14 mayıs seçimleri - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com Sözün yükünü taşır Sat, 29 Apr 2023 09:50:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.1.1 https://gazetekarinca.com/wp-content/uploads/2020/07/cropped-karincalogo-512x512-1-32x32.jpg 14 mayıs seçimleri - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com 32 32 The Economist’ten Türkiye seçimleri öngörüleri: ‘Erdoğan’ın yenilme riski yüksek’ https://gazetekarinca.com/the-economistten-turkiye-secimleri-ongoruleri-erdoganin-yenilme-riski-yuksek/ Sat, 29 Apr 2023 09:44:56 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=258051 The Economist dergisinin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin hazırladığı dokuz sayfalık raporuna göre, Kılıçdaroğlu’nun şu anda kamuoyu anketlerinde önde olduğu, 20 yıllık iktidarın ardından Erdoğan’ın yenilme riskinin yüksek olduğuna da dikkat çekildi. İngiltere merkezli haber ve ekonomi dergisi The Economist’in ayrıntılı araştırma, analiz ve raporlama yapan istihbarat birimi tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin […]

The post The Economist’ten Türkiye seçimleri öngörüleri: ‘Erdoğan’ın yenilme riski yüksek’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
The Economist dergisinin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin hazırladığı dokuz sayfalık raporuna göre, Kılıçdaroğlu’nun şu anda kamuoyu anketlerinde önde olduğu, 20 yıllık iktidarın ardından Erdoğan’ın yenilme riskinin yüksek olduğuna da dikkat çekildi.

İngiltere merkezli haber ve ekonomi dergisi The Economist’in ayrıntılı araştırma, analiz ve raporlama yapan istihbarat birimi tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin olası sonuçları ve bu sonuçların iç de dış politikaya olası etkileri irdelendi.

Dergi nisan ayı içinde hazırladığı dokuz sayfalık raporunda, AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi ya kıl payı ya da sonuca itiraz ederek kazanacağı; AKP’nin ise Meclis’teki çoğunluğunu kaybedeceği öngörüsünde bulundu.

Raporda Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin, ülkenin gittikçe otoriterleşen yolda devam edip etmeyeceğini ya da rotasını köklü bir şekilde değiştirip değiştirmeyeceğini belirleyeceği yorumu yapıldı.

Erdoğan’ın iktidarda kalmaya devam etmesi halinde, enflasyonun yüksek olmaya devam edeceği; ülkenin yatırımcılar açısından çekiciliğinin kısıtlı olmaya devam edeceği; Türkiye’nin Avrupa ve ABD’den uzaklaşmayı sürdüreceği kaydedildi.

VOA Türkçe’de yer alan habere göre The Economist, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu anda kamuoyu anketlerinde önde olduğuna; 20 yıllık iktidarın ardından Erdoğan’ın yenilme riskinin yüksek olduğuna da dikkat çekti.

‘Seçim çekişmeli geçecek’

Raporda seçimi muhalefetin kazanmasının Türkiye için önemli değişiklikleri beraberinde getireceği belirtildi.

Muhalefetin kazanması halinde mevcut ‘başkanlık sistemi’ni kaldırıp ekonomide geleneksel politikalara dönüşü sağlayacağı ve Türkiye’nin NATO gibi batılı kurumlarla ilişkilerini yeniden inşa etmeyi amaçlayacağını belirten dergi raporunda, “Sandıkta başarılı olsalar bile Türkiye için yeni vizyonunu uygulaması kolay olmayacak” ifadelerini kullandı.

The Economist seçimin çekişmeli geçeceğini, kararsız seçmen oranının yüzde 13 civarında olduğunu yazdı. Erdoğan’ın uzun süredir görevde olmasının getirdiği avantajlardan, kamu kaynakları ve kurumları üzerindeki kontrolünden, medya ve seçim yetkilileri üzerindeki etkisinden yararlanacağı ifade edildi.

Türkiye’de seçimden sonra meclis çoğunluğunu kaybetse bile Erdoğan’ın yönetimini devam ettirmesinin elindeki gücü korumasını sağlayacağı belirtildi.

Türkiye’de parlamenter sistem 2018 yılında değiştiği için, Erdoğan’ın kabinesini oluşturmak için Meclis onayına ihtiyaç duymayacağı ya da yasamadan güçlü bir denetleme ile karşı karşıya kalmayacağı vurgulandı.

Sonucun dış politikaya olası etkileri

Türkiye’nin Erdoğan döneminde Rusya ile derinleşen ilişkilerin, Rusya’dan S-400 sisteminin alınmasının, İsveç’in NATO üyeliğinin bloke edilmesinin ve Yunanistan’a karşı kullanılan söylemin geleneksel batılı ortaklarla sürtüşmeye yol açtığı hatırlatıldı.

Raporda, “Seçimi Erdoğan’ın kazanması bu eğilimlerin devamını beraberinde getirecektir. Dış politikada bazı muhalefet partileri arasında önemli görüş ayrılıkları olsa da Millet İttifakı daha Batı’ya dönük bir yaklaşımda olacak ve en azından AB-Türkiye ilişkilerini kısmen yeniden konumlanacaktır. NATO üyeleri muhalefetin zaferini olumlu değerlendirecek; ancak Kıbrıs ve Yunanistan’la ilgili geleneksel duruşlar, Rusya ve Çin’le dengeli ilişkiler devam edecektir” öngörüsü yer aldı.

Muhalefet partileri arasında Suriye ve Kürt sorunu konusundaki görüş ayrılıklarının, Türkiye’nin bu konudaki tutumunun ABD ile ilişkilerde muhtemelen rahatsızlık yaratmaya devam edeceği anlamına geldiği belirtildi, ancak yeni bir yönetimin AB ve ABD ile yapıcı bir diyalogun inşa edilmesine yöneleceği varsayılarak, bunun “önemli bir değişim için fırsat penceresi” olacağı vurgulandı.

HABER MERKEZİ

The post The Economist’ten Türkiye seçimleri öngörüleri: ‘Erdoğan’ın yenilme riski yüksek’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Batı medyasında 14 Mayıs seçimleri: Rüzgar muhalefetten yöne esiyor https://gazetekarinca.com/bati-medyasinda-14-mayis-secimleri-ruzgar-muhalefetten-yone-esiyor/ Wed, 26 Apr 2023 10:53:33 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=257428 Seçimlere sayılı günler kala Türkiye, hem Ortadoğu’nun hem de ABD ve AB ülkelerinin gündeminde üst sıralarda. Seçim sathına girilen birkaç ay içinde Batı medyasının seçimlere bakışı günden güne yön değiştirdi. Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkileri daha birkaç ay öncesine kadar Erdoğan’ın seçimi tekrar kazanması perspektifinden değerlendiren Batı medyası, seçim tarihi yaklaştıkça ve muhalefet ardı […]

The post Batı medyasında 14 Mayıs seçimleri: Rüzgar muhalefetten yöne esiyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Seçimlere sayılı günler kala Türkiye, hem Ortadoğu’nun hem de ABD ve AB ülkelerinin gündeminde üst sıralarda. Seçim sathına girilen birkaç ay içinde Batı medyasının seçimlere bakışı günden güne yön değiştirdi. Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkileri daha birkaç ay öncesine kadar Erdoğan’ın seçimi tekrar kazanması perspektifinden değerlendiren Batı medyası, seçim tarihi yaklaştıkça ve muhalefet ardı ardına tutum açıkladıkça, rüzgarın muhalefetten yana estiği kanısına vardı. Seçim yaklaştıkça hem haber başlıkları hem haberlerin tonu değişti. Uluslararası Politika Akademisi’ne “Batı medyası Türkiye seçimlerini nasıl değerlendiriyor?” başlıklı bir makale yazan Prof. Dr. Eren Alper Yılmaz’ın makalesi de medyanın değişen diline işaret ediyor. Makalenin tamamını aktarıyoruz.

14 Mayıs 2023 Türkiye seçimlerinin, ülke yıllarca süren ekonomik düzensizlik ve yıkıcı bir depremin sonuçlarıyla boğuşurken, Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında en çekişmeli yarış olması bekleniyor. Erdoğan, AKP’nin 2002’de iktidara gelmesinden bu yana en büyük siyasi meydan okuma ile karşı karşıya. Muhalifler ise Cumhurbaşkanı’nı ekonomi, yargı ve sosyal politikalar alanlarındaki politikaları üzerinden eleştiriyor.

Türkiye’nin ekonomik koşullarına bakıldığında Erdoğan, Türkiye Merkez Bankası’nın gerçekleştirdiği agresif faiz indirimleri emrini vererek enflasyonu Ekim’de yüzde 85’in üzerine zıplatarak 24 yılın zirvesine çıkardı ve ardından Mart’ta enflasyon yüzde 50’ye yaklaştı. Bunu takip eden yaşam maliyeti krizi Türkiye’deki her haneyi sarsacak noktaya geldi ve insanların kazançları ve birikimlerini tüketerek satın alma gücünü dibe vurdurdu.

Bunların yanı sıra Erdoğan hükümeti, Kahramanmaraş merkezli depreme zamanında müdahale etmemek ya da edememekle de itham ediliyor. Milyonlarca vatandaş 11 ili vuran deprem sonrası evsiz kaldı ve her şeyini kaybetti. Analistler, Erdoğan’ın ülke ve ülkenin tüm kurumları üzerindeki tam kontrolüne rağmen, yıllardır sürmekte olan erozyon nedeniyle deprem sonrasında yeterince hızlı harekete geçemediğini ifade ediyor. Kızılay’ın sivil toplum kuruluşlarına çadır satması ve AFAD’ın koordinasyon eksikliği de deprem sırasında hükümetin eleştirilmesine neden oldu.

Bir başka güncel sorun da Türkiye’nin yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapması; bu nedenle, büyük bir yaşam maliyeti kriziyle mücadele eden pek çok Türkiyeli, sığınmacılara karşı giderek daha düşmanca davranmakta. Tüm muhalefet blokları, AKP’yi sınırları açıp birçok kimliği belirsiz kişiyi kontrolsüz bir şekilde ülkeye toplamakla suçladı ve Suriyelilerin gönüllü olarak anavatanlarına dönmesi için uygun koşulları yaratma sözü verdi. Muhalefet bunun sadece uluslararası bir sorumluluk paylaşımı değil, Şam’la diyalog kurulmasını da gerektirdiğinin farkında. Kılıçdaroğlu’nun Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmek üzere yaptığı konuşma üzerine Erdoğan da bir süredir Suriye ile yakınlaşma sağlamaya çalışıyor ancak Beşar Esad, Türkiye Cumhurbaşkanı ile ancak Türkiye’nin askeri gücünü Suriye’nin kuzeyinden tamamen çekmeye hazır olduğunda görüşeceğini söylüyor.

Seçimler, Mustafa Kemal Atatürk’ün laik Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılına denk geliyor. Erdoğan, seçimlerde büyük değişiklikler vaat eden “Türkiyeli Gandhi” lakaplı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasında duran bir muhalefetle karşılaşacak. Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü araştırmacısı Reuben Silverman’a göre, Kılıçdaroğlu’nun geniş koalisyonu gerekli çünkü şimdiye kadar Erdoğan’a rakip olacak baskın bir siyasi aktör ortaya çıkmadı. Bu kısmen Erdoğan’ın kendi eseri: İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kürt partisi Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş gibi Türkiye siyasetine heyecan katan siyasetçiler, kovuşturmalar ve hapis cezaları nedeniyle siyasi alanın dışına itildi.

Kılıçdaroğlu’nun dışında Memleket Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce 114 bin 657, ATA İttifakı’nın başkan adayı Sinan Oğan ise 111 bin 502 imza aldı. Sekiz aday yeterli imzayı toplayamadı ve Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Erdoğan’ın adaylığını desteklemek için başvurusunu geri çekti.

Anketlerin çoğu Kılıçdaroğlu’nun öne geçtiğini gösterse de Erdoğan, arkasında devletin ve devlet kurumlarının tüm gücüyle hâlâ güçlü bir aday. İktidarda kalmak için ne gerekiyorsa yapacağına, görevdeki avantajlarını az farkla bir zafer elde etmek ve olumsuz sonuçlara meydan okumak için kullanacağına dair yaygın bir inanç var. Son anketlere göre Erdoğan, pek çok kişi tarafından Türkiye tarihinin en önemli seçimi olarak görülen 14 Mayıs seçimleri öncesinde rakibinin 10 puan gerisinde bulunuyor. Anketlerin çoğu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a karşı yüzde 10’dan fazla önde olduğunu gösteriyor. “Millet İttifakı” olarak adlandırılan muhalefet bloğu da Meclis yarışında Erdoğan’ın ve müttefiklerinin en az 6 puan önünde gidiyor. Buna ek olarak, Halkların Demokratik Partisi (HDP) de rahat rahat yüzde 10’un üstüne çıkıyor.

Washington merkezli Project on Middle East Democracy’nin Türkiye program direktörü Merve Tahiroğlu, muhalefet ittifakının çeşitlilik arz ettiğini ve ittifak içindeki her önemli figürün Türkiye’nin farklı bir kesimine hitap edebileceğini belirtiyor. Demokrasileri Savunma Vakfı’nın ev sahipliğinde düzenlenen bir panelde konuşan Tahiroğlu şunları ifade ediyor: “Bu tarihi anda, Türkiye’de gerçekleşecek Mayıs seçimlerinin muhalefete galibiyet getireceği konusunda iyimser olmamızı sağlayacak her zamankinden fazla nedenimiz var.”

14 Mayıs seçimleri Türkiye ile güvenlik, ticaret ve yumuşak güç ilişkileri devam eden Avrupa için ciddi bir dönüm noktası arz ediyor. Batı medyasında seçimlerin sonucuna ilişkin farklı tahminler var. ABD’de faaliyet gösteren risk analizi şirketi Teneo’nun kurucu ortağı Wolfango Piccoli, Türkiye’deki Batı karşıtlığının siyasi yelpazede çok güçlü olduğunu savundu. Piccoli şu belirlemelerde bulunuyor: “Dış politika, koalisyonun tutarlılığına bağlı olacaktır. Millet İttifakı, Erdoğan’dan kurtulma arzusu dışında hiçbir ortak yanı olmayan partilerin koalisyonudur. Tamamının birbirinden çok farklı gündemleri var ve bunun dış politikaya seçimlerden sonra etkisi olacak. Türkiye’nin batı ile ilişkisi büyük ölçüde komada ve bir süredir de böyleydi, bu yüzden onu yaşam desteğine bağlı tutacaklar.” Piccoli ayrıca, yeni gelecek hükümetin de başa çıkması gereken çok fazla iç sorun olacağına işaret ediyor.

BBC News, Kılıçdaroğlu liderliğindeki Millet İttifakı’nın kazanması halinde, Türkiye’nin parlamenter sistemini yeniden kurabileceğini ve cumhurbaşkanlığı reformunu gerçekleştirebileceğini, devlet başkanının yasayı veto etme hakkını kaldırabileceğini, makamın siyasi partilerle bağlarını kesip yedi yılda bir seçilebilir hale getirebileceğini belirtiyor. BBC’nin perspektifine göre, altı parti, kazanmaları halinde, Erdoğan hükümetinde kırılgan hale gelen AB ilişkilerini ve Türkiye’nin on yıllardır süren Avrupa Birliği’ne katılma hedefini yeniden başlatma ve ABD ile “karşılıklı güveni” yeniden tesis etme fırsatını da yakalayacak. Seçimlerden sonra Türkiye’de ılımlı bir hava oluşabilir; ancak bu, AB ile tam üyelik ilişkisini çok fazla değiştirmeyecektir. Dürüst olmak gerekirse AB, üyelik için gerekli tüm şartları yerine getirse bile Türkiye’nin yakın gelecekte üye olmasına sıcak bakmıyor.

İngiltere merkezli anaakım gazete Daily Telegraph, göçmen karşıyı söylem ve duygunun da Erdoğan’ın devrilmesine ön ayak olabileceğini yazıyor. Gazete, Türkiye’de yıllardır birikmekte olan göçmen meselesine yönelik kırgınlıklara dikkat çekiyor. Kamuoyu yoklamaları düzenli olarak göçü ulusun karşı karşıya olduğu en acil sorunlar arasında gösteriyor. Milyonlarca Suriyeli sığınmacının Türkiye’ye gelmesine izin veren Erdoğan, öfkeyi bastırmak için mücadele ederken, Kılıçdaroğlu’nun sınır güvenliği ve Suriyelileri vatanlarına gönderme konusundaki konuşmaları, Erdoğan’ın aksine muhalefetin oylarını yükseltti.

Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi durumunda kendisi açısından zorlu bir süreç başlayacak. Ortadoğu Araştırmaları Derneği Başkanı Ihor Semivolos, olası bir yenilgi durumunda mevcut Cumhurbaşkanı’nın görevi bırakacağının kesin olmadığını belirtiyor. Semivolos’un değerlendirmesine göre, Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi durumunda neler olacağı toplum için net bir cevabı olmayan bir soru. Risk yüksek, çünkü Türkiye’nin geçmişinden de bildiğimiz gibi, 2016’daki başarısız askeri darbenin ardından yaşanan baskılar ve haksız yargılamalar hakkında birçok kişi soruşturma açılmasını talep edecek. Dolayısıyla Erdoğan’ın iktidarını kaybetmesi muhtemelen bazı sıkıntıları da beraberinde getirecek. İşte tam da bu yüzden pek çok insan “koltuğu öyle kolayca bırakmayacak” diye düşünüyor.

Berlin merkezli Stiftung Wissenschaft un Politik’in yayınladığı rapora bakıldığında, mevcut kamuoyu yoklamalarına güvenilecek olursa Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu karşısında kaybetmesi bekleniyor. Ancak cumhurbaşkanlığını kaybetmek, AKP adlı makineyi çalışır durumda tutmak için kamu kaynaklarından mahrum kalacak olan Erdoğan için büyük bir darbe olacaktır. Kötüleşen sağlığı ve ileri yaşı göz önüne alındığında Erdoğan, partisini muhalefette uzun süre yönetecek gücü toplayamayabilir.

Politico’nun araştırmacısı Nektaria Stamouli’ye göre, Batı medyası Erdoğan’ın seçimleri kazanmasını zayıf bir ihtimal olarak görse de, Erdoğan seçimleri kazanırsa daha da fazla yetkiye sahip olacak. Türkiye’de 85 milyon insan var. Batı’daki endişe, Erdoğan’ın bunu, bölgesel çatışmacılıkla karakterize edilen ve daha büyük siyasi güçlerin kendi etrafında toplandığı, giderek artan bir şekilde dini açıdan muhafazakar bir modele doğru ilerlemek için fırsat olarak görecek olmasıdır. Bu noktada Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşarak Rusya ve Ortadoğu ülkeleriyle yakınlaşması kastediliyor. Ayrıca seçimlerden sonra liberal değerlerden uzaklaşan AKP, Batı’nın gözünde muhafazakar tarafını daha da pekiştirebilir.

Özetle, Batı medyasındaki genel kanı, Millet İttifakı’nın 14 Mayıs seçimlerini kazanma ihtimalinin güçlü olduğu yönünde. Muhalefet bloğu kazanırsa Türkiye’de hem iç hem de dış politikada farklı bir hava oluşabileceğini, Batı ile daha ılımlı ilişkiler kurulabileceğini ve Erdoğan’ın gelecekte siyasi kariyerinde zor bir durumla karşılaşabileceğini vurguluyorlar. Sonuç olarak, seçimleri kim kazanırsa kazansın, bir Türkiye vatandaşı olarak ekonomi, dış politika, sosyal politikalar, güvenlik ve diğer alanlarda güçlü bir Türkiye diliyoruz.

DIŞ HABERLER

The post Batı medyasında 14 Mayıs seçimleri: Rüzgar muhalefetten yöne esiyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Oy ve Ötesi seçim güvenliği için 14 Mayıs’ta OCR teknolojisi kullanacak https://gazetekarinca.com/oy-ve-otesi-secim-guvenligi-icin-14-mayista-ocr-teknolojisi-kullanacak/ Wed, 26 Apr 2023 10:19:12 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=257414 Oy ve Ötesi Derneği, 14 Mayıs seçimleri kapsamında ıslak imzalı sandık tutanaklarını hızla sayısal veriye dönüştürmek amacıyla ilk kez kullanılacak olan OCR teknolojisini tanıttı. Dernek, aynı zamanda seçim bölgelerine ulaşımı kolaylaştırmayı amaçlayan Askıda Bilet kampanyası hakkında bilgileri paylaştı. Kurulduğu 2014 yılından bu yana yerel ve genel seçimlerle birlikte toplamda 8 seçimde görev alan Oy ve […]

The post Oy ve Ötesi seçim güvenliği için 14 Mayıs’ta OCR teknolojisi kullanacak first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Oy ve Ötesi Derneği, 14 Mayıs seçimleri kapsamında ıslak imzalı sandık tutanaklarını hızla sayısal veriye dönüştürmek amacıyla ilk kez kullanılacak olan OCR teknolojisini tanıttı. Dernek, aynı zamanda seçim bölgelerine ulaşımı kolaylaştırmayı amaçlayan Askıda Bilet kampanyası hakkında bilgileri paylaştı.

