olmaz herhalde- Ercan Bölükbaşı (Devrim Hareketi), Gamze Yücesan Özdemir, İsmail Hakkı Tombul, Oğuz Oyan, Ozan Yılmaz ve Umut Kuruç’un çağrısı ve 226 imzalı bir bildiriyle Sosyalist Güç Birliği’ni kuruluşunu ilan ettiler.
Sosyalist Güç Birliği bir nevi “kuruluş bildirgesi”nde beş temel hususu öne çıkardı. CBHS’nin ve onun dayanağı olan tek adam rejiminin ortadan kaldırılması; özelleştirme ve piyasalaştırmaya son verilmesi; antiemperyalizm; eğitim birliği ve laiklik ve ayrımcılığın olmayacağı özgür cumhuriyet. Yeni ittifakın beş temel önceliğini Gamze (Yücesan Özdemir) Hoca’nın okuduğu şekliyle şöyle aktarmak mümkün:
- Ülkenin ve halkın geleceği hakkında tüm kararların, yerli ve yabancı sermaye ile gericiliğin ve emperyalizmin çıkarlarını temsil eden, siyasi iktidarın tek bir kişide toplandığı bu ucube rejim ortadan kaldırılmalıdır. Emekçi halkın siyasete güçlü bir biçimde katılımını sağlayacak, seçim sistemi de dâhil olmak üzere, bütünlüklü bir mekanizma kurulmalıdır.
- İnsanın insanı sömürdüğü, eşitsizlik ve adaletsizliğin her gün daha da derinleştiği bu toplumsal ve siyasi düzeni reddediyoruz. Sermaye ve patronların zenginleştiği, emekçilerin her geçen gün yoksullaştığı kriz koşulları hızlı bir çöküşü de işaret etmektedir. Bu gidişi tersine çevirmek, sömürünün ve işsizliğin ortadan kaldırılacağı, insanca bir yaşamın kurulacağı bir cumhuriyet için harekete geçiyoruz. Özelleştirmelere son verilmeli, peşkeş çekilmiş bütün kamu varlıkları ve sektörler kamulaştırılmalıdır. Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri başta olmak üzere tüm insani ihtiyaçlar kamu hizmeti olmalı, eşit ve ücretsiz sunulmalıdır. Emperyalist tekellerin topraklarımız üzerindeki yağmasına son verilmeli, ekonomi planlama ilkesine göre yeniden tasarlanmalıdır.
- Bağımsız ve egemen bir Türkiye için emperyalizme karşı mücadelede kararlıyız. Emperyalizmin yeni savaş cepheleri açarak coğrafyamızı yıkıma sürüklediği, savaş örgütü NATO’nun yayılmacı politikalarını en tehlikeli savaş senaryolarıyla hızlandırdığı bir dönemde yıllardır dile getirdiğimiz hedef daha da acildir: Türkiye NATO’dan çıkmalıdır. Ülkemizdeki yabancı üsler kapatılmalıdır.
- Devletin tüm kademelerine ve toplumsal yaşama egemen olan tarikatlara, bilimsel düşünceyi ve tüm özgürlük alanlarını yok ederek başta kadınlar, gençler ve çocuklar olmak üzere tüm toplumu dinselleşmeyle baskı altına almaya çalışan gericiliğe karşı, laiklik için bir araya geliyoruz. Tarikat ve cemaat kadrolaşmaları tasfiye edilmelidir. Eğitim birliği sağlanmalı, tarikat ve cemaat okulları ile yurtları kapatılmalıdır.
- Yurttaşlığın tesis edilerek etnik, dinsel, mezhepsel ve toplumsal cinsiyetten kaynaklı farklılıklar nedeniyle ayrımcılığın ve karşıtlıkların ortadan kaldırıldığı, herkesin eşit ve kardeşçe yaşayacağı özgür bir cumhuriyet hepimizin özlemidir. Bunu gerçekleştirmek isteyen herkesi ortak mücadeleye davet ediyoruz.
Dört farklı ittifakı tanımlayacak dört ayrı kelime seçmem gerekseydi, “sosyalizm” kelimesinin üzerine -amiyane tabirle- “cuk oturduğu” tek ittifakın Sosyalist Güç Birliği olduğunu söylerdim. Yeri gelmişken Cumhur İttifakı’nı tanımlamak için “beka”, Demokrasi İttifakını tanımlamak için “barış”, Millet İttifakını tanımlamak içinse “adalet” kelimelerini seçtiğimi de not etmeyi ihmal etmeyeyim.
Akıl Oyunları & Nash Dengesi
Sosyalist Güç Birliği’ni HDP’nin domine ettiği bir sol ittifaka karşı çıkan, böyle bir ittifaka endişeyle bakan bir sol ittifak olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Bu noktada Türkiye siyasetinde, seçimler öncesinde bir Nash Dengesi’nin[4] oluştuğundan, bir başka ifade ile “ittifaklardan her birinin, diğer üçünün kendileri için en iyi stratejiyi seçtikleri kesinkes ortadayken, bizzat kendisi için en iyi stratejiyi seçtiği durum(lar)dan mürekkep bir hassas/kırılgan dengenin (Nashequilibrium)” oluştuğundan bahsedebilir miyiz? Bence edebiliriz. Malum böyle bir dengede, diğer ittifakların stratejileri değişmeden, hiçbir ittifak kendi stratjisini değiştirmeyecektir. İşin tuhafı böylesi bir Nash Dengesi’ni sadece ittifaklar arasında değil, bizzat her bir ittifakın içinde de düşünebiliriz.