Kurulduğu 2014 yılından bu yana yerel ve genel seçimlerle birlikte toplamda 8 seçimde görev alan Oy ve Ötesi Derneği, bugün düzenlediği basın toplantısında 14 Mayıs seçimlerine ilişkin çalışmalarına dair güncel gelişmeleri aktardı.

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan, bugüne kadar kayıt olan gönüllü sayılarını ve bu doğrultudaki hedeflerini paylaştı.

Toplantıda 2023 seçimleri kapsamında sandıklarda elle yazılacak tutanak sonuçlarının hızla dijital veriye dönüştürülmesi amacıyla ilk kez kullanılacak olan OCR (Optik Karakter Tanıma) teknolojisi de uygulamalı olarak katılımcılara tanıtıldı.

‘OCR teknolojisi, sürecin şeffaflığına büyük katkı sağlayacak’

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun, OCR teknolojisini uygulamalı olarak tanıtarak şunları söyledi:

Bu sene ilk kez kullanacağımız OCR teknolojisi ile fotoğrafı çekilen sandık tutanaklarının verileri otomatik olarak sayısal hale getirilecek. Sandıklarda görev alan gönüllülerimiz gün sonunda hazırlanacak tutanakları fotoğraflayarak sisteme yükleyecekler. Bu veriler eş zamanlı olarak dijital veriye çevrilecek. Böylece sahadan gelen sandık verilerini çok hızlı bir şekilde doğrulama imkânına sahip olacağız. Hedefimiz her sandıktan tutanak görüntüsü elde edebilmek ve YSK sonuçlarına referans veri oluşturabilmek. Bu sayede siyasi partilerle hızlıca veri paylaşımı yapabileceğiz ve onlar da olası uyuşmazlıklar için zaman kaybetmeden YSK’ye itirazda bulunabilecekler. Bu yöntemle seçim sürecinin şeffaflığına büyük katkı sağlamış olacağız.

Yasal gereklilik uyarınca halka açık bir şekilde paylaşılacak olan sandık sonuç tutanakları, Oy ve Ötesi Derneği gönüllülerince fotoğrafları çekilerek sisteme yüklenecek. Tutanak verisi toplama sürecine her vatandaşın katılabileceğini belirten dernek yetkilileri, gün içerisinde sandık başında durmayan vatandaşların da sisteme kayıt olarak asılan tutanakların görüntülerini paylaşabileceklerini vurguladı. Böylelikle dileyen her vatandaş, oluşturulacak referans veri tabanını destekleyebilecek ve seçim sürecinin şeffaflığına katkı sağlayabilecek.

‘Bugüne kadar 38 bin gönüllü başvurusu alındı’

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan, bugüne kadar ulaşılan gönüllü sayılarını ve demografik bilgilerini paylaştı:

Bugüne kadar toplam 38 bin gönüllü başvurusu aldık. 50 ilde planlanmış 101 eğitimimiz var ve bugüne kadar 7 ilde 15 eğitimi gerçekleştirdik ve toplam 2000 gönüllüye ulaştık. Bundan sonraki süreç çok önemli ve başta gençler olmak üzere herkese büyük görevler düşüyor. Şu an için Kırklareli, Kars, Erzurum, Gümüşhane, Ardahan öncelikli gönüllü ihtiyacımızın fazla olduğu iller. Her sandıkta yer alabilmek adına demokrasiden tarafız diyen herkesi gönüllü olmaya davet ediyoruz.

Turan, derneğin seçim günü bir danışma hattı açacağını da ifade etti.

Askıda Bilet Platformu depremzedelere bedelsiz ulaşım bileti sağlayacak

Toplantıda adres kaydı deprem bölgesinde bulunan ve başka şehirde olan seçmenlerin, oy verme haklarını kullanabilmeleri için bir araya gelen Askıda Bilet Platformu da tanıtıldı.

Oy ve Ötesi Derneği’nin de aralarında bulunduğu platform paydaşları, adres kaydı deprem bölgesinde bulunan ve seçmen kaydını belgeleyen vatandaşlara oy kullanacakları şehre ulaşımlarını sağlamak üzere bedelsiz olarak bilet sağlanması için bir araya geldiler.

Bilet talebinde bulunmak isteyen depremzede seçmenler, www.askidabilet.com adresi üzerinden başvuru formu doldurarak bilet isteyebilecek ve platforma destek olmak isteyen vatandaşlar da yine aynı adres üzerinden bağış yaparak farklı şehirde bulunan depremzedelerin seçim için şehirlerine ulaşımlarını karşılayabilecek.

  Depremzede seçmenler için 'askıda bilet' kampanyası

Deprem bölgesinde seçim güvenliği  

Dernek Başkanı Ertim Orkun, deprem illerinde önceki seçimlerde sandıkların kurulduğu pek çok okul binasının yıkılmış ya da hasarlı olduğunu, YSK tarafından yeni sandık alanlarının belirlendiğini vurguladı.

Oy ve Ötesi Derneği bölgedeki vatandaşlarla da sandık güvenliğini sağlamak için çalışacak.

Afet illerinde önceki seçimlerde kayıtlı seçmen sayılarını istatistiki olarak takip eden dernek, bu verileri değerlendirerek olası anomalileri tespit edebilecekleri bir matematiksel modelleme üzerinde de çalışıyor.

Bölgede yaşayan seçmenlerin oy verecekleri sandıklarda gözlemcilik yapmaları için de farkındalığı arttıracak çalışmalar yapılıyor.

HABER MERKEZİ

The post Oy ve Ötesi seçim güvenliği için 14 Mayıs’ta OCR teknolojisi kullanacak first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Eğitim Sen’den seçim tutum belgesi https://gazetekarinca.com/egitim-senden-secim-tutum-belgesi/ Tue, 25 Apr 2023 11:07:13 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=257182 14 Mayıs seçimlerine ilişkin seçim tutum belgesini açıklayan Eğitim Sen, “Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda” ifadelerini kullandı. Eğim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin taleplerinin yer aldığı seçim tutum belgesini Genel Merkez’de düzenlenen basın […]

The post Eğitim Sen’den seçim tutum belgesi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs seçimlerine ilişkin seçim tutum belgesini açıklayan Eğitim Sen, “Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda” ifadelerini kullandı.

Eğim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin taleplerinin yer aldığı seçim tutum belgesini Genel Merkez’de düzenlenen basın açıklamasıyla duyurdu.

Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Eğitim ve bilim emekçilerinin gerçek sözü ve işyerlerinde ve alanlarda özgür sesi olan Eğitim Sen olarak 1 milyon 200 bin eğitim ve bilim emekçisinin taleplerini, uyarılarını MEB, YÖK ve siyaset kurumuna iletiyor, kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu seçimde, eğitim tarihinin çok önemli bir uğrağına tanıklık edeceğiz ve Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız” dedi.

Kamusal eğitimin çöküşle karşı karşıya olduğunu kaydeden Kurul, şunları ifade etti:

Mevcut siyasal iktidarın uyguladığı eğitim politikaları ile okullar ve üniversiteler, çocuklar ve gençleri geliştirmek, güçlendirmek ve özgürleştirmek yerine insan olmaktan doğan güçlerini geriletmekte, zayıflatmakta ve onları geleceğe etkin yurttaşlar olarak hazırlamaktan çok uzak durmaktadır. Eğitim, öğrencileri, velileri ve eğitim emekçileri ile eğitim kurumlarında, evde ve sokaklarda tüm yurttaşlar ile etkileşen kamusal bir hizmettir. Eğitim emekçileri dahil, yurttaşlar olarak uygulanan sermaye politikaları ile yoksullaşıyor, yoksunlaşıyor ve yüksek enflasyon koşulları altında eziliyoruz. Türkiye’de gelir dağılımı her gün emekçiler aleyhine, eğitim emekçileri aleyhine kötüleşiyor.

İktidarın yaydığı korku kültürü ve toplumu dost-düşman olarak ayrıştırma, kutuplaştırma anlayışı ile birbirimizle konuşamıyor ve ifade özgürlüğümüzü yaşama geçiremiyor, demokratik ve özgürlükçü bir yaşama ulaşamıyoruz. Toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlikler, etnik ve dinsel anlayış, siyasal görüş farkları toplumsal bir zenginlik değil, tehdit olarak algılanıyor ve ayrımcı ve ayrıştırıcı politikalar izleniyor.

‘Deprem illerinde eğitim hakkı yok’

6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli depremlerden sonra bölgedeki duruma dikkat çeken Kurul, şunları söyledi:

Geçen iki ayı aşan süre içinde çadır kentler ve çadır okullardan öte bir adım atılabilmiş değil! Konteynır kentler ve prefabrik evler inşa edilebilmiş değil! Depremden etkilenen yurttaşlar, çadırlarda kışın soğuğu ve baharın seli ile karşı karşıya kaldılar ve şimdi yaklaşan yazın sıcağı ile çadırlarda yaşamak mümkün olmayacak! Bu koşullar hem öğrenciler, hem veliler ve hem de öğretmenler ile idari, teknik ve yardımcı eğitim emekçileri için geçerli! Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda! Depremin etkilediği kentlerde eğreti bir yaşam sürdürülmektedir.

‘Tarihin en ayrımcı yasası’

Kurul, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu eğitim tarihinin ‘en ayrımcı yasası’ olarak nitelendirerek, şunları kaydetti:

Bu yasa ile tüm eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarını geliştirmek yerine “genç öğretmelere sıranı bekle, sınava hazırlan” denilmiş, öğretmenlerin bir kısmının maaşında kısmı bir iyileştirme yapılmış, eşit işe eşit ücret ilkesi ihlal edilmiştir. Yüksek ev kiraları, zorunlu temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar maaşı ayın ilk haftasında alıp götürüyor. Ayrım gözetmeden tüm eğitim emekçileri yoksulluk sınırının altında bir maaşla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Siyasal iktidarın “yerli ve milli” anlayışı ile aynılaştırılmak isteniyoruz. Bu ayrımcı tavır ile “yerli ve milli olmayanlar” keyfi kararlarla ihraç ediliyor, ayrımcı mülakatlar yoluyla işe alma süreçlerinde ayıklanıyorlar. Yargı kararları yaşama geçirilmiyor, güvenilmez güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması ile yurttaşlar yıldırılıyor, adeta farklı olana yaşam hakkı verilmiyor. ‘Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz şeylerle’ eğitim ve bilim emekçileri olarak, aşağıdaki taleplerle eşit, özgür, parasız, erişilebilir, anadilinde adil bir eğitim için oy vereceğiz!

Eğitim Sen seçim tutum belgesine ilişkin talep ve maddelerini web sitesi üzerinden paylaştı.

HABER MERKEZİ

The post Eğitim Sen’den seçim tutum belgesi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Seçime sayılı günler kala: Gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara operasyon https://gazetekarinca.com/secime-sayili-gunler-kala-gazeteci-siyasetci-hukukcu-ve-sanatcilara-operasyon/ Tue, 25 Apr 2023 09:03:04 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=257082 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala birçok kentte düzenlenen ev baskınlarında aralarında siyasetçiler, avukatlar ve sanatçıların da bulunduğu 10’u gazeteci 100’ün üzerinde kişi gözaltına alındı. Diyarbakır merkezli başlatıldığı belirtilen bir soruşturma gerekçe gösterilerek Bursa, Siirt, Mardin, Antep, İstanbul, Bingöl, Batman, İzmir, Mersin, Urfa, Van, Şırnak, Muş, Bitlis, Hakkari, Osmaniye, Sivas, Malatya, Ankara ve Adıyaman’da çok […]

The post Seçime sayılı günler kala: Gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara operasyon first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala birçok kentte düzenlenen ev baskınlarında aralarında siyasetçiler, avukatlar ve sanatçıların da bulunduğu 10’u gazeteci 100’ün üzerinde kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır merkezli başlatıldığı belirtilen bir soruşturma gerekçe gösterilerek Bursa, Siirt, Mardin, Antep, İstanbul, Bingöl, Batman, İzmir, Mersin, Urfa, Van, Şırnak, Muş, Bitlis, Hakkari, Osmaniye, Sivas, Malatya, Ankara ve Adıyaman’da çok sayıda eve baskın düzenlendi. Evlerde yapılan aramalarda polisler, bazı kitap ve dijital materyallere el koydu.

Baskınlarda aralarında Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök, MA muhabirleri Ahmet Kanbal ve Mehmet Şah Oruç, Yeni Yaşam Gazetesi Yazıişleri Müdürü Osman Akın, Xwebûn İmtiyaz Sahibi Kadri Esen, JINNEWS muhabiri Beritan Canözer; gazeteciler Mehmet Yalçın, Mıkail Barut, Salih Keleş ve Remzi Akkaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in basın danışmanı Sezen Mercan ile Özgürlük için Hukukçular Derneği üyesi avukatlar ve siyasetçilerin de bulunduğu 100’ün üzerinde kişi gözaltına alındı.

MA İmtiyaz Sahibi Ferhat Çelik ise baskın yapılan ikamet adresinde olmadığı için gözaltına alınamazken, birçok adreste de aramaların sürdüğü bildirildi.

Sanatçılar da gözaltına alındı

Baskın yapılan yerler arasında Diyarbakır’da bulunan Amed Şehir Tiyatrosu ve Dicle Kültür Sanat Derneği, Mardin’de bulunan Mezopotamya Kültür Sanat Derneği ve Batman’da bulunan Bahar Kültür Merkezi de bulunuyor. Derneklerin kapıları kırılırken, çok sayıda dernek çalışanı ve sanatçı gözaltına alındı.

Gözaltına alınan bazı isimler şöyle: Devrim Demir, Yavuz Akkuzu, Elvan Köçer Yıldırım, Özcan Ateş, Sena Özbey, Şahperi Alphan Bayhan, Sadettin İnal, Kibar Suvari, Velat Ersin, Kevve Çelik, Mesut Baskın.

En az 25 avukat gözaltında

Yürütülen soruşturma kapsamında baskın düzenlenen ÖHD Diyarbakır Şubesi’nde arama sona ererken, şu ana kadar 25 avukatın gözaltına alındığı öğrenildi.

Gözaltına alınan avukatlardan bazılarının isimleri şöyle: Mehmet Öner, Halise Dakalı, Özüm Vurgun, Bünyamin Şeker, Berdan Acun, Pirozhan Kaleli, Resul Temur, Fırat Taşkın, Salih Tekin, Sozan Acar, Büşra Eylül Özgültekin, Burhan Artan, Şerzan Yelboğa, Süleyman Şahin, Gülistan Ataş, Fırat Yıldız, Serhat Hezer, Kenan Aygay, Şirrin Şen, Bahar Okay, Gurbet Özbey, Ruşen Doğan, Metin Özbadem, Kenan Anğay, Jiyan Samedoğlu.

‘İktidar kaybetme korkusuyla yine gözaltı operasyonlarına sarıldı’

Sosyal medya hesabından gözaltılara tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel ise şu paylaşımı yaptı:

ÖHD’den dayanışma çağrısı

Özgürlük için Hukukçular Derneği de gözaltılara ilişkin şu açıklamayı yaptı:

Gözaltına alınan üyelerimiz ve müvekkillerimiz hakkında 24 saat avukat ile görüşme kısıtlaması var. Siyasi operasyonlar, meşru olmayan kısıtlamalar, baskılar bizi yıldıramaz. Savunma susmayacak! Üyelerimizin, meslektaşlarımızın ve müvekkillerimizin yanında olacağız!

Önceki dönem eş başkanımız, şube ve genel merkez yöneticilerimizin de aralarında olduğu üyelerimiz ve gazeteciler, kültür emekçileri ve aktivist gözaltında. Seçim öncesi demokratik kurumlara yönelen bu saldırıyla karşı tüm meslektaşlarımızı dayanışmaya davet ediyoruz!

Diyarbakır Barosu: Soruşturma dosyasında gizlilik kararı var

Diyarbakır Barosu’ndan yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:

‘Operasyon, Kürt seçmene bir gözdağı’

Operasyonun seçim sürecinde yapıldığına dikkat çeken Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Maalesef seçim sürecinde bu tür gelişmeler için kaygımız vardı. Ama bir anda gazetecilerin, avukatların, sivil toplum aktivistlerin içinde olduğu seçim sürecinden bağımsız olmadığı aşikar, çok net. Bir şekilde seçim öncesi bir gözdağı ya da mevcut resimden bağımsız bir operasyon olmadığı da açık ya da HDP seçmenine, Kürt seçmene bir gözdağı gibi gözüküyor” dedi.

MA’ya konuşan Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:

Maalesef, önemli eşiklerde Kürtlere yönelik, birçok meslek örgütünü, hak savunucunu aynı kefede bir operasyonla alınıyor. Hem avukat görüş yasağı hem de dosyada gizlilik kararı alınmış. Aynı zamanda bu kararlarla bir gizem de oluşturuluyor. Dosyaya erişim hakkı da ortadan kaldırılıyor. Dediğim gibi, bu tür operasyonlar geçmişte de olan operasyonlar ve önemli eşiklerde bir şekilde hukuki süreçlere uygun operasyonlar olmadığını biliyoruz. Ülkenin siyasal gündeminden kopuk, bağımsız bir operasyon olduğunu söyleyemeyiz.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı da gözaltında

HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) “Bu operasyon sandıkları ve halkın iradesini çalma operasyonudur” başlıklı yaptığı açıklamaya göre, gözaltına alınanlar arasında HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz ve HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonu Eş Sözcüsü Mahfuz Güleryüz de var.

Açıklamada “İktidar, bu sabah gerçekleştirdiği gözaltı furyasıyla da 14 Mayıs seçimlerine yönelik yeni bir darbe sürecini başlatmıştır. Bu operasyon sandıkları ve halkın iradesini çalma operasyonudur. Bu operasyon topluma ve onun siyasi tercihlerine açık bir gözdağı ve tehdittir” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

Seçim sandıklarını koruyacak, hukuksuzluklarla mücadele edecek olan avukatların, kamuoyunu bilgilendirecek gazetecilerin, AKP ile sahada mücadele eden siyasetçilerimizin eş zamanlı olarak hedeflenmiş olması tesadüf değildir. İktidar ilk önce besleyip büyüttüğü çeteleri ve mafyayı sahaya sürerek onlara IŞİD diliyle toplumu tehdit ettirdi, şimdi de polis ve yargı marifetiyle doğrudan seçimlere müdahale ediyor. Sokaklarda açık açık “kafa kesme” tehditleri savuran, seçmenlerimizi çocuklarıyla tehdit eden çetelere dokunmayan yargı ve kolluk AKP ve MHP seçim kampanyasına dahil olmuştur.

Kaybettikçe saldırganlaşan, saldırganlaştıkça kaybeden AKP-MHP iktidarı asla kendisini bekleyen akıbetten kurtulamayacaktır. Bu saldırılar AKP’nin son çırpınışlarıdır ve asla sonuç vermeyecek beyhude çabalardır. Bu saldırılara en büyük cevabı da halkımız ve iradesi tehdit edilen toplumsal kesimlerin tamamı sandıklarda verecektir. AKP, Diyarbakır merkezli operasyon ile tarihin akışını tersine çeviremeyecektir, aksine Diyarbakır merkezli halk iradesiyle bir daha geri gelmemek üzere siyasi sahneden silinecektir.

Bu tehdit ve şantaj düzeninin sona ermesini isteyen, yıllardır uygulanan hukuksuzluklarla hesaplaşma iradesi gösteren herkesi bu saldırılara karşı açık tutum almaya çağırıyoruz. Gözaltına alınan her bir kişinin yerine binleri, on binleri sorumluluk üstlenerek seçim çalışmalarına katılmaya, sandıklara sahip çıkmaya ve darbeye karşı aktif mücadeleye çağırıyoruz. Biz buradayız ve mutlaka kazanacağız!

DEVA ve Saadet partilerinden ilk açıklamalar

Öte yandan, Artı Gerçek’e konuşan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, operasyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şahin, “Bu, meseleyi başka bir biçimde yorumlamak kendimizi aldatmaktır. Seçimlere giderken rakip siyasi partilere gözdağı vermek hem de bu süreçte korku iklimi salarak sözde kendileri lehine avantajlı bir durum elde etmek amaçlanıyor” dedi.

Kaya da şu değerlendirmede bulundu:

Şu an dosyada gizlilik kararı var ve biz henüz gözaltına alınma sebeplerini öğrenebilmiş durumda değiliz. Bu yüzden detaylı bir değerlendirmede bulunmak mümkün değil. Ancak gözaltına alınan isimlere baktığımızda genellikle siyasiler ve gazeteciler gözaltına alınmış durumda. Tam da seçim öncesinde böyle operasyonlar kamuoyunda soru işareti bırakıyor. Bu tarz seçim süreçlerinde kamuoyunda soru işareti bırakacak operasyonlar yerine kamuoyunu aydınlatmalılar ve soru işareti bırakmamalılar.

HABER MERKEZİ

The post Seçime sayılı günler kala: Gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara operasyon first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Kılıçdaroğlu Kars’ta: Kayyum uygulamasına son vereceğiz https://gazetekarinca.com/kilicdaroglu-karsta-kayyum-uygulamasina-son-verecegiz/ Mon, 24 Apr 2023 12:24:10 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=256995 Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kars mitinginde yaptığı konuşmada, “Bu ülkenin her karış toprağına demokrasiyi, barışı getireceğiz. Demokrasinin önündeki en büyük engel kayyum uygulamasına da son vereceğiz” dedi. CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur […]

The post Kılıçdaroğlu Kars’ta: Kayyum uygulamasına son vereceğiz first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kars mitinginde yaptığı konuşmada, “Bu ülkenin her karış toprağına demokrasiyi, barışı getireceğiz. Demokrasinin önündeki en büyük engel kayyum uygulamasına da son vereceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Kars’ta miting düzenledi.

Kayyumlara son vereceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu ülkenin her karış toprağına demokrasiyi, barışı getireceğiz. Demokrasinin önündeki en büyük engel kayyum uygulamasına da son vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından diğer öne çıkanlar ise şöyle:

‘İktidarı değiştireceğiz’

Kars’a da, Türkiye’ye de, dünyaya da bahar gelecek. Kılıçdaroğlu söz verince mutlaka yapar. Geliriniz düştü mü? Bizim sorunumuzu çözemedilerse yapacağımız şey değiştirmek. İktidarı değiştireceğiz. Daha güzel ve ahlaklı bir iktidar getirmek hepimizin görevidir.

Gençlere ve emeklilere mesaj

Kars’ta genç nüfus fazla ama doğru dürüst stadyumu yok. Genç kardeşlerime seslenmek isterim: Bulunduğunuz kentte hem iş bulmalı hem de huzur içinde yaşamalısınız.

Erzurum da dahil olmak üzere Kars, Iğdır ve Ardahan’ı özel ekonomi bölgesi ilan edeceğiz. Nasıl üretilir göreceksiniz. Orta Doğu’da ve Kafkaslarda tarım alanındaki pazar 25 milyar dolar. Bu pazardan nasıl pay alınır göreceksiniz. Hiçbir fabrika satılmayacak.

Emekli kardeşlerim üzülmesinler; ben 2015 tarihinden bu yana bütün emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramında en az asgari ücret kadar birer aylık ikramiye ödenmesini istedim ve savundum. Düşük verdiler. Bay Kemal’i cumhurbaşkanı seçeceksiniz. Kurban bayramında hesabınızda 15 bin TL ikramiyeyi göreceksiniz. Ananızın ak sütü kadar helal parayı çekeceksiniz.

‘Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz’

Herkes için adaleti getireceğiz. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapıp bütün köy okullarını açacağız. Nohutu, mercimeği dışardan alıyorlar. Değiştireceğiz bunu! Üreten Türkiye’yi, herkesin kazandığı Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz! Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzeni Türkiye’ye getireceğiz.

Ben bunları söylediğimde parayı nereden bulacaksın diyorlar. Türkiye zengin bir ülke; beşli çeteye gelince para var; emekliye, çiftçiye gelince ‘nereden bulacaksın’ diyorlar. 27,5 yılım devlette geçti. Bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır, ekonomi nasıl yönetilir… Çok başbakanla çalıştım, bunlar gibi hiç görmedim. Onları hep birlikte göndereceğiz. Bay Kemal’in gideceği yer Çankaya’dır. Savurganlık yapmadan, hak hukuk yapmadan, kul hakkı yapmadan devleti yöneteceğiz.

‘Uyuşturucu baronlarıyla mücadele edeceğiz’

Uyuşturucu baronlarıyla mücadele edeceğiz. Sosyal devlet bütün kadınların güvencesi olacak. Beşli çeteden alacağım, size vereceğim. Benim parayla pulla ilgim yoktur. Kul hakkı yemem, haram yemem. Oy versin vermesin, her insana saygı duyarım. Biz millet ittifakı olarak bir aradayız. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın ve Türkiye’nin kaderini değiştirelim. Türkiye’nin zenginliğini adil bir şekilde paylaşalım.

‘Suriyeli kardeşlerimizi ırkçılık yapmadan kendi ülkelerine göndereceğiz’

Suriyeli kardeşlerimizi 2 yıl içinde ırkçılık yapmadan kendi ülkelerine göndereceğiz. Barış içinde, huzur içinde birlikte yaşayacağız. Hiç kimseyi ayrıştırmadan, kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamadan, kardeşçe, bayrağımızın altında huzur içinde yaşayacağız. Bunun sözünü veriyorum! Sana söz Kars, ben bunu yapacağım!

HABER MERKEZİ

The post Kılıçdaroğlu Kars’ta: Kayyum uygulamasına son vereceğiz first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Seçim 2023 | Alman basını: Erdoğan kaybederse ne olur? https://gazetekarinca.com/secim-2023-alman-basini-erdogan-kaybederse-ne-olur/ Mon, 24 Apr 2023 11:46:54 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=256972 Alman medyasında Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerle ilgili haberlerde “Erdoğan seçimleri kaybederse ne olur?” sorusuna yanıt arandı. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde oy kullanacak Almanya’daki Türkiyeli seçmenler için hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı. Önceki seçimlerde olduğu gibi konsoloslukların bahçelerinde seçim çadırları kuruldu. Çadırlara seçim sandıkları ve oy kabinleri yerleştirildi. Seçmenler Almanya’da 27 Nisan’dan itibaren 26 temsilcilikte oy […]

The post Seçim 2023 | Alman basını: Erdoğan kaybederse ne olur? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Alman medyasında Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerle ilgili haberlerde “Erdoğan seçimleri kaybederse ne olur?” sorusuna yanıt arandı.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde oy kullanacak Almanya’daki Türkiyeli seçmenler için hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı.

Önceki seçimlerde olduğu gibi konsoloslukların bahçelerinde seçim çadırları kuruldu. Çadırlara seçim sandıkları ve oy kabinleri yerleştirildi.

Seçmenler Almanya’da 27 Nisan’dan itibaren 26 temsilcilikte oy kullanabilecek.

Seçim için geri sayım devam ederken, Alman medyasında Türkiye’deki seçimlerle ilgili haberler de her geçen gün artıyor.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre haber ve analizlerde seçimin olası sonuçları ele alınırken, Almanya’daki seçmenlerin bu kez hangi partiye destek verecekleri sorusuna da ağırlık veriliyor.

Frankfurter Raundschau: Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi ciddi bir olasılık

Frankfurter Raundschau gazetesi, bugün “Sonuçları olacak değişim: Erdoğan Türkiye’deki seçimleri kaybederse ne olur?” başlıklı analizinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek seçimde, yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Erdoğan’ın kaybetmesinin ciddi bir olasılık olarak görüldüğü belirtiyor.

Yazıda, “Erdoğan’ın seçim yenilgisi Türkiye’nin dış politika rotasını önemli ölçüde değiştirebilir. Bunun Batı ile gerilen ilişkiler açısından da sonuçları olacaktır” denilirken, uluslararası siyaset analizcilerinin Kılıçdaroğlu’nın cumhurbaşkanı olması durumunda Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerinin iyileşeceğinden yola çıktıkları ifade ediliyor.

Yazıda, Batı ile yakınlaşmanın ve hukuki standartlara dönmenin Batılı yatırımcıların güvenini güçlendireceği vurgulanıyor ve “Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu mali açıdan zor durum göz önüne alındığında, bu doğru bir zamanda gerçekleşecektir” görüşü belirtiliyor.

Die Zeit: Kılıçdaroğlu seçimi birinci bitirebilir

Haftalık Die Zeit gazetesi, “Recep Tayyip Erdoğan neden iktidarı kaybedebilir?” başlıklı yazısında, yüksek enflasyon oranı, kadınların korunması ve depremden sonra yeniden yapılanma gibi konuların seçimin önde gelen meseleleri olduğu ve muhalefet adaylarından Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk sırada bitirmesinin beklendiği kaydediliyor.

Die Zeit, CHP liderinin özelliklerini ise “inançlı bir demokrat, ifade özgürlüğünü destekliyor ve cumhurbaşkanına hakaret suçunun kaldırılmasını istiyor” şeklinde sıralıyor.

Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ise “20 yılı aşkın süredir Türkiye’de iktidarda – önce başbakan, 2014’ten bu yana da devlet başkanı olarak. Başlangıçta bir reformcu gibi görünmesine rağmen, son yıllarda açıkça otokratik bir yol izledi: AB ile katılım müzakereleri askıya alındı, hükümete muhalif birçok kişi hapiste ve medyanın büyük bir kısmı Erdoğan’ın kontrolü altında” sözlerine yer veriliyor.

Redaktionsnetzwerk Deutschland: Seçim ikinci tura kalırsa Erdoğan az farkla kazanabilir

Redaktionsnetzwerk Deutschland (Almanya Yazı İşleri Ağı) adlı internet sitesinde yer alan haber-yorumda, “Erdoğan’ın yeniden seçilme şansı neden yeniden arttı?” başlığı altında, Muharrem İnce’nin adaylığının Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansını azalttığı ve buna karşılık Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açtığı değerlendirilmesi yapılıyor.

Türkiye’nin birkaç yıldır ekonomik bir krizde olduğunu, deprem sonrası sürecin bu krizin boyutunu gösterdiğini belirten yorum, bundan birkaç hafta öncesine kadar CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanmasına kesin gözüyle bakıldığını, ancak İnce’nin adaylığını koymasıyla kartların yeniden karıldığını vurguluyor.

CHP’lilerin İnce’yi “hain” olarak gördüğü öne sürülürken, seçimin ikinci tura kalması durumunda, Erdoğan’ın seçimi az farkla kazanmasının beklendiği değerlendirilmesi yapılıyor.

DIŞ HABERLER
  Son 20 gün: Neler oluyor, kim ne diyor?
  ORC Araştırma son seçim anketinin sonuçlarını açıkladı

The post Seçim 2023 | Alman basını: Erdoğan kaybederse ne olur? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gaziosmanpaşa’da değişim beklentisi | Kimse ‘çöpten’ bir gelecek istemiyor https://gazetekarinca.com/gaziosmanpasada-degisim-beklentisi-kimse-copten-bir-gelecek-istemiyor/ Mon, 24 Apr 2023 06:00:59 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=256751 Gaziosmanpaşa’da seçmenin nabzını tuttuk. Çoğunluk belediyenin çalışmamasına, gençler geleceksizliğe, kadınlar can güvenliğine, emekliler parasızlığa vurgu yaptı. Bir yurttaş “Artık insanlar normal yaşamı lüks gibi görür hale geldi” derken Yeşil Sol Parti İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek ise yurttaşları İstanbul’a sahip çıkmaya çağırdı. 14 Mayıs yaklaşırken seçmenin sorunlarını ve seçimden sonraki beklentilerini dinlemek için […]

The post Gaziosmanpaşa’da değişim beklentisi | Kimse ‘çöpten’ bir gelecek istemiyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gaziosmanpaşa’da seçmenin nabzını tuttuk. Çoğunluk belediyenin çalışmamasına, gençler geleceksizliğe, kadınlar can güvenliğine, emekliler parasızlığa vurgu yaptı. Bir yurttaş “Artık insanlar normal yaşamı lüks gibi görür hale geldi” derken Yeşil Sol Parti İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek ise yurttaşları İstanbul’a sahip çıkmaya çağırdı.

14 Mayıs yaklaşırken seçmenin sorunlarını ve seçimden sonraki beklentilerini dinlemek için gittiğimiz bir başka adres, İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesiydi.

İstanbul’un geç dönem yerleşimlerinden olan ve bir zamanlar Taşlıtarla adıyla tanınan Gaziosmanpaşa, 1950’li yıllardan sonra hızlı bir gelişim gösterdi ve 1963 yılında ilçe yapıldı. Dünyanın pek az yerinde görülebilecek bir kentleşme ivmesiyle ilçenin nüfusu 1935-1997 yılları arasındaki 60 yılda olağanüstü büyüdü ve tam 165 kat arttı.

2008 yılında çıkarılan yeni yasa çerçevesinde Arnavutköy ve Sultangazi bölgeleri Gaziosmanpaşa’dan ayrılarak ilçe statüsü kazanınca Gaziosmanpaşa’nın nüfusu 1 milyon 13 bin 48 kişiden, 460 bin 675’e düştü. Türkiye’nin en kalabalık ilçesi unvanını da böylece kaybetti.

İlçede nüfusla orantılı şekilde artan trafik sorunu, tramvay ve metro hatlarının açılması ile bir nebze azalsa da ilçe sakinlerinin dile getirdiği sorunlar arasında yerini koruyor.

Sıkışık bir kent dokusuna sahip olan ilçe, 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin her yerinden yoğun göç aldı, almaya devam ediyor.

Belediye 2014’ten bu yana AKP’de

Gaziosmanpaşa’da 2018 yılı milletvekili seçimlerinde AKP yüzde 51.5, CHP yüzde 20.1, HDP yüzde 10.1 oy aldı.

2019 yerel seçimlerinde ise AKP yüzde 52.21 ile belediye başkanlığını yeniden alırken CHP yüzde 33.35 ve Saadet Partisi yüzde 8.88 oy kazandı.

İlçede belediye başkanlığını görevini 2014 yılından bu yana AKP’li Hasan Tahsin Usta yürütüyor.

Belediye hizmetlerinin yetersizliği, özellikle ilçedeki çöp ve kirlilik sorunu, ilçe sakinlerinin dile getirdiği problemlerin başında yer alıyor. Gaziosmanpaşa yerelinde halkın AKP’li belediyeye yönelik en büyük şikâyeti çöplerin toplanmamasıydı.

 

 

 

 

 

Cadde ve sokaklarda ilerlerken sık sık birikmiş, toplanmamış çöplere rastladık.

Muhtemelen seçim çalışması kapsamında meydanda yaklaşık 15 yeni çöp arabası sergileniyordu. Mikrofonda konuşan bir kişi bu araçların tanıtımını yaparak temiz bir Gaziosmanpaşa vaadiyle meydandan hızlı hızlı yürüyüp geçen yurttaşlara sesleniyordu.

Gaziosmanpaşa’da oturanların deyimiyle ‘yereldeki kötü hizmet’in genel seçime nasıl yansıyacağını, ilçenin sorunlarını ve beklentileri öğrenmek üzere mikrofonumuzu ilçe sakinlerine uzattık.

İlçe seçim bürosu açılışında konuştuğumuz Yeşil Sol Parti 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek ise sorularımızı parti program ve çözüm önerilerini de anlatarak cevapladı.

‘Biz belediye başkanının bir faydasını görmedik’

Mesut Satış, hem Gaziosmanpaşa’nın temizlik krizine ve belediye hizmetlerine değindi hem de ekonomik problemlerin sosyal hayatı kötü etkilediğini anlattı:

Temizlik konusunda şu an sıfırız. Özellikle bu son dönem için konuşuyorum. Biz belediye başkanının hiçbir faydasını görmedik. Çöp konteynerleri leş gibi, hep çocuk oyun parklarının yanında. Hiç temizlenmiyorlar.

İnsanların alım gücü çok zayıf bence. Şu an işsizlik hâkim, biz 40 yaş üstü insanlar biraz olsun rahatız. 30 yaş ve altı insanlara Allah yardım etsin, hep bir belirsizlik içinde yaşıyorlar. Yaşadığımız hayat lüks değil. Şimdi ben kızıma mont almayayım mı, eşofman almayayım mı? Benim sosyal hayatta yaşadığım problem şu: Mesela ben ‘çocuğumu konsere, tiyatroya götüreceğim’ dediğimde, ‘ne gereği var, bir de buna para mı harcıyorsun’ deniyor. Artık insanlar normal yaşamı lüks gibi görür hale gelmiş.

‘Ağaçlarımız vardı, ‘kesmeyin’ dedik, ‘keseriz’ dediler’

Hülya Yılmaz isimli kadın kentin erkeklere göre planlandığından, kadınlar ve çocuklar için uygun güvenli alanlar olmamasından yakındı:

Gaziosmanpaşa Meydanı yani burası, eski yerleşim bölgesi. Yeni yerleşim bölgesine çok güzel hizmet veriliyor. Ama bu eski yerleşim alanına hiçbir şekilde hizmet verilmiyor. Ağaçlarımız vardı, ‘kesmeyin’ dedik, ‘keseriz, yol yapacağız’ dediler, şimdi de tekrar ağaç diktiler. Toplanma alanı da burası olarak görünüyor. ‘Afet zamanında nereye toplanacağız?’ diye sorduğumuzda meydan diyorlar. Ama meydan dedikleri yer de zaten bina dolu. Burası nasıl toplanma alanı olacak?

Taleplerimiz çocuklarımızın geleceği olsun. Çocuk parkları, bizim de oturabileceğimiz yerler olsun. Bakın hep erkekler oturuyor, biz kadınlara hiçbir şey yok, oturamıyoruz bile.

‘AKP’liyim ama oy vermeyeceğim’

Daha önce AKP’ye üye olduğunu söyleyen Salim Babayiğit, üyelikten çıkma gerekçelerini şöyle açıkladı:

Şu an çalışma yok, yollar kötü. Belediye başkanı çalışmıyor, bu yüzden ona oy vermeyeceğim.

Düzenli bir EYT çıkmadı, bir günden dolayı kaybedenler oldu. AKP’liyim ama oy vermeyeceğim. Ben parti üyeliğinden de çıktım, çünkü haksızlık yapıyorlar.

Bir diğer kadın, düzelme umudunu değişime bağlayarak, ‘‘Burası artık yaşanacak bir yer olmaktan çıktı. Düzen, temizlik yok. Madde kullanan çok. Ben burada poşetin içinde bali koklayanları çok görüyorum, düzelmez. Değişim olursa belki bir şeyler düzelebilir. Tabi değişim olsa da düzelene kadar 5-10 yıl geçer’’ dedi.

‘Sürekli biber gazı taşımak zorumda mıyım?’

Yaşanan sorun her neyse kadınlar, o sorunun iki katını yaşıyor ve toplumda erkeklerden daha farklı problemlerle de muhatap olmak zorunda kalıyor. Elif Erdinç isimli genç kadın, başından geçen bir olayı dışarıda ne kadar güvensiz hissettiğini anlamamız için paylaştı:

Geçen gün adamın biri kemerini çıkarıp beni dövmeye kalkıştı. Orada güvenlikler de vardı ama hiç kimse sesini çıkarmadı. Bizim can güvenliğimiz olmayacak mı? Ben sürekli biber gazı mı taşımak zorunda olacağım ya da her koşulda birini mi aramak zorunda kalacağım? Kadınların korunması gerekiyor, can güvenliğimizin olduğunu düşünmüyorum.

Butikte çalışan Ceyda Erdoğan isimli bir diğer genç kadın da benzer sorunları şu şekilde aktardı:

Dışarı çıkamıyoruz, çok saçma sapan insanlar yüzünden. Rahatsız oluyoruz, mesela ben gece burada 12’den sonra dışarıya çıkarsam korkuyorum, sürekli arkama bakarak yürüyorum. Demek istediğimi anladınız mı? Burada çok sapık insan var.

‘İstanbul’da elde edilen zafer, Türkiye’nin zaferidir’

İlçe seçim bürosu açılışında konuştuğumuz Yeşil Sol Parti 2. bölge milletvekili adayı Cengiz Çiçek, sorularımızı yanıtlamaya, bir Türkiye temsili olan İstanbul’un seçim sonucunun ülke geneli açısından belirleyici olduğunu hatırlatarak başladı:

İstanbul kadim bir kenttir, inançlar, kültürler, kimlikler şehridir.  Onlarca farklı kimlik bu şehrin gerçek sahipleridir. İstanbul’da bir bütün olarak insanların kendi kimliklerinden kaynaklı ortaya çıkan mağduriyetler var. Sadece 2. bölge değil İstanbul bir bütün olarak göçmen şehri, bir Kürt şehri, Alevi şehri… Karadenizlisinden Egelisine ekonomik sebeplerle göç almış bir şehir.