Elbette Nash Dengesi düşüncesi teorik düzlemde ne kadar tutarlı bir düşüncedir; oyundaki her bir aktörün gerçekten kendi çıkarlarını maksimize edecek kararları alabilecek “bilgi”ye (malumata değil knowledge’a) ve diğerlerinin aldıkları kararın içeriklerine dair malumata sahip olup olmadıkları tartışılır. Ancak şurası da gerçek ki, Sosyalist Güç Birliği’nin de kurulmasıyla Türkiye siyasetinin artık neredeyse tamamı, sadece kendi kafasına göre değil, diğerlerinin tavırlarını da kollaya kollaya bir mevzi almaya başladı. Ve tam da Nash Dengesi esprisinde olduğu gibi bütün ittifakların (ve her bir ittifakın içindeki partilerin) şu anda izlediklerinden başka bir strateji izlemek için mantıklı bir gerekçesi yok. Her bir ittifak ve her bir ittifak içindeki her bir partinin kendi stratejisini değiştirmesi, biraz da karşısındakilerin stratejisindeki değişime (ya da diğerlerinin onda bir değişim beklentisi algılamalarına) göre şekillenecektir.
Yazıyı bir doktora dersine çevirmeden altını çizmek istediğim ikinci bir hususu da not etmek isterim. Ben, bu dört ittifak arasındaki Nash Dengesi’nin oluşumunda HDP’nin nev-i şahsına münhasır bir rol oynadığını düşünüyorum. HDP, hem kendisinin domine ettiği Demokrasi İttifakının şekillenmesinde hem de diğer ittifakların stratejilerinin belirlenmesinde diğer aktörlerden bir gıdım daha önde.
Demek istediğim şu. Cumhur İttifakı’nın “beka” söylemi, bizzat HDP’nin varlığı ve Millet İttifakı’nın görünmez üyesi (Geçtiğimiz günlerde Babacan’a da masadaki 7. Ortak sorulmuştu[5]) olduğu eleştirileri üzerine bina oluyor. Cumhur İttifakı’nın bekası bir “HDP ile mücadele” stratejisi olarak şekilleniyor. HDP ile ilişkiler Millet İttifakı’nın -kelimenin tam anlamıyla-“yumuşak karnı”dır: Bir yandan %10 civarlarındaki bir partiyi elinin tersiyle itemeyeceğinin farkında olan öte taraftan da kendi tabanına “teröre destek olmadığı”nı anlatmaya çalışan bir Millet İttifakı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hiç değilse, bu ittifakın üyelerinin mesailerinin önemli kısmını bu konudaki denge politikasını sürdürmek için harcamak zorunda kaldıkları açık.
Yeni kurulan Sosyalist Güç Birliği’nin de HDP eksenine kilitlenmemiş bir sosyalist duruşu öne çıkarmaya gayret ettiği çok açık. 4. İttifakı oluşturan her bir partinin metinlerine göz attığımızda buna benzer ifadeler görebiliriz. Demokrasi İttifakı kurulurken görüşmelerin kilitlendiği noktanın bu olduğundan da bahsedebiliriz. Ben sadece Sosyalist Güç Birliği’nin bileşenlerinden biri olan Devrim Hareketi’nin 1. Olağan Kurultayı’nın Siyasi Metni ve Kararları’nın 10. Maddesini buraya alıntılamakla yetineyim:
HDP’nin bu denklemdeki yeri, iki iktidar projesinden birinin bileşeni olmakla sınırlandırılamaz. Oy potansiyeli nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde konumunu güçlendirerek daha fazla hareket serbestisi kazanan ve mevcut iktidar alternatifleriyle pragmatik bir ilişki kuran HDP’nin siyasal öncelikleri ile Türkiye’nin geleceği arasındaki açı giderek artmaktadır. Bu tablo, Türkiye solunun HDP ile kendi ilke ve hedefleri açısından anlamlı bir ilişki kurma olanağını azaltmaktadır. Devrimcilerin Kürt emekçilerle daha fazla buluşmasının yolu ilkesiz ittifaklardan uzak durarak devrimci cumhuriyetçi çizgide eşit yurttaşlık mücadelesini yükseltmekten geçmektedir.[6]
Daha önce vurguladığım bir husus tekrar ederek bitirmek istiyorum. Dört farklı ittifakı tanımlayacak dört ayrı kelime seçmem gerekseydi, “sosyalizm” kelimesinin üzerine -amiyane tabirle- “cuk oturduğu” tek ittifakın Sosyalist Güç Birliği olduğunu söylerdim. Ortaya koydukları beş maddenin hepsinin de Türkiye’nin acil ihtiyaçları ve öncelikleri olduğunu düşünüyorum; hepsinin altına şartsız koşulsuz imzamı atarım. Lakin işte yine geldik Nash Dengesi’ne: Sahi Akıl Oyunları’nda (A BeatifulMind) filmdeki John Nash şansını artırmak için sarışın kadına mı yoksa ikinci en iyiye mi hamle etmek gerektiğini salık veriyordu arkadaşlarına?
Keyifli Pazarlar