İstanbul’da elde edeceğimiz başarı aynı zamanda Türkiye’de elde edeceğimiz başarı demektir. AKP’ye dönük asıl kalıcı mücadele İstanbul’da yükselecektir. Yani Sivas’ın, Trabzon’un, Dersim’in, Amed’in, İzmir’in hepsini İstanbul’dan örgütleyebiliriz. 31 Mart seçimlerinde de gördük İstanbul’da elde edilen zafer Türkiye’nin zaferi olacaktır.

‘AKP iktidarı bu kente ihanet etti’

‘Kimdir bu kentin asıl sahipleri’ sorusuna Cengiz Çiçek, Yeşil Sol Parti’yi Nuh’un gemisine benzeterek cevap verdi:

İstanbul aslında bir göçmen şehri, bir mülteci şehri; aynı zamanda yeşile, doğaya ihanet edilmiş bir şehir. Özellikle AKP iktidarı bu kente fazlasıyla ihanet ederek beton bir kent haline getirdi. Deprem gerçeği üzerinden de baksak aslında bu iktidar her yönüyle bizim geleceğimizi tehdit eden hale geldi, bu yüzden bu gemide yalnız değiliz. Nuh’un gemisine benzetiyoruz bu yürüyüşümüzü. Herkes, her renk bu gemide var. Kimse bu gemiden aşağı inmesin.

Emekçi kenti

Yine aynı zamanda İstanbul bir emek kenti, çok ciddi bir emekçi nüfus var. Bu emekçi nüfusun ortaya çıkan enflasyonla, zamlarla nasıl yoksullaştığını hepimiz görüyoruz. Bir yönüyle de AKP’nin ekonomik politikalarına İstanbul’dan dur deme zamanı. Güncel örnek olarak söyleyelim, araba yapıyorlar adına Togg diyorlar, ‘biz Togg diyoruz siz soğan diyorsunuz’ diyorlar. Ama biz yemeğimize soğan doğruyoruz, Togg’u doğramıyoruz ve sizin yaptığınız arabaları insanlar yıllarca çalışsa da alamıyorlar. Alım gücü kalmadı, yoksulluk derinleşti. İnsanlar utancından intihar etmeye başladı.

Kadın kenti

İstanbul kadın kenti, Bu iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra kadın kırımları, kadına dönük şiddet, İstanbul’da daha da fazlalaştı. Kadınların AKP-MHP iktidarına en büyük tokadı atacağı merkezlerden biri İstanbul olacaktır.

Gençlerin kenti

Cengiz Çiçek, kentin sahipleri olarak gördüğü gençlere de geleceklerini sahiplenme çağrısı yaptı:

İstanbul genç şehri, önemli bir gençlik potansiyeline sahiptir. Biz genç arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza buradan sesleniyoruz, bizim için klasik bir seçmen kitlesi değilsiniz. Genç arkadaşlarımızın, demokratik bir gelecek arzulayan, özgür üniversiteyi hedefleyen, anadilde eğitimi isteyen bütün genç arkadaşlarımızı kendi geleceklerini örmek için 14 Mayıs seçimlerine yüklenmelerini istiyoruz.

The post Gaziosmanpaşa’da değişim beklentisi | Kimse ‘çöpten’ bir gelecek istemiyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Nişantaşı’nda seçmeni dinledik | Yangın her yere sıçrar mı? https://gazetekarinca.com/nisantasinda-secmeni-dinledik-yangin-her-yere-sicrar-mi/ Sat, 22 Apr 2023 10:50:31 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=256533 İstanbul’un en lüks semtlerinden biri olarak kabul edilen Nişantaşı’na, toplumun yaşadığı problemler nasıl yansıyor? Seçmenlerin tercihi ne olacak? Bu soruların cevabını almak için gittiğimiz Nişantaşı’nda mikrofon uzattığımız bir vatandaş durumu şöyle özetledi: Nişantaşı’ında sorun varsa, Türkiye’de çok daha fazlası vardır. Seçmenin sorunlarını ve taleplerini dinlediğimiz haber dosyamızın bu seferki adresi İstanbul Şişli’ye bağlı Nişantaşı semtiydi. […]

The post Nişantaşı’nda seçmeni dinledik | Yangın her yere sıçrar mı? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İstanbul’un en lüks semtlerinden biri olarak kabul edilen Nişantaşı’na, toplumun yaşadığı problemler nasıl yansıyor? Seçmenlerin tercihi ne olacak? Bu soruların cevabını almak için gittiğimiz Nişantaşı’nda mikrofon uzattığımız bir vatandaş durumu şöyle özetledi: Nişantaşı’ında sorun varsa, Türkiye’de çok daha fazlası vardır.

Seçmenin sorunlarını ve taleplerini dinlediğimiz haber dosyamızın bu seferki adresi İstanbul Şişli’ye bağlı Nişantaşı semtiydi.

Kentin Avrupa Yakası’nda bulunan Nişantaşı, günümüzde hem yoğun trafikli, canlı, kalabalık bir bölge olmayı hem de lüks mağazaları, galerileri, lokantaları ve zarif vitrinleriyle seçkin bir semt olmayı sürdürmekte.

Türkiye’nin gündeminde olan, başta ekonomi olmak üzere birçok problemin düşük gelirli insanların oturduğu ilçelerde etkisini öngörebilirken, Nişantaşı gibi ‘yüksek gelirli’ bir semt sorunlardan ne düzeyde etkileniyor veya bu etkinin seçimde nasıl bir çıktısı olacak?

Şişli’de 2018 milletvekili seçiminde CHP yüzde 41,7, AKP yüzde 25,3, HDP yüzde 18,2 oy toplamıştı.

Yine 2019 yerel seçimlerinde CHP yüzde 48,49, DSP yüzde 28,89, AKP yüzde 20,88 oy almıştı.

Mikrofonu uzattığımız birçok kişi konuşmamayı tercih ederken, konuşanlar sorunlarını net bir biçimde ifade ediyor. Gezerken karşılaştığımız CHP ve Yeşil Sol Parti’nin seçim stantlarına da parti olarak çalışmalarını ve seçimlerdeki hedeflerini soruyoruz.

’20 yıldır böyle bir şey yaptılar mı?’

Güzellik merkezinde çalıştığını söyleyen Sevda, yabancıların arttığını belirterek, bu durumun etkilerini anlatıyor. İktidarın şu an oy toplamak için her şeyi yapılabildiğini söyleyen Sevda, şimdi yapılan düzenlemelerin 20 yıldır neden yapılmadığını soruyor:

Bu seçim için asgari ücrete yüzde 95 zam yaptılar. 20 yıldır böyle bir şey yaptılar mı? Yapmadılar. Herkes biliyor, kimse aptal değil. Zam yapsan ne olacak, 2 ayda o zam zaten eriyor. Ben mesela burada öğlen yemeği yiyorum. 200 TL’den aşağı yemek fiyatı yok. Simitle besleniyoruz çünkü aldığım para karşılamıyor. Ama gönlüm CHP’den yana, umarım gelir, umarım değişir.

‘Nişantaşı’nda sorun varsa Türkiye’de çok daha fazlası vardır’

Maçka’da köpeğini gezdiren Gökhan Tan, Nişantaşı’nda yaşıyor. ‘Neyin değişmesini istersiniz’ sorusuna birçok madde sıralarken, düzelmesi gereken sorunların başında ekonominin geldiğini söylüyor:

Nişantaşı’nda bir sorun varsa herhalde Türkiye’de çok daha fazlası vardır. Nişantaşı’nın çok sorun diyebileceğim bir hali yok galiba.

Hangisinden başlamalı, her şey değişmeli. Derin bir ekonomik kriz var ama ekonomik krizin sebebi de ekonomik değil. Toplumdaki adalet ve hukukun, eğitimin yerle bir olması, medyanın kalmaması… Yani hiçbirini birbirinden çok öteleyemezsiniz, ama gözle görünen acil müdahale edilmesi gereken ve bir yerde çözümün anahtarı olacak şey şu anda ekonomi.

‘Halk çöpten besleniyor, boş tencere AKP’yi sandığa gömecek’

Daha önce tekstil sektöründe çalıştığını söyleyen bir kadın, EYT’li (emeklilikte yaşa takılanlar) olduğunu ve işten çıkarılma sürecini anlatıyor. Mikrofondan, 3 aydır yanıtsız bırakılan soruları tekrarlıyor:

EYT’li diye bizi emekli yaptılar, işten çıkardılar ama para, maaş yok, beş kuruşsuzuz. SGK’yı arıyorum ‘3 ay sonra maaşın bağlanacağını’ söylüyorlar. 3 aydır işsiz bıraktılar bizi. Ne yiyip içeceğiz onu sormak istiyorum. İyi ki karşıma çıktınız. Gerçekten sormak istiyorum: Maaşlarımızı ne zaman bağlayacaklar, ne zaman haklarımızı verecekler?

Bazıları diyor ki karnımız tok, buna şükredelim. Karın tokluğuna şükretmeyin, benim hakkım çalınıyor. Ben açlığa, yokluğa şükredemem, sadece hakkımı istiyorum.

Kendileri uçuyor, kendileri saraydaki saltanatlarını sürdürüyor. Halkı da öyle görüyorlar ama halk çöpten besleniyor. Değişeceğine inanıyorum. Mutfaktaki boş tencerenin AKP’yi sandığa gömeceğini düşünüyorum.

‘Türkiye’de son 15 yıldır sanat yapmak zor’

Sokakta kostümüyle çalışan sanatçı Hüseyin Fevzi Marangoz, Maraş depremlerinden sonraki Kızılay iddialarına değinerek bir sanatçı olarak Türkiye’de sanatın durumu üzerine gözlemlerini paylaşıyor:

Bizim kan verdiğimiz neredeyse 2 yüz yıllık bir kurumun şirketleştirilmesi bana çok saçma geliyor. Bu dediğim nasıl oluyor merak ediyorum. İsterdim ki bir bakanımızın tweet ile değil de bir istifa dilekçesi vererek ülkeyi öyle terk etmesidir. Tweet atarak ‘bay bay ben gidiyorum’ değil yani.

Türkiye’de son 15 yıldır sanatsal bir faaliyet yapmak istediğin zaman ne valilikten ne de belediyeden izin alamıyorsun. İzni alsan bile bir yerlerde bir şey patlıyor, bir yerlerde olan olay bize de yansıyor. Türkiye’de her yere yansıyor. Sokaklar daha canlı, sanatsal faaliyetlerin yapıldığı yerler olabilir.

‘Balon satıyorum, geçinemiyorum’

Güngören’de oturan ve Nişantaşı’nda balon satan Hasan Kogar ise dilenciliğin artmasından yakınarak, milletvekillerinin halkı seçim zamanlarında hatırladığını dile getiriyor:

Söylemek doğru olur mu bilmiyorum ama çok dilenci var burada. İhtiyacı olan veya olmayan herkes dileniyor. Her şey pahalı, her şeye her gün zam geliyor. Ben Güngören’de bin 800 TL’ye oturuyordum, ev sahibi 5 bin TL yaptı, şimdi de 7 bin TL yapacağım diyor. Asgari ücret 8 bin 500 TL. Nasıl geçineceğiz, balon satıyorum, zar zor geçiniyorum. Milletvekilleri oya ihtiyaç duydukları için şimdi dolaşıyorlar. ‘İyi misin, bir ihtiyacınız var mı’ diye soruyorlar. Seçim bittikten sonra o da bitiyor.

Görüş almak için gittiğimiz partilerin seçim stantlarındakilerin de benzer sorunları tespit etmelerinin yanında çözüm için bazı yol haritaları çiziyorlar. CHP seçim standında broşür dağıtımı yapılırken, Yeşil Sol Parti standında ise müzik dinleniyor, kadınlar halay çekiyordu.

‘Adalete güven azaldı, insanlar bağımsız yargıyı unuttu’

CHP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Berk Arkan, ülkedeki ekonomik problemlere şöyle değiniyor:

Vatandaşımız bugün evine ekmek götürmekte zorlanıyor. Bugün gençlerimiz sosyal yaşamını kısıtlamak zorunda kalıyor. Bugün dolar, euro kurları korkunç derecede yükseldi. Gençler yurtdışına çıkamıyor; yurt içinde tatil yapamıyor; kültürünü, vizyonunu geliştirecek faaliyetlerde bulunamıyor. Yine enflasyondan dolayı kiralar aşırı derecede artmış durumda. Oysa barınma en temel ihtiyaç.

Bu sorunları CHP olarak çözmeye aday olduklarını belirten Arkan, “Ben adalet sisteminin içinde olan bir hukukçuyum. Adalete güven azaldı, insanlar bağımsız yargıyı unuttu. Sadece Şişli özelinde değil, tüm ülke genelindeki soruların çözümü için Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve partimiz CHP’ye oy vermeye çağırıyoruz” diyor.

İhtiyaç sahibi kadınlara altın

Yine stantta duran CHP Merkez Mahallesi Temsilcisi Gülten Aksoy, ‘kadınların sorunlarına nasıl çözümler üretmeyi düşünüyorsunuz’ sorusuna cevaben son çalışmalarını anlatıyor:

6 aydır kadın hakları ile ilgili, kadın aile destek sigortası projemiz var. Biz kadınlar sokak sokak gezerek bunu kadınlara anlattık. Hiçbir kadın sigortasız kalmayacak. Bunun yanında ihtiyaç sahibi olan kadınlarımıza da altın vereceğiz.

‘CHP’de kadın kotası yeteri kadar işliyor mu’ sorusuna Gülten Aksoy, şu cevabı veriyor:

Bizim kadın kotamızda herhangi bir sıkıntı yok. Kadınlar daha da ilerleyip ön plana çıkacak tabi. Elbette kadınlarımız bu konuda cesaretlensinler diye düşünüyorum. Erkeklerden daha cesur olursak kadın kotasının yükseleceğine inanıyorum.

Bütün kadınlara omuz omuza mücadele çağrısı

Yeşil Sol Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Nilay Kuş ise ülkenin kadın haklarını gasp eden bir sistem tarafından yönetildiğini vurgulayarak, kadınlara seçim sürecinde örgütlenme çağrısı yapıyor:

Bizler bu zihniyete ve sisteme karşı yıllardır sokaklarda, meydanlarda direniyoruz. Önümüzde 14 Mayıs seçimleri var. Bizler Yeşil Sol Parti olarak sistemi değiştirmeyi ve kadınlar için güvenli, eşit ve özgür bir yaşamı kurmayı vaat ediyoruz. Bu nedenle bütün kadınları sadece seçim günü oy kullanmaya değil, bu süreçte bizlerle yan yana gelmeye, mücadeleyi omuz omuza büyütmeye ve seçimlere daha güçlü girmeye davet ediyoruz.

‘100 vekil Meclis’e girmeli ve en az yarısı kadın olmalı’

Nilay Kuş, Meclis’te kadın temsiliyetinin yeteri kadar güçlü olmadığını söyleyerek, kendi partilerinin bunu değiştirmek için kararlı olduğunu vurguluyor:

Meclis’e baktığımız zaman aslında yaş ortalaması yüksek, erkeklerin çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Kadınların sesinin, Meclis’teki temsiliyetinin kısıtlı kaldığını görüyoruz. Özellikle AKP-MHP cenahına baktığımızda çok az sayıda kadın olduğunu; yine Millet İttifakı bileşenlerine baktığımızda benzer bir zihniyetin devam ettiğini görüyoruz.

Yeşil Sol Parti’nin en az 100 vekile, bu 100 vekilin en az yarısının kadın olması şeklinde Meclis’e girmesi önemli. Çünkü karşımızda İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran; 6284’e de saldıran ittifaklar var.

Yeşil Sol Parti olarak hem İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalayacağımızı hem de var olan yasaları kadınların güvenliğini sağlayacak şekilde uygulanmasını sağlayacağız. Bu anlamda en yüksek temsiliyetle iktidara gelmemiz çok önemli.

Duyarlı olma ve sandıklara sahip çıkma çağrısı

Türkiye’deki neredeyse her seçimin güvenli şartlarda olmadığına, daha önce oyların çalındığına dönük görüşler, deneyimler var. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde oy sayımı sırasında yaşanan elektrik kesintisi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Arkadaşlar bir espri gibi kabul etmeyin lütfen; bir trafo merkezine bir kedi girdi ve kısa devre yaptı. Yaklaşık 4 metreden atlayan bir kedi bunu yapabiliyor” açıklamasını yapmıştı.

Seçim güvenliği için başlattıkları çalışmaları anlatan CHP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Berk Arkan, seçimde görev alabilecek herkese sandıkları koruma çağrısı yapıyor:

Özellikle İstanbul genelinde sandıklarda sağlam olduğumuzu düşünüyorum. Ben ilçe bazında çalışıyorum ama il bazında çalışma yapan il hukuk komisyonundaki arkadaşlarımızla da görüşüyoruz. Avukatlara yönelik seçim güvenliği eğitimi yapıyoruz. Eğitim almayan sandık görevlimiz, okul sorumlumuz, avukatımız kalmasın diye çalışıyoruz.

Herkese sandık güvenliği, seçim hukuku konusunda seçim anında ve sonrasında yapılması gerekenler hususunda eğitim vermeye gayret ediyoruz.

Herkesten ricam ilçe başkanlıklarımıza başvursunlar. Müşahit veya gözlemci olabilirler. Avukatlarsa okul hukuk sorumlusu olabilirler, bilişimden anlayan kişilerse bilişim sorumlusu olabilirler. Çünkü ıslak imzalı sandık tutanakları çok çok önemli. O tutanaklardaki sonuçlar bize 2019’da seçimi kazandıran sonuçlar. Duyarlı olan herkesi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum.

  Esenyurt'ta seçmen dertli | 'Fiyatların düşmesini istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum'
  Bağcılar'da seçmene sorduk: Sorunlar neler? 14 Mayıs sonrası beklentileri ne?
  'Erkek ittifakına' karşı kadınlar: Hedef Meclis'in erkek siluetini değiştirmek
  Gençlere sorduk: Sorunlarınız neler, seçimden beklentileriniz nedir?

The post Nişantaşı’nda seçmeni dinledik | Yangın her yere sıçrar mı? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Yöneylem’in anketi: Cumhurbaşkanlığı seçimi kıl payı ikinci tura kalıyor https://gazetekarinca.com/yoneylemin-anketi-cumhurbaskanligi-secimi-kil-payi-ikinci-tura-kaliyor/ Fri, 21 Apr 2023 11:38:49 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=256400 Yöneylem Araştırma, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin son anket sonucunu açıkladı. Buna göre, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalıyor. Yöneylem Araştırma, 14-16 Nisan tarihleri arasında ‘Seçmen Eğilimleri’ anketi yaptı. 2 bin 422 kişinin katılımıyla yapılan ankette, cumhurbaşkanlığı adaylarının oy oranları ölçüldü. Ankete göre, kararsızlar dağıtılmadan Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,1, Recep Tayyip Erdoğan ise yüzde 39 oy […]

The post Yöneylem’in anketi: Cumhurbaşkanlığı seçimi kıl payı ikinci tura kalıyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Yöneylem Araştırma, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin son anket sonucunu açıkladı. Buna göre, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalıyor.

Yöneylem Araştırma, 14-16 Nisan tarihleri arasında ‘Seçmen Eğilimleri’ anketi yaptı.

2 bin 422 kişinin katılımıyla yapılan ankette, cumhurbaşkanlığı adaylarının oy oranları ölçüldü.

Ankete göre, kararsızlar dağıtılmadan Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,1, Recep Tayyip Erdoğan ise yüzde 39 oy alıyor.

Kararsızların oy oranı yüzde 6,5 olurken, ‘Oy kullanmam’ diyenler ise yüzde 2,7 oranında.

Kararsızlar dağıtıldığında ise Kılıçdaroğlu’nun oy oranı 48,6 olurken, Erdoğan yüzde 43 oy oranına ulaşıyor. Muharrem İnce’nin oy oranı ise yüzde 5,6.

Bu tabloya göre, cumhurbaşkanlığı seçimi kıl payı ikinci tura kalıyor.

Milletvekili seçimi

Ankete katılanlara “Bu Pazar Milletvekili Seçimi Olsa Hangi Partiye Oy Verirsiniz” sorusu da yöneltildi.

Kararsızlar dağıtılmadan önceki oy oranları şöyle:

Kararsızlar ve oy kullanmayacaklar dağıtıldıktan sonraki oy oranları ise şöyle:

HABER MERKEZİ
  Seçime 23 gün kala kim ne diyor?

The post Yöneylem’in anketi: Cumhurbaşkanlığı seçimi kıl payı ikinci tura kalıyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Esenyurt’ta seçmen dertli | ‘Fiyatların düşmesini istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum’ https://gazetekarinca.com/esenyurtta-secmen-dertli-fiyatlarin-dusmesini-istiyorum-baska-hicbir-sey-istemiyorum/ Wed, 19 Apr 2023 11:20:13 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255652 Seçmenin sorunlarını ve 14 Mayıs seçiminden beklentilerini dinlemek için gittiğimiz Esenyurt, Türkiye’nin en yüksek nüfusa sahip ilçesi. Görüştüğümüz yurttaşlar, ilçedeki nüfus yoğunluğu, hayat pahalılığı, okulların yetersizliği, ulaşım problemi gibi sorunların düzelmesi için değişimin şart olduğunu ifade ediyor. İstanbul’da 14 Mayıs seçimlerinin nabzını tuttuğumuz ikinci durak Esenyurt. 2022 yılı resmi nüfus kayıt verilerine göre Esenyurt’ta 1 […]

The post Esenyurt’ta seçmen dertli | ‘Fiyatların düşmesini istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Seçmenin sorunlarını ve 14 Mayıs seçiminden beklentilerini dinlemek için gittiğimiz Esenyurt, Türkiye’nin en yüksek nüfusa sahip ilçesi. Görüştüğümüz yurttaşlar, ilçedeki nüfus yoğunluğu, hayat pahalılığı, okulların yetersizliği, ulaşım problemi gibi sorunların düzelmesi için değişimin şart olduğunu ifade ediyor.

İstanbul’da 14 Mayıs seçimlerinin nabzını tuttuğumuz ikinci durak Esenyurt.

2022 yılı resmi nüfus kayıt verilerine göre Esenyurt’ta 1 milyon 127 bin 489 kişi yaşıyor. Türkiye’nin 56 ilinden daha yüksek nüfusa sahip olan Esenyurt, 43 mahallesiyle aynı zamanda ülkenin en kalabalık ilçesi… Böylesi bir nüfusa sahip bir il, mecliste ortalama 5-6 milletvekili ile temsil ediliyor.

Trakya tarafında şehrin batı sınırına en yakın ilçelerden biri olan Esenyurt, kentleşmenin hız kazandığı ilk yıllarda Bulgaristan’dan gelen göçmenleri ağırlıyordu. İlçenin ilk belediye başkanı Gürbüz Çapan’ın görev döneminde, Çapan’ın memleketi Kars’tan ve Anadolu’nun başka kentlerinden gelen göç dalgasının duraklarından biri oldu. Suriye’deki savaşın ardından geçen 12 yılda Esenyurt, başta Suriyeliler olmak üzere çok sayıda göçmene kucak açtı. İlçede yaklaşık 300 bin göçmenin yaşadığı ve gün içerisinde günlük giriş-çıkışlarla göçmen nüfusunun 1.5 milyonu bulduğu belirtiliyor. Yani neredeyse ilçede yaşayan üç kişiden biri göçmen…

İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan TEM otoyolu Esenyurt’u ikiye ayırıyor: İlçenin kuzeyindeki Esenkent yerleşimi Çapan’ın belediye başkanlığı sırasında İstanbul’un ‘lüks’ yerleşimlerinden Bahçeşehir’e alternatif olarak inşa edilmişti. Burası varlıklı bir kesimin yaşadığı çok katlı sitelerle çevrili… Kalabalık, yoksul bir nüfusa sahip ve çarpık kentleşmenin hayatı daha da zorlaştırdığı bölüm ise otoyolun güney tarafında yer alıyor, gençlerin kendi aralarında kullandığı ironik tabirle: Esencılıs.

Son yıllarda ilçeye yerleşen göçmen nüfusun artması sebebiyle Ocak 2021’de Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün aldığı karar sonrasında Fatih ile birlikte Esenyurt ilçesine de yabancılar tarafından ikamet amacıyla yapılacak başvurulara ‘sınırlama’ getirildi.

2018 genel seçimlerinde Esenyurt’ta AKP yüzde 39,45; CHP yüzde 22,69; HDP ise yüzde 21,96 oranında oy almıştı.

2019 yerel seçimlerinde ise CHP’nin oy oranı yüzde 51,55 iken AKP’ninki yüzde 45,93 idi. 2019 yılından bu yana Esenyurt Belediye Başkanlığı görevini CHP’den Kemal Deniz Bozkurt yürütüyor.

Nüfusuyla orantılı ciddi bir seçmen kitlesine sahip olan Esenyurt’un sorunları da epeyce yüklü… Yoksulluk başı çekiyor. Sorularımızı yanıtlayan bir ilçe sakini, dilenenlerin sayısının arttığından, sokakta yatan yoksul insanlardan bahsediyor. Kırık Türkçesiyle bir mülteci genç de yaşadığı zorluklardan söz ediyor.

Kalabalık, ulaşımın ihtiyacı karşılayamaması, okullarda çocukların ‘üst üste eğitim görmesi’, hırsızlık, konut problemi de sıkça dile getirilen sorunlar arasında.

Bugün, ilçe sakinlerinin sorunlarını ve seçimden beklentilerini öğrenmek için Esenyurt’tayız.

Yolcu kapasitesinin çok üstünde bir kalabalıkla birlikte Esenyurt’a varan otobüsten indik. Meydana vardığımızda gördüğümüz kalabalık da istatistikleri doğrular nitelikte… Sokaklarda özellikle yaşlı-genç erkek grupları kümelenip sohbet ederken, kadınların sayısı daha az.

Birçok siyasi partinin seçim stantları açılmış, yüksek sesle seçim şarkıları dinleniyor.

Mikrofonu uzattığımız neredeyse herkes konuşmaya, sorunlarını anlatmaya fazlasıyla istekli, etrafımız hızla kalabalıklaşıyor.

‘Beni Meclis’te zengin, fabrikatör temsil edemez’

Orta yaşlı bir adam, belediyenin ilçenin sorunlarına yetişemediğine değinerek Meclis’te kimlerin onu temsil edemeyeceğini anlatıyor:

Esenyurt’un 1 milyon 300 bin nüfusu var. Burada bir mahalle, Anadolu yakasında bir ilçeye denk geliyor. Bir tane belediye var, hizmet bu nüfusa yetmiyor. Esenyurt’un en başta okul sorunu var, çünkü öğrenciler okullarda üst üste okuyorlar. Esenyurt aynı zamanda işçi ve emekçi kesimin çok fazla yaşadığı bir ilçe. Asgari ücrete çalışan bir toplum var. İstanbul’un en fakir toplumu Esenyurt’ta. Beni orada zenginler veya bir fabrikatör temsil edemez. Ben işçi ve emekçilerin Meclis’te olmasını istiyorum.

‘Biz tek adam sistemine karşıyız’

Her köşe başında değişmeyen tek gündem hayat pahalılığı… Derviş Karadağ adlı vatandaş yaşam koşullarını “cehennem” olarak tanımlıyor:

Şu anki sistem cehennemin kapısını açmış. Bu halk cehenneme gitmesin diye bu kapıları kapatmalıyız. (Elindeki iki poşeti göstererek) Şu an elimde tuttuğum poşetler 7 bin TL tuttu. 8 bin 500 asgari ücret alınıyor, ama kiralar da 8 bin 500’den aşağı değil. Bu vatandaş geçimini nasıl sağlayacak? Biz tek adam sistemine karşıyız. Seçimde milletvekilliği için HDP’ye, Cumhurbaşkanlığı için Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz. Bu sistemin önünü kapatıp parlamenter sisteme geçmek istiyoruz çünkü bunun başka bir alternatifi yok.

‘Hamallık yapıyorum, zor geçiniyorum’

Sezer Minas ise İstanbul’da tek kişinin bir aileye bakmasının imkânsız olduğunu söyleyerek, altı kişilik bir ailenin sorumluluğunu aldığını anlatıyor:

Kirada oturuyorum. 30 yaşındayım, iş bulamıyorum. Asgari ücret 8 bin 500 olmuş, aldığım para yetmiyor. Hamallık yapıyorum zor geçiniyorum. 5 bin TL kira veriyorum ve altı kişiye bakıyorum. İş yok. Tekstil asgari ücret veriyor, o da yetmiyor. Sadece fiyatların düşmesini istiyorum, başka hiçbir şey istemiyorum.

‘Sadece akşam eve bir ekmek getirmek için çalışıyoruz’

Erdem Ertakuş adlı genç de geçim sıkıntısı nedeniyle okulu bıraktığından yine de ailesine yeterince destek olamadığından yakınıyor:

Çalışmak, babama destek çıkmak için okulu bıraktım. Allah’tan kirada değiliz, kirada olsak geçinemezdik. Sigortamız yatmıyor. Sadece akşam eve bir ekmek getirmek için çalışıyoruz. Tekstilde çalışıyorum, zaten ancak tekstil alır. Önümüzdeki seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’na, CHP’ye vermek istiyorum.

‘Biz Müslümanız, Müslümanlığı kimseden öğrenmeyiz’

6 Şubat Maraş merkezli depremlerin yaraları sarılmadan hızlıca seçim atmosferine girilse de halkın o süreçte yaşanan kimi olayları unutmadığı anlaşılıyor. Erdoğan Altundere, AKP iktidarını eleştirirken Kızılay’ın ‘depremde kan sattığına’ yönelik iddialara gönderme yapıyor:

Hayvancılığın, tarımın, sanayinin bittiği yerde, ekonomik krizin en üst seviyeye geldiği noktadayız. 21 yılın sonunda bu iktidarın bize hiçbir vaadi yok. İnsanları kutuplaştırmaktan, birbirinden koparmaktan; nefret dilinden başka bir şey vermedi bize. Bakın arkamızda Kızılay var, insanlar kan vermeye korkuyor. Kan hayat kurtarır diyoruz ya, 21 yıl sonra geldiğimiz nokta bu. Sorun soğan, patates değil. İnsanlar akşama kadar çalışıyor ama bir kilo et alamıyor. Biz Müslümanız, Müslümanlığı kimseden öğrenmeyiz. ‘Reis giderse vatan gider’ diye bir söylem var. Allah’ın emriyle bugün vefat ederse ülke mi, din mi gider?

‘Bunların hepsi mi terörist?’

Ceyhun isimli bir vatandaş da milletvekili olabilmeyi adil olmayan kimi şartlara bağlarken, ‘HDP teröristtir’ söylemlerini de doğru bulmadığını aktarıyor:

Ben milletvekilliğine adaylığımı koysam halkı temsil için, benim neyim var ortaya koyacak? Sadece bilgimi ortaya koyabilirim. Ama kimi adaylar inanılmaz bir sermaye koyuyor ortaya. Bunu neden yapıyor? Çünkü geri alacak. Geri alamayacağı bir yatırım yapar mı? Bir-iki istisna dışında halk için bir şey yaptıklarını düşünmüyorum.

Ben milliyetçi biriyim ama Türkiye milliyetçisiyim. Kürt kardeşim de benim için aynı. Ağızlarına bir şey dolamışlar, ‘HDP’ye oy veren teröristtir’, bu ülkede 10-12 milyon oy alan bir HDP var. Bunların hepsi terörist mi? Halkı temsil eden bir partiye nasıl terörist diyebilirsin?

Milletvekili adayı Bayhan: İnsanlar en acil ihtiyaçları için bile çok ciddi mücadele veriyor

İskender Bayhan, Esenyurt’un da içinde bulunduğu İstanbul 3. bölgenin Yeşil Sol Parti milletvekili adaylarından biri. Aday olduğu bölgenin 13 ilçesinden üçünün (Esenyurt, Küçükçekmece ve Bağcılar) Türkiye’nin en büyük ilçeleri olduğunu hatırlatıyor: “Bu ilçeler aynı zamanda 1990’dan sonra Kürt illerinde yaşanan çatışma ve resmi tabirle düşük yoğunluklu savaş dönemlerinin yarattığı politikaların sonucunda büyük bir göçün merkezi oldu.”

Bu ilçelerin, ülkedeki son 25-30 yıllık kapitalist ‘gelişimin’ tüm çarpıklığını yansıttığını söyleyen Bayhan, milyonlarca emekçinin yaşadığı bu bölgenin sorunlarından bahsederken barınma, iş cinayetleri, sendikalaşma, ulaşım problemleri ve Suriye iç savaşının ardından başlayan yeni göç dalgasını özellikle vurguluyor.

Bayhan, “Burada yaşayan emekçiler en acil ihtiyaçlarını karşılamak için bile çok ciddi mücadele veriyor” dedikten sonra bölgenin ihtiyaçları ve taleplerini şöyle sıralıyor:

  • Çalışma yaşamına ilişkin öncelikli talepler var: İzinler, zorunlu mesailer, eşit ücret gibi insani talepler. 400 yıllık sınıf mücadelesi tarihi içerisinde kazanılmış ve bugün yitirilmiş, fiilen ortadan kalkmış hakların elde edilmesi…
  • Farklı etnik kökenlerden işçi ve emekçiler için halkların kardeşliğini temel alan, enternasyonal bir birleşik mücadele talebi var. Emekçiler, egemen sınıf tarafından bir düşmanlaştırma politikasıyla karşı karşıya getiriliyor. Burada bir sınıf kardeşliği oluşmalı.
  • Marmara depremi; insanlar, depreme dayanıklı konutlarda insan gibi koşullarda yaşayacakları barınma hakkını talep ediyorlar.

Bölgede sendikalaşma oranının yüzde 2 civarında olduğunu ifade eden Bayhan, “Basit yasa değişiklikleriyle gerçekten işvereni değil işçiyi düşünen çalışma yaşamına ilişkin düzenlemelerle az bile olsa bu bölgede yaşayan işçilerin hayatını iyileştirebilecek düzenlemeler yapılabilir. Bu bölgede mücadeleyi ilerletmek çok önemli; 3. bölgede bu sorunların çözümü konusunda bir adım atılabilirse bu Türkiye’yi de etkiler” diyor.

‘Cumhur İttifakı kazanırsa hayat daha da zorlaşacak’

Milletvekili adayı İskender Bayhan, mikrofon uzattığımız Esenyurt sakinlerinin de sıkça dile getirdiği ‘değişim’ talebinin 14 Mayıs günü seçim sonucuna yansımaması durumunda 3. bölgede yaşayan emekçilerin yaşam koşullarının daha da ağırlaşacağını vurguluyor:

Cumhur İttifakı kazanırsa bütün etnik kökenlerden milyonlarca işçi ve emekçi Türkiye’de hem ekonomik hem de politik açıdan artık çok daha ağır koşullarda yaşamak zorunda kalacağını biliyor, görüyor. Bu sebeple önümüzdeki seçimi, tek adam rejimine son vermek, demokratik haklar ve özgürlükler, sosyal ve ekonomik haklar için örgütlenmenin, dayanışmanın ve hak mücadelesinin önünü açmanın başlangıcı olarak görüyor. Biz de güncel açıdan tabloyu böyle görüyoruz ve ‘Tek adam rejimine son ver, Yeşil Sol Parti’ye oy ver’ sloganıyla kampanyamızı sürdürüyoruz. Yeni bir ülke inşa edebilmek için bu seçimlerden bir kazanımla çıkarak önümüzdeki süreci çok daha etkili bir mücadele ve örgütlenme dönemi olarak değerlendirmek istiyoruz.

  Bağcılar'da seçmene sorduk: Sorunlar neler? 14 Mayıs sonrası beklentileri ne?

The post Esenyurt’ta seçmen dertli | ‘Fiyatların düşmesini istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Bağcılar’da seçmene sorduk: Sorunlar neler? 14 Mayıs sonrası beklentileri ne? https://gazetekarinca.com/bagcilarda-secmene-sorduk-sorunlar-neler-14-mayis-sonrasi-beklentileri-ne/ Mon, 17 Apr 2023 09:14:31 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255392 14 Mayıs seçimlerinde seçmenin tavrı ne olacak, siyasi partilerin yürüttüğü çalışmalar sokağa ne kadar ve nasıl yansıyor? Türkiye’nin en kalabalık ili İstanbul’da yapılacak tercih, seçimin genel sonucuna etki edecek ağırlığa sahip. Gazete Karınca ekibi olarak Bağcılar’da seçmenin nabzını tuttuk. İstanbul, tarihi 8500 yıl öncesine uzanan, üç tarafını Marmara Denizi, Boğaziçi ve Karadeniz’in çevrelediği; Roma, Bizans […]

The post Bağcılar’da seçmene sorduk: Sorunlar neler? 14 Mayıs sonrası beklentileri ne? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs seçimlerinde seçmenin tavrı ne olacak, siyasi partilerin yürüttüğü çalışmalar sokağa ne kadar ve nasıl yansıyor? Türkiye’nin en kalabalık ili İstanbul’da yapılacak tercih, seçimin genel sonucuna etki edecek ağırlığa sahip. Gazete Karınca ekibi olarak Bağcılar’da seçmenin nabzını tuttuk.

İstanbul, tarihi 8500 yıl öncesine uzanan, üç tarafını Marmara Denizi, Boğaziçi ve Karadeniz’in çevrelediği; Roma, Bizans ve Osmanlı’ya başkentlik etmiş, Türkiye’nin en kalabalık şehri.

Tahmini verilere göre 2023 yılında İstanbul’un nüfusu 16 milyon 67 bin iken önümüzdeki seçimde 9 milyon 997 bin 24 seçmen oy kullanacak. Dolayısıyla İstanbul, Türkiye’de seçim sonucunu belirleyici bir seçmen sayısına sahip.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce ‘İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır’, ‘İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder’ sözlerini birkaç kere sarf etmişti.

2018 genel seçimlerinde İstanbul’da, AKP 43, CHP 27, HDP 12, MHP 8, İYİ Parti 8 milletvekili çıkarmıştı.

Bir önceki dönem, AKP’ye ait olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB), 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu kazanmıştı. AKP’nin itirazı üzerine iptal edilen seçim, İstanbul’da 23 Haziran 2019’da tekrar yapılmıştı. Bu kez CHP açık ara farkla seçimi almış ve Ekrem İmamoğlu, İBB başkanlığı koltuğuna oturmuştu.

2023 cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinde de İstanbul’da partiler arası rekabet, çekişmeli olacağa benziyor.

Üç ayrı seçim bölgesine ayrılan İstanbul’un 3. bölgesinde şu ilçeler bulunuyor: Arnavutköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Çatalca, Esenyurt, Güngören, Küçükçekmece ve Silivri.

İstanbul’un en yüksek nüfuslu 4. ilçesi

Gazete Karınca ekibi olarak seçimin nabzını tutmak için Bağcılar’daydık. Bağcılar ilçesi İstanbul’da nüfus kalabalığının en fazla olduğu 4’üncü ilçe. 2022 yılında Bağcılar ilçesinin nüfusu 740.069 olarak kayıtlara geçti.

Bağcılar Meydanı gençlerin, yaşlıların, emekçilerin, kadın ve göçmenlerin bir arada olduğu kozmopolit bir ortamı yansıtıyor.

‘Bağcılar’ın sorunları neler, sizin talepleriniz nedir?’ sorularını sorduğumuz seçmen, eksiklerini ve beklentilerini dile getirerek ilçenin profilini ortaya çıkarıyor. Bağcılar denince; İşsizlik, genç işsizliği, pahalılık, betonlaşma, sadece seçim zamanlarında hatırlanmak, göz boyamak için yapılan hizmetler ve yoksullaşma öne çıkıyor.

Bağcılar’da en düşük dükkan kirası şu an 30-40 bin TL civarında. Bizim Bağcılar’da tekstil atölyemiz vardı, kiralar yüksek olduğu için mecburen biraderler memleketimiz Batman’a taşıdılar.

‘Asgari ücretle çalışan biri 9 bin TL’lik kirayı nasıl ödesin?’

Röportaj vermek isteyen bir inşaat işçisi, tekstille uğraştığını ailesinin yakın zamanda ekonomik problemlerden dolayı Batman’a göç ettiğini anlatıyor:

Düşünebiliyor musunuz şu an markette soğanın kilosu 30 TL. İnsanlar geçinemiyor, kiralar çok yüksek.
2 bin TL’lik kira şu anda 9 bin TL. Asgari ücretle çalışan biri bunu nasıl ödesin? Bağcılar’da en düşük dükkan kirası şu an 30-40 bin TL civarında. Bizim Bağcılar’da tekstil atölyemiz vardı, kiralar ve sigortalar yüksek olduğu için mecburen biraderler memleketimiz Batman’a taşındılar. Orada da zorluklar var, umudumuz bu durumun düzelmesi.

‘Mülakat 21 yıldır kaldırılmıyorsa şimdi kaldırması önemli değil’

Öğrenci olduğunu söyleyen bir genç de başta işsizlikten yakınıyor. Yine bunun bir nedeni olarak gördüğü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldırılacağını vaat ettiği kamu personeli alımındaki mülakatlara değiniyor:

Seçimde bir genç olarak iktidarın değişmesi gerektiğini düşünüyorum. 21 yıldır bu iktidar çözemediyse bundan sonra da çözemez. 21 yıl az bir süre değil ve hala mülakatı kaldıracağız deniliyor. 21 yıldır kaldırmıyorsa bu süreçten sonra da kaldırması çok önemli değil. Bir doğal afet olduğunda genelde ilk feda edilen eğitim oluyor. Online eğitimde kopya çekme durumu olduğu için haksızlık oluyor. Bu yüzden online eğitimin olmasını da doğru bulmuyorum.

7 bin 500 emekli maaşı verdiler, onunla rahat geçinmek istiyorum. Cinsiyet eşitliğini ve 6284’ün korunmasını istiyorum. Ve bunu yapabileceklerin başımıza gelmesini istiyorum.

‘Cinsiyet eşitliğini ve 6284’ün korunmasını istiyorum’

Ekonomik sorunlardan, erkek şiddetinden ve sosyal yaşamın kısıtlanmasından en çok etkilenen kadınlar. Toplumdaki ortak kanı, Türkiye’nin iki taraflı bir değişimin eşiğinde olduğu. Böyle bir süreçte kadınların destek vereceği siyasi partilerin, kadınlar için ürettikleri sözler daha önemli.

Mikrofonu uzattığımız birçok kadın konuşmamayı tercih ederken, emekli bir kadın Türkiye ve Bağcılar’ın sorunlarını kendi gözlemleriyle aktararak, yeni dönemden beklentilerini sıralıyor. Liste uzun:

Bağcılar’ın kalabalığı ve eski yapı sorunu var. Ulaşım sorun, pahalılık sorun. Yoksul insanların çoğu Bağcılar’da toplanmış durumda. Seçimlerde ne olacağını kestiremiyoruz ama iyi bir yaşam, sosyal bir hayat istiyoruz. 7 bin 500 emekli maaşı verdiler, onunla rahat geçinmek istiyorum. Cinsiyet eşitliğini ve 6284’ün korunmasını istiyorum. Ve bunu yapabileceklerin başımıza gelmesini istiyorum.

20 yıldır yönetim şeklimizi biliyoruz, geldiler, gidecekler inşallah. Tek adam rejiminin bitmesini istiyorum. Çoğulcu demokrasi ve herkese ortak hitap istiyorum. Dışarı çıktığımda bana ‘sen Kürt müsün, solcu musun, sağcı mısın?’ denilmesini değil bütün şartların eşit olmasını istiyorum.

Bir diğer kadın, ‘bozulan düzen’i yabancıların Türkiye’ye gelmesine bağlayarak seçim dönemlerini şöyle tarif ediyor:

Seçim geldiği zaman akıllarına insanlar geliyor, seçim bittiğinde kimse kimseyi tanımıyor. Bence kimsenin değil onların utanması gerekiyor. Utanmıyorlar mı her seçim gelip bir şeyler söyleyip hiçbir şey yapmamaktan. İnsanları kimse kandırmasın, insanlar akıllı, kimse salak değil.

‘Böyle Müslümanlık olmaz’

Türkiye’de artık siyaset kürsülerinde ayarın kaçtığı, sözlerin suçlamadan hakarete kadar vardığı bir süreç yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘sürtük, nankör, çürük, sefil’ gibi ifadeler kullanmasına karşın, son sekiz yılda cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan soruşturma sayısı 200 bine dayanırken dava sayısı ise 44 bin 675 oldu.

Bir vatandaş, iktidardaki siyasilerin tartışma biçimlerinin kendisini yorduğunu ifade ederek bu üslubun artık terk edilmesi için iktidar değişiminin şart olduğunu savunuyor:

Milletvekillerine oy kullanmayı düşünmüyorum çünkü Bağcılar’ın ve Esenler’in çok sorunu var. Bağcılar’da uyuşturucu, her pislik var. Biz kendimize Müslüman diyoruz ama bizde Müslümanlık yok. Çünkü tecavüz, hırsızlık, uyuşturucu, kadına şiddet bizde. Böyle Müslümanlık olmaz. Hükümetin bir an önce gitmesini istiyoruz. Televizyonda hükümet çıkıyor, sözüne ilk önce nefret cümleleri ile başlıyor: “Bay Kemal, şu Kemal, yok o terörist, yok bu terörist’’. Bir Cumhurbaşkanı, belediye başkanı ile uğraşır mı? Adam yenilmek istemiyor. Kesinlikle oyumu vermeyeceğim.

‘Cumhurbaşkanı gelince temizlik yapılıyor’

Bağcılar’a çalışmak için geldiğini söyleyen bir diğer genç bize etrafı göstererek:

Cumhurbaşkanı gelince temizlik yapılıyor, daha önce neden yapmıyorsunuz? Gördüğünüz gibi her yer pislik. Herkes cebe atıyor, kim gelirse gelsin cebe atıyor. Deprem oldu o para nereye gitti? İnsanlar çadırda, mağdur yatıyorlar. Nerede para, gitti. ‘Onu yapacağım, bunu yapacağım’ diyor ama hiçbir şey yapmıyor.

Halk bu problemlerden yakınırken, aynı gün Evren Mahallesi’nde açılan Yeşil Sol Parti seçim bürosunda 3. bölge milletvekili adaylarına, bölge için nasıl çalışmalar yürüttüklerini sorduk.

Cumhurbaşkanı gelince temizlik yapılıyor, daha önce neden yapmıyorsunuz? Gördüğünüz gibi her yer pislik.

‘İktidarın düşündüğü tek şey sermaye egemenliğini korumaktır’

Yeşil Sol Parti İstanbul 3. Bölge 3. Sıra milletvekili adayı olan Sosyalist Kadın Meclisi Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, seçim için kritik bir sürece girildiğine değinerek seçim büroları açılışı, iftar yemekleri, bildiri dağıtımları, esnaf ziyaretleri, ev toplantıları gibi çalışmaların yoğunlaştığını aktardı.

Otlu, 3. bölge ve sorunlarına dair şunları belirtiyor:

3. bölgede Kanal İstanbul gibi çok büyük bir ekoloji sorunu var. Her yeri inşaat alanına, betona çeviren, sadece kendi rantını düşünen bir rejimle karşı karşıyayız. İktidarın düşündüğü tek şey sermaye egemenliğini korumaktır. İktidar yoksulların, kadınların ya da ezilenlerin hiçbir talebini hayata geçirmeyecektir.

3. bölge aynı zamanda kozmopolit bir bölge. Bakırköy’de Hıristiyanlarla, Ermenilerle, Süryanilerle buluşabilirsiniz. Bir ilçede Romanlarla, bir ilçede Alevilerle, kadınlarla, bir ilçede Kürtlerle buluşabilirsiniz. Biz bu kesimlerin hepsinin oyunu istiyoruz. Yoksul yaşamak istemiyorlarsa, kardeşçe bir yaşam istiyorlarsa Yeşil Sol Parti’ye oy vermeliler.

Otlu, Türkiye’nin bir eşikten geçtiğini vurgulayarak, Yeşil Sol Parti’nin kadın aday kotasına dikkat çekiyor:

2023 yılı, Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ve AKP-MHP faşist rejimi politik İslamcı faşist rejimi kurmaya, CHP ve İYİ Parti de burjuva restorasyonu yapmaya çalışıyor. Yeşil Sol Parti’ye oy vermek için önemli bir neden de 600 milletvekili adayından 270’i kadın. 34 ilde de listelerin başında kadınlar var. Yeşil Sol Parti, cins özgürlüğünü, gerçek özgürlüğü savunuyor.

‘2023 yılındayız, halen ‘Cemevleri Alevilerin ibadethanesi mi’ sorusu tartışılıyor’

Yeşil Sol Parti İstanbul 3. Bölge 4. Sıra milletvekili adayı olan Garip Dede Dergâhı Yönetim Kurulu Başkanı Celal Fırat, bölgede birçok sorun olduğunu belirterek, çözüm olarak kendi partilerini işaret ediyor:

Toplum kavgadan yoruldu, sorunlar var ama çözülemeyecek sorunlar değil. Düşünün 2023 yılındayız, halen Cemevleri Alevilerin ibadethanesi mi değil mi bunu tartışıyoruz. Bu devletin ayıbıdır. Deprem bölgesinde 40 güne yakın kaldım. Halen enkaz altında insanların cenazesi var. Eğer buna razıysak, görmezden geliyorsak diyecek bir kelam bulamıyorum. 14 Mayıs günü herkesin elini vicdanına koyarak bu zalimlere dur demesi lazım.

Fırat, sözlerini “AKP-MHP zulmünün yaşattıklarını insanlara anlatmaya gayret göstereceğiz. Halkların birbirleriyle buluşması ve ezilen bütün sınıfların yan yana gelmesi lazım. Faşizme karşı omuz omuza durarak bu zalimleri gönderebiliriz” diyerek noktaladı.

  İşçi kenti Antep'te ilk sıra erkek adaylar karşısında tek kadın aday: Sevda Karaca
  Yeşil Sol adayı Metin Kılıç: Parlamentoda Çerkes temsiliyeti hiç olmadı
  Türkiye Gönüllüleri’nden ‘seçim güvenliği’ çağrısı: Herkes taşın altına elini koymalı

The post Bağcılar’da seçmene sorduk: Sorunlar neler? 14 Mayıs sonrası beklentileri ne? first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Selahattin Demirtaş, Muharrem İnce seçmenlerine seslendi https://gazetekarinca.com/selahattin-demirtas-muharrem-ince-secmenlerine-seslendi/ Mon, 17 Apr 2023 06:22:19 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255484 Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen eleştirilere, “Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı” sözleriyle yanıt verdi. Demirtaş ayrıca, Muharrem İnce seçmenlerine seslendi: Erdoğan ile bir beş yıla daha hazırlarsa seçimi ikinci tura bırakabilirler. Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin […]

The post Selahattin Demirtaş, Muharrem İnce seçmenlerine seslendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen eleştirilere, “Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı” sözleriyle yanıt verdi. Demirtaş ayrıca, Muharrem İnce seçmenlerine seslendi: Erdoğan ile bir beş yıla daha hazırlarsa seçimi ikinci tura bırakabilirler.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtladı.

Demirtaş, Memleket Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye oy vermekle, Erdoğan’a oy vermek arasında bir fark olmadığını söyledi.

Selahattin Demirtaş, “Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı. Şimdi, kedi ulaşamadığı ciğere mundar diyor” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’la yapılan söyleşinin tamamı şöyle:

Siyasi partilerin seçim kampanyaları son sürat devam ediyor. Sizin sosyal medya üzerinden yaptığınız siyasi paylaşımlarınız da her gün gündem oluyor. İçeriden seçim kampanyası nasıl yürüyor?

Tabii ki benim yapmaya çalıştığım şey, dışarıda devam eden seçim kampanyalarına elimden geldiğince destek olmak. Tek başına bir seçim kampanyası sayılmaz benimki.

Bir amacım da beni burada adeta intikam duygusuyla 6,5 yıldır tutan Erdoğan rejimine boyun eğmediğimi göstermek, cezaevi duvarlarını yıkmak tabii. Bu şekilde yaparak burada tutulma amacını da boşa çıkarmaya çalışıyorum.

Ancak burası yüksek güvenlikli bir cezaevi ve elbette buradan seçim çalışması yürütmek çok zor ve kısıtlı. Yine de elimden geleni yapmaya ve dışarıda mücadele yürüten milyonlara destek olabilmeye çalışıyorum.

14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını hangi etkenler belirleyecek? Bu seçimin kazananı kim olacak?

Bu seçim ekonomi ile demokrasi ekseninde yürüyor. Sonucu da Erdoğan’ın çökerttiği ekonomi ve yoksulluğa mahkum ettiği milyonlar ile adaletsizlik ve baskıyla ezmeye çalıştığı mağdurlar belirleyecek. Tabii ki kazanan, ezilenler olacak, Erdoğan tarihi bir yenilgiyle siyaset sahnesinden silinecek, benim öngörüm bu.

Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermeniz, Yeşil Sol Parti’nin aday çıkarmama kararı, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Cumhur İttifakı sözcüleri tarafından çok eleştiriliyor. Siz bu tutumu nasıl yorumlarsınız?

Partimizin aday çıkarmaması Erdoğan’ın en büyük kabusuydu, bu gerçekleştiği için şimdi bizim üzerimizden Sayın Kılıçdaroğlu’nu yıpratmaya çalışıyor. Aynı taktiği yerel seçimlerde de uyguladı ve ters tepti. Çünkü halk yalan ve karalamalara kanmıyor artık.

Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı. Şimdi, kedi ulaşamadığı ciğere mundar diyor.

Kılıçdaroğlu, HDP ziyaretinde Kürt sorununun çözüm adresi olarak Meclis’i gösterdi. Sizin bu konudaki beklentiniz ve önerileriniz nedir?

TBMM’de açıkça ve hukuk çerçevesinde bir çalışma yapılırsa herkes söyleyeceğini orada söyler ve mutlaka bir uzlaşma sağlanır. Önemli olan, herkesin iyi niyetle ve çözüm iradesiyle elini taşın altına koyabilmesidir. Önerilerimizi de öyle bir süreçte TBMM’ye sunarız ve herkesle şeffaf, açık bir müzakere yürütüp ortak akılda buluşuruz diye düşünüyorum.

Erdoğan, son katıldığı televizyon programında (12 Nisan) “Diyarbakır’da 51 yavrumuzun ölümüne neden olan Selo değil mi? Şimdi bu 51 yavrumuz, bunlar Kürt kardeşlerimiz, evlatlarımız değil miydi? Zaten Selo’nun kendisi aslında Kürt değil, Zaza’dır” dedi. Sizce ne demek istedi?

Halkın bana ilgisini, bana sahip çıkmasını, halkla aramızdaki sevgi bağını kırmaya çalışıyor kendince. Ama yalan, iftira, ırkçılık karışımı bir söylemle saçmalayıp duruyor. Eminim ne dediğini, neden dediğini kendisi bile bilmiyordur.

Muharrem İnce faktörünün, seçimin ikinci tura kalma olasılığını artırdığı yorumları yapılıyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir?

Seçmenlerin, sandık başına gittiklerinde akılcı bir tercihle seçimi ilk turda bitireceğini düşünüyorum. Ama bu şekilde ince hesaplar yaparak seçimi ikinci tura bırakmayı düşünen seçmenler varsa onlara naçizane tavsiyem, doğrudan Erdoğan’a oy vermeleri. Çünkü bugünkü seçim matematiğinde İnce’ye oy vermekle Erdoğan’a oy vermek arasında fark yok. Zaten seçim ola ki ikinci tura kalırsa Erdoğan’ın kazanamayacağının garantisi yok.

Bu durumda İnce seçmenlerine şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Erdoğan ile bir beş yıla daha hazırlarsa seçimi ikinci tura bırakabilirler. Bizim için bir sakıncası yok!

TİP’in ayrı liste ile seçime girme kararı ittifakın parlamentoda temsiline nasıl yansır? Sizce, Yeşil Sol Parti seçmende nasıl karşılık bulacak?

Umarım seçim gecesi büyük bir pişmanlık oluşmaz.

TİP’in kendi kararıdır, biz ancak saygı duyup başarılar dileyebiliriz. Ama halen, yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum.

Yeşil Sol Parti seçmeninin partisi bellidir, oyu da Yeşil Sol Partiyedir tabii ki. Başka türlü nasıl olabilir ki?

Erdoğan seçim bildirgesinde “yüksek standartlı demokrasi” hedefi koydu. Siyasi parti kapatmaya yeni kriter, ifade özgürlüğü bunlardan bazıları. Bu vaatlerin yaşama şansı var mı?

Erdoğan’dan demokrat çıkmaz. Hangi vaatlerde bulunursa bulunsun hepsi boştur, aldatmacadır, göz boyamadır. Erdoğan yeniden kazanırsa Türkiye diktatörlüğe geçer, bu kadar net.

Son siyasi tabloya baktığınızda “özgürlük yakın” diyor musunuz? Veya tam tersi umutsuzluğa kapılıyor musunuz?

Ben her zaman umutluyum çünkü direniyorum, mücadele ediyorum çünkü dışarıda direnen, mücadele eden on milyonlar var.

Kobani davası duruşmasında mahkeme heyetini iktidardan talimat almakla eleştirdiniz. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Ağır cezalar isteniyor hakkımızda. Erdoğan’ın talimatlarıyla hareket eden bir mahkemeden adalet beklenemez, biz de beklemiyoruz. Ama Erdoğan sonrası bütün bu hakim, savcıların işlediği suçlar nedeniyle yargılanacaklarından eminiz, bunun için hukuki ve siyasi mücadelemizi sürdüreceğiz.

HABER MERKEZİ

The post Selahattin Demirtaş, Muharrem İnce seçmenlerine seslendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Türkiye Gönüllüleri’nden ‘seçim güvenliği’ çağrısı: Herkes taşın altına elini koymalı https://gazetekarinca.com/turkiye-gonullulerinden-secim-guvenligi-cagrisi-herkes-tasin-altina-elini-koymali/ Sat, 15 Apr 2023 11:58:16 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255265 Türkiye 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne hazırlanıyor. Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini 9 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmeleriyle, adayların seçim çalışmaları hızlandı. Seçime bir aydan az bir zaman kala seçim güvenliği ise seçmenlerin ve siyasi partilerin ortak gündemi. Siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları (STK) […]

The post Türkiye Gönüllüleri’nden ‘seçim güvenliği’ çağrısı: Herkes taşın altına elini koymalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Türkiye 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne hazırlanıyor.

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini 9 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmeleriyle, adayların seçim çalışmaları hızlandı.

Seçime bir aydan az bir zaman kala seçim güvenliği ise seçmenlerin ve siyasi partilerin ortak gündemi. Siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları (STK) da seçim güvenliğini sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor.

Bu STK’lardan biri de Türkiye Gönüllüleri. Gönüllülerden oluşan platformdan Ayçe Yücel yaptıkları çalışmalar ile seçim ve sonuç güvenliğinin önemini Gazete Karınca’ya anlattı.

2016 yılında bir araya gelen gönüllülerin 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Gönüllüleri adıyla yaptıkları çalışmalarının etkili olduğunu ve başarılı bulunduğunu söyleyen Yücel, şimdi de deneyimleri ve oluşturdukları yazılım sayesinde 14 Mayıs’ta tüm Türkiye’de seçim güvenliği için mücadele edeceklerini ifade ediyor.

Sandık güvenliğini sağlamanın bir vatandaşlık görevi olduğunu vurgulayan Yücel, vatandaşların oyunun nereye gittiğini bilmesinin ve oylarını takip etmesinin seçmenlerin en doğal hakkı olduğunu, ancak bunun bir gereksinim haline gelmesinin de üzücü olduğunu belirtiyor.

‘Biz daha çok sonuç güvenliği için çalışıyoruz’

Ayşe Yücel, yapılan çalışmaların tamamını ‘seçim güvenliği’ adı altında topladıklarını söylüyor:

Bu çalışmaları yapan tüm dernek, STK ve siyasi partilerin tek amacı seçim güvenliği. Biz seçim güvenliğinin bir parçasını ele aldık. Diğer birimler başka parçalarını ele aldılar. Siyasi partiler başka türlü çalışma yürütüyorlar. Biz daha çok sonuç güvenliği için çalışıyoruz. Islak imzalı tutanakların 48 saatlik itiraz hakkını saklı tutabilmek için bir merkezde toplanmasını sağlıyoruz. Bu konuda Türkiye kapsamında bir yazılım geliştirdik. Bütün başvuruları alıyoruz, teyit taraması gerçekleştiriyoruz, alınan notları il ve ilçedeki gönüllü arkadaşlarımızla paylaşıyoruz, onlar da 14 Mayıs’ta gönüllülere uygun görevlendirme gerçekleştiriyor. Ağırlık olarak sonuç güvenliği üzerinde çalışıyoruz ama öncesindeki seçim güvenliği konusunda da çalışmalar yürütüyoruz.

Deprem bölgesinde oy kullanacak ve seçim güvenliği çalışmalarında yer almak isteyenler için de çalışmalar yaptıklarını söyleyen Yücel, geliştirdikleri sistem sayesinde deprem bölgesinden göç edenlerin seçimlerde oy kullanabilmeleri için ulaşım imkanları sağlayacaklarını da vurguluyor.

Gönüllü olma çağrısı

Ayçe Yücel, seçmenlere gönüllü olma çağırısı da yapıyor:

turkiyegonulluleri.org sitesinden kaydınızı oluşturun. Deprem bölgesi de dahil ülke genelinden ve yurt dışından başvuru alıyoruz. Çok güzel insanlarla tanışma imkanı da bulduk bu sayede. Bu ülkenin inanılmaz güzellikleri olduğuna başvurular sayesinde şahit olduk. Seçim güvenliğinde yer almak isteyen herkes taşın altına elini koymalı, bu seçim için çalışmalı, ‘elimden gelenin en iyisini yaptım’ diyerek yastığa başını koymalı.

Artık oturduğumuz yerden problemlerin giderilmesini talep etmek, sosyal medyadan yazmak yerine ‘ben ne yapabilirim’ diye sormak, yakınımızdaki okullarda görev almak gerekiyor. Bugün herkesin Türkiye Gönülleri’ne başvurması gerekiyor. Lütfen herkes ‘ben de bunu yapabilirim’ demeli. Birlikten güç doğar, bunun önemi atlamayalım.

The post Türkiye Gönüllüleri’nden ‘seçim güvenliği’ çağrısı: Herkes taşın altına elini koymalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs seçimleri dünya basınında: ‘Erdoğan ip üstünde yürüyor’ https://gazetekarinca.com/14-mayis-secimleri-dunya-basininda-erdogan-ip-ustunde-yuruyor/ Sat, 15 Apr 2023 08:49:43 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255216 14 Mayıs’ta yapılacak seçime bir aydan az bir zaman kaldı. Türkiye seçimleri dünya basınının gündeminde yer tutmaya devam ediyor. Aday listelerinin açıklanması ile birlikte seçime dair taraflar ve vaatler netleşirken, dünya basını seçimleri ekonomi, dış politika ve demokratikleşme üzerinden ele alıyor. Millet İttifakı’nın vatandaşların beklediği özgürlükleri sağlayıp sağlayamayacağı tartışılırken, Türkiye seçimlerini takip eden uluslararası toplum […]

The post 14 Mayıs seçimleri dünya basınında: ‘Erdoğan ip üstünde yürüyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs’ta yapılacak seçime bir aydan az bir zaman kaldı. Türkiye seçimleri dünya basınının gündeminde yer tutmaya devam ediyor. Aday listelerinin açıklanması ile birlikte seçime dair taraflar ve vaatler netleşirken, dünya basını seçimleri ekonomi, dış politika ve demokratikleşme üzerinden ele alıyor. Millet İttifakı’nın vatandaşların beklediği özgürlükleri sağlayıp sağlayamayacağı tartışılırken, Türkiye seçimlerini takip eden uluslararası toplum için ise Cumhur İttifakı’na katılan son partilere dikkat çekiliyor.


Foreign Policy: Millet İttifakı düşünce, fikir ve ifade özgürlüğünü garanti etmiyor

ABD merkezli dış politika analizleri üzerine yayın yapan Foreign Policy’de 14 Mayıs seçimlerine ilişkin “Türkiye seçimlerini ya Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa?” başlığıyla yayımlanan yazıda, 2003 yılından bu yana önce Başbakanlık sonra Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan için “Erdoğan’ı ancak bir doğal afet yerinden edebilir gibi görünüyordu ve 6 Şubat depremi de tam olarak bu rolü oynayacak gibi görünüyor” ifadeleri kullanıldı.

‘Erdoğan’ın tüm siyasi kurumların içini boşaltıp şekillendirerek tüm gücü ele geçirdiği’ belirtilen yazıda, şu ifadeler yer aldı:

Türkiye Cumhurbaşkanı, rakiplerini baltalamak için devlet aygıtını kullandı ve Türkiye’nin bir zamanlar şamatacı ve sorumsuz medyası artık hükümetin dilini ezberden tekrar edecek bir noktaya geldi. Bir zamanlar laik milliyetçi müesses nizamın tabyası olan yargı şimdi AKP’nin elinde. Erdoğan daha önce sadece modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine sadık olan askeri komutanlığı yeniden şekillendirdi.

Yazıda, Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu kazanırsa, bunun Türkiye siyaseti ve dış politikası için ne anlama geleceği de tartışıldı.

Hükümet değişiminin yurttaşlar için nefes alacak bir alan açacağının görüldüğünün belirtildiği yazıda, Kılıçdaroğlu ve ortaklarının neye inandıklarının ve nasıl yöneteceklerinin Altılı Masa’daki çeşitlilik nedeniyle kafalarda soru işareti bıraktığı belirtiliyor.

Altılı Masa’nın tek ortak özelliğinin Erdoğan karşıtlığı olduğu ifade edilirken, masada bulunan CHP dışındaki ortakların da Erdoğan ve hükümetiyle geçmiş bağları irdeleniyor.

Muhalefetin önünde zor bir yol olduğunun belirtildiği analizde, Kılıçdaroğlu’nun niyetinin daha adil ve demokratik bir siyasi sistem istemek anlamında temiz ve doğru olduğu belirtiliyor, ancak Türkiye’de 1990’lardan bu yana süren ‘tasfiye sistemi’ nedeniyle yeni gelecek hükümetin, büyük bir siyasi bedel ödeme olasılığı olduğunun da altı çiziliyor.

Bu anlamda Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na “biraz zorlamayla” verilen pozisyonun da Kılıçdaroğlu’nun elini zorlayabileceği ifade edilirken, Millet İttifakı’nın “düşünce, fikir ve ifade özgürlüğü” konusunda Kürtler başta olmak üzere bazı grupları dışarıda bırakma olasılığına değiniliyor.

Millet İttifakı’nın ve Kılıçdaroğlu’nun da “terörist” olarak yaftalanan akademisyenler, siyasetçi, hukukçu ve gazetecilerin serbest bırakılması ile ilgili doğrudan söz kurmamasına dikkat çekilen Foreign Policy analizinde, Kürt sorunu konusuna ise şu şekilde değiniliyor:

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Türkiye siyasetinin merkezi sorunu olan Kürt meselesi konusunda Kılıçdaroğlu, partisini Kürtlerle işbirliğine hazır hale getirerek olumlu bir değişime öncülük etti. Yine de herhangi bir yaratıcı politika çözümüne sahip görünmüyor. Akil insanlardan oluşan bir heyet oluşturma konusunda tavsiyeler sunması yeni bir fikir değil ve yokuş aşağı gitmesi çok olası bir proje.

Analizde ayrıca, daha önce Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı olarak görev yapmış Ahmet Davutoğlu’nun olduğu bir masadan çıkacak dış politika hamlelerinin de inandırıcılığı olmadığı savunuluyor.

Türkiye’nin yeni hükümetinin Rusya, S-400’ler, F-35 Programı, Beşar Esad ile ilişkiler, Kuzey Kıbrıs sorunu ve ABD ile ilişkilerinde olası ilişkilenmelerinin de ele alındığı analiz, şu şekilde sona eriyor: “Türkiyeli yurttaşlar baskıcı, yozlaşmış ve anti-demokratik Erdoğan ve AKP’den bıkmış görünüyor. Yenilirse sevinirler ama Ankara’da yakın zamanda sabah olması beklenmiyor.”


Bloomberg: Ekonomi siyasete galip gelecek

New York merkezli Bloomberg ise, “Wall Street seçimlerden sonra faiz oranlarında büyük artış öngörüyor” başlıklı ekonomi haberinde, Wall Street’in büyük bankalarının, faiz oranlarının Türkiye seçimlerinden sonra 2018’de yaşanan kur düşüşünün ardından görülenden daha yüksek seviyelere çıkacağını tahmin ettiğini vurguluyor.

Erdoğan’ın ekonomik sorunlar ve yüksek yaşam maliyeti nedeniyle 22 yıllık iktidarının en büyük sınavıyla karşı karşıya olduğunun belirtildiği haberde, “Küresel bankaların öngördüğü yüksek dozda parasal sıkılaştırma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 yıllık görev süresinin sonucu ne olursa olsun, ekonominin siyasete galip geleceğini gösteriyor” ifadeleri kullanılıyor.

Haberde, muhalefetin kazanması durumunda Erdoğan’ın para politikasına son verileceği ve özerk bir Merkez Bankası’na dönüş sözü verdiğini vurgulanıyor.

Erdoğan’ın Merkez Bankası başkanı ve komite üyelerini doğrudan seçme ve görevden alma yetkisine sahip olduğunun belirtildiği haberde, söz konusu politikanın sürdürülemez olduğu ifade ediliyor.

  JPMorgan seçimden sonra TL'de değer kaybı öngörüyor

ABP Network: Kürt oyları Erdoğan’ı koltuğundan edebilir

Hindistan merkezli ABP Network, “Erdoğan ip üstünde yürüyor, ortak muhalefetin tek dayanağı Kürt oyları” başlıklı haberinde, Kürtlerin Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararının 14 Mayıs seçimlerinde belirleyici faktör olacağı vurgulanıyor.

Cumhurbaşkanı adaylarının teker teker tanıtıldığı haberde, 14 Mayıs seçimlerinin süren ekonomik kriz ve 6 Şubat depremleriyle birlikte, Erdoğan’ın en büyük sınavı olacağı belirtiliyor.

Türk Lirası’nın değer kaybı, alım gücünün düşüşü, hükümetin deprem sonrası müdahalesinin yetersiz bulunması gibi faktörler sonucunda Erdoğan’ın popülarite kaybı yaşadığının belirtildiği haberde, “Halkların Demokratik Partisi seçimlerde çok önemli bir rol oynayabilir ve bu rol, dengeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yerinden edecek kadar kuvvetli” ifadeleri kullanılıyor.

HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağına ilişkin yaptığı açıklamaya da yer verilen haberde, 14 Mayıs seçimlerinden “Türkiye’nin dönüm noktası” olarak bahsediliyor.


Ekathimerini: Yunanistan seçimlerden sonra Türkiye ile ilişkileri gözden geçirecek

Yunanistan devlet ajansı Ekathimerini, “Dendias: Yunanistan seçimlerden sonra Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirecek” başlıklı haberinde, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Cuma günü Gökçeada’ya yaptığı ziyaretteki ifadelerine yer verdi.

Ekathimerini haberinde, Dendias’ın ziyarette yaptığı konuşmada Mayıs ayında her iki ülkede de yapılacak seçimlerden sonra Türkiye ilişkilerinin yeniden değerlendirileceğini belirttiğini vurguladı.

Habere göre Dendias konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Her iki ülkedeki seçimlerin hemen ardından, inanıyorum ki Tanrı bize, bizleri neyin ayırdığını değil, neyin birleştirdiğini ve neyin önemli olduğunu gösterecek.”


Middle East Forum: Hizbullah, Erdoğan ile ilk kez Türkiye parlamentosuna giriyor

Middle East Forum, “Türk Hizbullahı Erdoğan’ın AKP’sine katılıyor” başlıklı haberinde, Hizbullah’ın tarihte ilk kez Erdoğan sayesinde Türkiye parlamentosunda kendisine yer bulacağının altını çiziyor.

Sivillere yönelik katliamlarıyla bilinen Hizbullah’tan hüküm giymiş pek çok kişiyi barındıran HÜDA PAR’dan dört ismin büyük olasılıkla seçilecekleri illerden AKP listelerinde aday gösterildiğinin vurgulandığı haberde, Hizbullah’ın ilk kez bir siyasi cephe olarak Türkiye’nin yasama organında temsil edileceği vurgulanıyor.

Haberde, Erdoğan’ın 2014’ten bu yana ulusal ve yerel seçimlerde HÜDA PAR ile ittifak içinde olduğu ancak bunu arka kanallardan gerçekleştirdiği ve bu seçimlerde bu ittifakın ilk kez resmileştiğinin altı çizilirken, bu arka kanallardan oluşturulan ittifak sonucunda 90’larda ve 2000’lerin başında 91 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis cezasına çarptırılan kişiler de dahil olmak üzere hüküm giymiş Hizbullah üyelerinin serbest bırakılmasına ön ayak olduğu da ifade ediliyor.

DIŞ HABERLER

The post 14 Mayıs seçimleri dünya basınında: ‘Erdoğan ip üstünde yürüyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
JPMorgan seçimden sonra TL’de değer kaybı öngörüyor https://gazetekarinca.com/jpmorgan-secimden-sonra-tlde-deger-kaybi-ongoruyor/ Sat, 15 Apr 2023 07:39:14 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255209 JPMorgan, 14 Mayıs seçimlerinden sonra TL’de değer kaybı öngörüyor: Dolar 30 liraya yaklaşabilir. ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan, Türk Lirası’nın (TL) 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra hızla değer kaybedebileceği ve 1 doların 30 TL’ye yaklaşabileceği tahmininde bulundu. Reuters’ın konuya ilişkin haberinde seçimlerin yurtdışı yatırımcı için de dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı. JPMorgan’ın öngörüleri aktarılan haberde, […]

The post JPMorgan seçimden sonra TL’de değer kaybı öngörüyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
JPMorgan, 14 Mayıs seçimlerinden sonra TL’de değer kaybı öngörüyor: Dolar 30 liraya yaklaşabilir.

ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan, Türk Lirası’nın (TL) 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra hızla değer kaybedebileceği ve 1 doların 30 TL’ye yaklaşabileceği tahmininde bulundu.

Reuters’ın konuya ilişkin haberinde seçimlerin yurtdışı yatırımcı için de dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı.

JPMorgan’ın öngörüleri aktarılan haberde, Türkiye’de çekişmeli geçeceği tahmin edilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin, sonuçların yaratacağı etki bakımından ülkede ‘son 100 yılın en önemli seçimlerinden biri’ olarak görüldüğü kaydedildi.

Habere göre JPMorgan uzmanları, seçim sonuçlarından bağımsız olarak makro düzenlemelerin beklendiğini söyledi, ancak enflasyonu düşürmek için faiz oranlarının arttırılması gibi daha geleneksel politikalara ne kadar bağlı kalınacağı konusunda iki farklı senaryo ortaya koydu.

Uzmanlar, ekonomide geleneksel politikalara güçlü şekilde bağlı kalınması durumunda nihai olarak ülkede doların 24-25 liradan işlem görebileceği ve yıl sonunda 26’ya çıkabileceğini öngörüyor. Şu anda dolar/TL kuru 19.30 civarında işlem görüyor.

JPMorgan uzmanlarına göre, seçimler öncesindeki büyük teşvik paketlerinin baskısıyla lira başlangıçta değer kaybedecek. Bu öngörüye göre mali baskı hafifledikçe yerel halk döviz portföyünü arttırırken, yurtdışı yatırımcıların piyasaya girmek için Türk Lirası’nın değer kazanmasını bekleyeceği tahmin ediliyor.

Haberde ele alınan bir diğer olasılık, seçimden sonra ekonomide daha geleneksel, yani ekonomi çevrelerinde genel kabul gören politikalara geçişin daha zayıf olduğu bir durum.

Uzmanlar böyle bir durumda doların yıl sonuna kadar 30TL’den işlem görmeye başlamasının olası olduğu görüşünde.

JPMorgan uzmanları, bu durumda taktiksel bir değerlendirme yapılması gerekeceğini ve piyasadaki dalgalanmanın artmasını beklediklerini söyledi.

Kaynak: VOA Türkçe

The post JPMorgan seçimden sonra TL’de değer kaybı öngörüyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Yeşil Sol Parti Balıkesir’den vekil çıkarmayı hedefliyor: ‘Değişim sözü veriyoruz’ https://gazetekarinca.com/yesil-sol-parti-balikesirden-vekil-cikarmayi-hedefliyor-degisim-sozu-veriyoruz/ Sat, 15 Apr 2023 07:20:01 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=255202 Balıkesir’de seçim çalışmalarını hızlandıran Yeşil Sol Parti’nin Balıkesir Eş Sözcüsü Bedri Arık, kentten vekil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi ve ‘değişim’ mesajı verdi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 144 Mayıs seçimlerinde “100 milletvekili ve yüzde 20 oy” hedefiyle seçim çalışmalarını hızlandırdı. 12 Nisan günü Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde seçim bürosu açılışını yapan Yeşil Sol Parti, […]

The post Yeşil Sol Parti Balıkesir’den vekil çıkarmayı hedefliyor: ‘Değişim sözü veriyoruz’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Balıkesir’de seçim çalışmalarını hızlandıran Yeşil Sol Parti’nin Balıkesir Eş Sözcüsü Bedri Arık, kentten vekil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi ve ‘değişim’ mesajı verdi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 144 Mayıs seçimlerinde “100 milletvekili ve yüzde 20 oy” hedefiyle seçim çalışmalarını hızlandırdı.

12 Nisan günü Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde seçim bürosu açılışını yapan Yeşil Sol Parti, kentin tüm ilçelerinde çalışmalara başladı.

Yaklaşık 880 bin seçmenin oy kullandığı 2018 seçimlerinde, AKP 5, CHP 3, İYİ Parti ise 1 milletvekili çıkarmıştı. 36 bin 760 oy alan HDP ise milletvekili çıkaramamıştı.

Kent genelinde yüzde 4,3 oy alan HDP, Gömeç, Ayvalık ve Edremit’te yüzde 8’in üzerinde oy almıştı.

14 Mayıs seçimlerinde bu oranı ikiye katlamayı hedefleyen Yeşil Sol Parti’nin kentten aday gösterdiği isimler şöyle:

  • Şevin Coşkun
  • Gül Ertunan Karaaslan
  • Canşah Çelik
  • Mehmet Aslan
  • Mehmet Çelikten
  • Emin Filiz
  • Fikriye Yadırgı
  • Nevin Yılmaz Çakaloz
  • Medine Çağlıyan

Yeşil Sol Parti Balıkesir Eş Sözcüsü Bedri Arık, kentte yaptıkları çalışmalara ve hedeflerine yönelik MA’dan Tolga Güney’e konuştu.

Kentte ilk açtıkları seçim bürosunun Burhaniye’de olduğunu anımsatan Arık, “Edremit, Ayvalık ve Bandırma’da seçim bürolarımızın açılışlarını yapacağız. Bunların yanı sıra ilçelerin konumuna göre değişik çalışmalar yürütüyoruz. Hafta sonları ev gezmeleri, pazar yerlerinde bildiri dağıtımı gibi çalışmalar yapıyoruz. Yine değişik noktalarda stantlar açacağız. Özellikle Körfez bölgesinde araçlarla da sesli propaganda çalışmalarını yürüteceğiz. Köy gezilerimize de başlıyoruz” dedi.

‘Vekil çıkmaması için hiçbir neden yok’

Kentin demografik olarak da zengin bir yapısı olduğunu vurgulayan Arık, şunları dile getirdi:

Çerkezler, Dağıstanlılar ve ülke içinden de birçok bölgeden insanlar işsizlik ya da farklı nedenlerden kaynaklı kente göç etmiş durumda. Yine kentte eşit yurttaşlık talebinde bulunan Alevi yurttaşlar da var. Bu değişik yörelerden gelen insanlarla da bağımız oldukça güçlü. Buralardan ciddi bir oy gelecektir. Geçen seçimlerde 40 bine yakın bir oy almıştık. Bugün bir milletvekilini çıkarmayı hedefliyoruz. Ama çıkaramasak bile bir sonraki seçimlerde kesinlikle bir vekil çıkarmanın temeli şimdiden atılmış olacaktır. Gerekli çalışmayı yaparsak buradan vekil çıkmaması için hiçbir neden yok.

‘Kentin sorunlarıyla ilgiliyiz’

Kentin en büyük sorunun ekolojik yıkım olduğunun altını çizen Arık, kentte 600’ün üzerinde bölgeye maden ruhsat verildiğini söyledi.

Yine kıyı ve sulak alanların imara açıldığını kaydeden Arık, Yeşil Sol Parti olarak yıllardır bu talana karşı mücadele ettiklerini ifade etti.

Ekoloji hareketi içerisinde ciddi örgütlülükleri olduğunu dile getiren Arık, “Devletin bizi sıkıştırmak istediği Kürt partisinin dışına çıkıyoruz ve kentin tüm sorunlarına müdahale ediyoruz. Hem doğanın hem de insanın sömürüsüne karşı bir mücadele yürütüyoruz. Emeğin haklarının savunulması için sol derken doğanın korunması içinde yeşil diyoruz. Bu yeşil doların değil doğanın yeşili ve canlılığın ifade eden bir yeşil” diye konuştu.

‘Değişim sözü veriyoruz’

Seçim sürecine girilmesiyle birlikte halkın, partiye ilgisinin de arttığını belirten Arık, Yeşil Sol Parti’nin ‘yeni bir yaşamı örmek ve ülkenin ihtiyacı olan değişikliği yapmaya aday olduğunu’ vurguladı.

Arık, sözlerini şöyle noktaladı:

Parti olarak değiştirme sözü veriyoruz. Bu değişikliğe katkı sunmaları açısından duyarlılıklarını bekliyoruz. Daha güzel bir yaşamı hep birlikte kuracağımızı söylüyoruz. Buradan bir milletvekili çıkarırsak Ankara’da işi olanların işlerini görmek için olmayacak. Önümüzdeki süreçte ülkenin ihtiyacı olan demokratik yaşamın örülmesi için Balıkesir’den çıkacak bir vekilin de katkıları büyük olacak. Değişime katkısı olan bir il olmasını istiyoruz.

HABER MERKEZİ
  İşçi kenti Antep'te ilk sıra erkek adaylar karşısında tek kadın aday: Sevda Karaca
  Yeşil Sol adayı Metin Kılıç: Parlamentoda Çerkes temsiliyeti hiç olmadı

The post Yeşil Sol Parti Balıkesir’den vekil çıkarmayı hedefliyor: ‘Değişim sözü veriyoruz’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Olanlar, olmayanlar: İstanbul 2. bölgede 2018’den 2023’e aday listelerindeki değişim https://gazetekarinca.com/olanlar-olmayanlar-istanbul-2-bolgede-2018den-2023e-aday-listelerindeki-degisim/ Fri, 14 Apr 2023 06:24:56 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=254807 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala seçime girecek partiler resmi olarak aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu. 24 Haziran 2018 tarihindeki seçimde İstanbul’dan Meclis’e giren 98 milletvekilinden 28’i İstanbul 2. bölgedendi. YSK’nin 26 Şubat 2011 tarihli kararına göre, çıkaracağı milletvekili sayısı 18’e kadar olan iller bir seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 19’dan 35’e […]

The post Olanlar, olmayanlar: İstanbul 2. bölgede 2018’den 2023’e aday listelerindeki değişim first appeared on Gazete Karınca.

]]>
14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala seçime girecek partiler resmi olarak aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu.

24 Haziran 2018 tarihindeki seçimde İstanbul’dan Meclis’e giren 98 milletvekilinden 28’i İstanbul 2. bölgedendi.

YSK’nin 26 Şubat 2011 tarihli kararına göre, çıkaracağı milletvekili sayısı 18’e kadar olan iller bir seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 19’dan 35’e kadar olan iller iki, 36 ve daha fazla olan iller üç seçim çevresine bölünür. Buna göre İstanbul 1, 2, 3 olmak üzere 3 seçim bölgesinden oluşuyor.

İstanbul 2. bölgeyi kapsayan ilçeler şöyle sıralanıyor: Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Kağıthane, Sarıyer, Sultangazi, Şişli, Zeytinburnu.

2018’de milletvekillerinin partilere göre dağılımı şöyleydi:

  • AKP: 13
  • CHP: 8
  • HDP: 3
  • MHP: 2
  • İYİ Parti: 2

2018 seçimlerinde İstanbul 2. bölgede partilerin çıkardığı milletvekillerinin isimleri ve aday listelerindeki sıralamaları ile 2023 seçimlerdeki aday listelerini derledik.

AKP

AKP, 2018’de İstanbul 2. bölgeden ilk sırada aday gösterdiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu 14 Mayıs seçimlerinde de aynı sıradan aday gösterdi. 2018’de 12. sıradaki Mustafa Demir, önümüzdeki seçimde beşinci sıradan aday gösterildi. AKP ikinci bölge listelerinde bu iki isim dışında diğer milletvekilleri 2. bölgeden aday gösterilmezken 2023 listesinde ikinci sırada Doç. Dr. Halit Yerebakan yer alıyor.

2018 seçiminde İstanbul 2. bölgede AKP’den seçilen milletvekilleri ve liste sıralaması:

1. Süleyman Soylu
2. Fatma Betül Sayan Kaya
3. Volkan Bozkır
4. Abdullah Güler
5. Hasan Turan
6. Serap Yaşar
7. Aziz Babuşcu
8. Şirin Ünal
9. Canan Kalsın
10. Ahmet Hamdi Çamlı
11. Markar Eseyan
12. Mustafa Demir
13. İffet Polat

2023 seçimleri AKP İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 13 sırası:

1. Süleyman Soylu
2. Halit Yerebakan
3. Rabia Kalender İlhan
4. Mehmet Önder Aksakal
5. Mustafa Demir
6. İsmail Emrah Karayel
7. Zafer Sırakaya
8. Büşra Paker
9. Sevan Sıvacıoğlu
10. Derya Ayaydın
11. Adem Yıldırım
12. Sena Nur Çelik
13. Ahmet Bilal Kıymaz

  AKP’nin de aday listesi belli oldu

CHP

2018’de birinci sırada yer alan Kadri Enis Berberoğlu, 2023 listelerinde dördüncü sıraya taşınırken, Yüksel Mansur Kılınç, Yunus Emre, Gökan Zeybek de tekrar aday gösterildiler. CHP, 2023’te listenin birinci sırasına Türkiye’nin eski Washington ve Tel Aviv Büyükelçisi Namık Tan’ı yerleştirdi.

AKP’de 2014-2018 yılları arasında Kadıköy İlçe Başkanlığı yapmış, şu an Gelecek Partisi İstanbul İl Başkanı olan İsa Mesih Şahin de listede yedinci sırada yer alıyor.

2018 seçiminde İstanbul 2. bölge CHP’den seçilen milletvekilleri isim ve sıralaması:

1. Kadri Enis Berberoğlu
2. Aykut Erdoğdu
3. Ahmet Ünal Çeviköz
4. Mustafa Sezgin Tanrıkulu
5. Yüksel Mansur Kılınç
6. Yunus Emre
7. Gökan Zeybek
8. Ali Şeker

2023 seçimleri CHP İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 8 sırası:

1. Namık Tan
2. Yunus Emre
3. Gökan Zeybek
4. Kadri Enis Berberoğlu
5. Mustafa Kaya
6. Yüksel Mansur Kılınç
7. İsa Mesih Şahin
8. Evrim Rızvanoğlu

  CHP aday listesi açıklandı

HDP-Yeşil Sol Parti

HDP, 14 Mayıs’taki seçimlere Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni Yeşil Sol Parti listesinden seçimlere katılacak.

Yeşil Sol Parti listesinin ilk sırasında Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek yer alırken, ikinci sırada Özgül Saki, üçüncü sırada gazeteci Hasan Cemal aday gösterildi.

2018 seçiminde İstanbul 2. bölge HDP’den seçilen milletvekilleri isim ve liste sıralaması:

1. Ahmet Şık
2. Oya Ersoy
3. Hüda Kaya

2023 seçimleri Yeşil Sol Parti İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 3 sırası:

1. Cengiz Çiçek
2. Özgül Saki
3. Hasan Cemal

  Yeşil Sol Parti’nin aday listesinde yer alan isimler

MHP

MHP 2018’de ilk iki sıradan çıkardığı milletvekillerini 2023’te de aynı sıradan aday gösterdi.

2018 seçiminde İstanbul 2. bölgede MHP’den seçilen milletvekilleri isim ve liste sıralaması:

1. Celal Adan
2. Cemal Çetin

2023 seçimleri MHP İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 2 sırası:

1. Celal Adan
2. Cemal Çetin

  MHP aday listesini açıkladı | Bahçeli, Osmaniye 1'inci sıra adayı

İYİ Parti

2018 genel seçimlerinde İYİ Parti listesinin ilk sırasından seçilen Ümit Özdağ, İYİ Parti’den 4 Mart 2021’de istifa etmiş Ağustos 2021 tarihinden itibaren de kurucusu olduğu Zafer Partisi’nin genel başkanlığı görevine başlamıştı.

İYİ Parti birinci sıra adayı Mehmet Satuk Buğra, ikinci sıra adayı Salim Ensarioğlu ise AKP’den Diyarbakır’da 24 ve 26. Dönem milletvekilliği yapan ve bu seçimde de Diyarbakır’da AKP’den aday gösterilen Galip Ensarioğlu’nun kuzeni.

2018 seçiminde İstanbul 2. Bölge İYİ Parti’den seçilen milletvekilleri isim ve liste sıralaması:

1. Ümit Özdağ
2. Fatih Mehmet Şeker

2023 seçimleri İYİ Parti İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 2 sırası:

1. Mehmet Satuk Buğra
2. Salim Ensarioğlu

  İYİ Parti'nin milletvekili aday listesi belli oldu

TİP

2023 seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni olan, ancak İstanbul’da seçime kendi amblemi ile girecek olan Türkiye İşçi Partisi de aday listesini belirledi.

2023 seçimleri TİP İstanbul 2. bölge aday listesinin ilk 5 sırası:

1. Ahmet Şık
2. Mısra Öz
3. Zeynep Esmeray Özadıktı
4. Koray Doğan Urbarlı
5. Yılmaz Aslantürk

  TİP milletvekili adaylarını tanıttı, seçim şarkısını paylaştı

İstanbul 1. bölge:

  Olanlar, olmayanlar: İstanbul 1. bölgede 2018’den 2023’e aday listelerindeki değişim


Yarın: İstanbul 3. bölge aday listelerindeki değişim

The post Olanlar, olmayanlar: İstanbul 2. bölgede 2018’den 2023’e aday listelerindeki değişim first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Kılıçdaroğlu’ndan ‘İktidarımızın ilk 100 gününde yapacaklarımız’ broşürü https://gazetekarinca.com/kilicdaroglundan-iktidarimizin-ilk-100-gununde-yapacaklarimiz-brosuru/ Thu, 13 Apr 2023 12:56:10 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=254874 Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması halinde ilk 100 günde yapacakları broşür haline getirildi. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “İktidarımızın İlk 100 Gününde Yapacaklarımız” başlıklı broşürü yayımlandı. “Sana Söz Türkiye” başlıklı bölümde Kılıçdaroğlu’nun, “14 Mayıs’ta Türkiye’de iktidar değişecek. Ekonomiden demokrasiye, adaletten güvenlik politikalarına kadar her alanda yapacağımız köklü yeniliklerle […]

The post Kılıçdaroğlu’ndan ‘İktidarımızın ilk 100 gününde yapacaklarımız’ broşürü first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması halinde ilk 100 günde yapacakları broşür haline getirildi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “İktidarımızın İlk 100 Gününde Yapacaklarımız” başlıklı broşürü yayımlandı.

“Sana Söz Türkiye” başlıklı bölümde Kılıçdaroğlu’nun, “14 Mayıs’ta Türkiye’de iktidar değişecek. Ekonomiden demokrasiye, adaletten güvenlik politikalarına kadar her alanda yapacağımız köklü yeniliklerle herkesin hakkını aldığı refah içinde, zengin, adil ve demokratik bir Türkiye’yi birlikte kuracağız” sözlerine yer verildi.

Broşürün ön ve arka bölümünde Kılıçdaroğlu’nun seçim sloganı olan “Sana söz yine baharlar gelecek, Bay Kemal sözünden dönmeyecek” sözleri yer aldı.

ANKA’nın haberine göre ilk 100 günde yapılacaklara ilişkin şu bölümler ve sözler yer aldı:

‘İşçilerin omzundaki vergi ve sigorta yükü azaltılacak’

  • Çalışanların sırtındaki ekonomik yükleri azaltmak, zenginliği adil paylaşmak, çalışanlara yıllar içinde yok edilen haklarını tekrar kazandırmak için bütün önlemleri hızla alacağız.
  • İşçilerin omzundaki vergi ve sigorta yükü azaltılacak.
  • İlk iş Kalıcı Yaz Saati uygulamasına son verilecek.
  • Kamuda personel alımında mülakat uygulamalarına son verilecek. Yazılı ve sözlü sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere liyakat esaslı alımlarının yapılması sağlanacak.

‘Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulanacak’

  • Toprağı işleyen, hasatta ter döken çiftçilerimizi üretemez hale getiren borç yükünden kurtaracak, refah, bolluk ve bereket içinde üretebilecekleri önlemleri derhal hayata geçireceğiz.
  • Çiftçilere kullandığı gübre ve tohum maliyetinin yüzde 50’si destek olarak geri verilecek.
  • Tarım sektöründe kullanılan mazottaki KDV ve ÖTV yükü kaldırılacak.
  • Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulanacak.
  • Çiftçilerin bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden çektikleri kredilerin faizleri sıfırlanacak, anapara makul ölçülerde taksitlere bölünecek.
  • Et ve Süt Kurumu, Çay-Kur, TMO gibi KİT’ler ile tarımsal kooperatif ve birlikler çiftçiyi ve üretimi destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılacak.

‘İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranı sıfırlanacak’

  • Türkiye’nin en ücra köşelerinde dahi canla başla hizmet üretip ayakta kalmaya çalışan, ama devlet ve bankaların borç/faiz kıskacında kendi kaderlerine terk edilen esnafımıza yeniden can suyu olacağız.
  • Ticaret Bakanlığı’nı ‘Esnaf ve Ticaret Bakanlığı’ şeklinde yapılandıracağız.
  • Esnafımızın salgın sürecinde kullandığı kredilerin ve BAĞ-KUR vergi borçlarının faizleri silinecek, kalan anaparanın uygun vadede ödenmesi sağlanacak.
  • Esnafımızın emekli olabilmesi için geriye doğru borçlanma hakkı tanınacak.
  • İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranı sıfırlanacak.

‘Gençlerin alacağı ilk sıfır otomobilde ÖTV sıfırlanacak’

  • İş, aş, gelecek derdine düşmeden, alabildiğine özgür, mutlu ve umut dolu bir gençlik hayal ediyoruz. Özgüveni yüksek, arkasında devletin olduğunu bilen, evrensel donanımları gelişmiş bir nesil için çalışacağız.
  • KYK borçlarından ötürü başlatılan tüm hacizler durdurulacak; borçların faizleri silinecek. Faizsiz ve taksitli geri ödeme süreci işe başladıktan sonra uygulamaya konulacak.
  • Ücretli ya da sözleşmeli tüm öğretmenler kadroya alınacak. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin ataması yapılacak.
  • Gençlere pasaport ücretsiz verilecek, yurt dışına çıkışta harç alınmayacak.
  • Gençlerin alacağı ilk sıfır otomobilde ÖTV sıfırlanacak.
  • Gençlerin ilk cep telefonu ve oyun konsolu alımlarında ÖTV sıfırlanacak, ilk internet aboneliklerinden vergi alınmayacak ve indirimli paketlere ulaşmaları sağlanacak.

‘Depremzedelere yapılacak konutlar ücretsiz olacak’

  • Afetler ve doğal felaketlerin büyük yaralar açmadan karşılanacağı, bilimin gücü, bilginin disipliniyle her türlü önlemin taviz verilmeden alınacağı bir dayanıklı bir Türkiye inşa edeceğiz.
  • Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kurulacak.
  • Deprem bölgesine özel yasa tasarısı çıkartılacak. Depremzedelere yapılacak konutlar ücretsiz olacak.
  • Kızılay yeniden yapılandırılarak eski işlevine kavuşturulacak. Kızılay’ı rant aracı olarak görmeyen, liyakatli kadrolara teslim edilecek.
  • ‘Emeklilere bayram ikramiyesi asgari ücret düzeyinde ödenecek’
  • Yasal düzenleme yapılarak emekli bayram ikramiyelerinin asgari ücretin altına düşmesi kalıcı olarak engellenecek.
  • Emeklilere Bayram İkramiyesi asgari ücret düzeyinde ödenecek.
  • 2023 Kurban Bayramı’nda emeklilere çift ikramiye (15 bin TL) verilecek.
  • Emeklilerin sağlık hizmetlerine ödediği katkı payını kaldıracağız.

‘Okullarda beslenme çantası boş kalmayacak’

  • Vatandaşlarımızın eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçların devlet tarafından tatmin edici düzeyde karşılandığı, tüm vatandaşların kendini sonsuz güvende hissettiği bir Türkiye kuracağız.
  • Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Hane geliri asgari ücretin altında olan aileler için Aile Destekleri Sigortasından sosyal destek sağlanacak.
  • Okullarda beslenme çantası boş kalmayacak; öğrencilere ücretsiz süt, su, öğle yemeği verilecek.
  • Yaşanan gıda enflasyonunun ve pahalılığın önüne geçmek için Acil Eylem Planı hazırlanacak.
  • Gençleri uyuşturucu çetelerinin elinden kurtarmak için okul çıkış saatlerinde ve öğle aralarında okulların çevresinde kolluk kuvvetlerinin sürekli görev yapması sağlanacak.

‘Kadınlara yönelik suçların cezasızlığı son bulacak’

  • Kadınların kendini özgür ve güçlü hissedeceği, eğitim, sağlık ve sosyal yardımlara tüm haklarına kolayca erişebildiği, hak ve özgürlüklerinin siyasetin pazarlık konusu yapılamayacağı güvenli bir Türkiye’de yaşayacağız.
  • Ev kadınlarının sosyal güvence sorunu son bulacak. Aile Destekleri Sigortası üzerinden ev kadınlarının sosyal güvenliği sağlanacak. Ev kadınları güçlendikçe aileler de güçlenecek.
  • Eşinden boşanan kadınlar için Yeni Başlangıçlar Fonu çalışmalarına başlanacak.
  • Kadınlara yönelik suçların cezasızlığı son bulacak.

‘Yolsuzlukla israfla etkin mücadele başlatılacak’

  • Yolsuzluğun bir norm haline geldiği bu düzeni değiştireceğiz. Devletin en küçük biriminden en tepesine kadar adilce belirlenmiş liyakatli kadrolarca yönetildiği yepyeni bir düzen kuracağız.
  • TBMM’de ‘Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’ kurulacak.
  • İsraf önleme saraydan başlayacak, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Çankaya köşküne taşınacak.
  • Savurganlık ve israf ile etkin olarak mücadele etmek için kararname çıkartılacak. Akçeli işlere bulaşan, rüşvet alan bürokratlar görevden alınacak.
  • 16 cumhurbaşkanlığı uçağı satılarak, yangın söndürme uçakları alınacak.

‘Siyaset kurumu yapılandırılacak’

  • Siyasi Ahlak Kanunu Meclis’e getirilecek.
  • ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu kaldırılacak.

‘GATA ve askeri hastaneler açılacak’

  • GATA ve askeri hastaneler açılacak.
  • Katar Ordusu’na peşkeş çekilen Sakarya’daki Tank-Palet Fabrikası hemen geri alınıp orduya iade edilecek.
  • 15 Temmuz Şehit ve Gazileri için vatandaştan toplanan paraların tamamı, faizleriyle birlikte hak sahiplerine verilecek.
  • Hangi koşulda, bedeli ne olursa olsun; vatan topraklarına sahip çıkılacak, Süleyman Şah Türbesi vatan toprağına geri götürülecek, orada şanlı bayrağımız dalgalandırılacak.
HABER MERKEZİ

The post Kılıçdaroğlu’ndan ‘İktidarımızın ilk 100 gününde yapacaklarımız’ broşürü first appeared on Gazete Karınca.

]]>
YSK, yurt dışı seçmenler için oy verme tarihlerini açıkladı https://gazetekarinca.com/ysk-yurt-disi-secmenler-icin-oy-verme-tarihlerini-acikladi/ Wed, 12 Apr 2023 10:17:56 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=254606 Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde yurt dışı seçmen için 27 Nisan’da başlayacak olan oy verme işlemlerinin, hangi temsilciliklerde ve tarihlerde yapılacağını ilan etti. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde yurt dışında 27 Nisan’da başlayacak oy verme işlemlerinin takvimini açıkladı. […]

The post YSK, yurt dışı seçmenler için oy verme tarihlerini açıkladı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde yurt dışı seçmen için 27 Nisan’da başlayacak olan oy verme işlemlerinin, hangi temsilciliklerde ve tarihlerde yapılacağını ilan etti.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde yurt dışında 27 Nisan’da başlayacak oy verme işlemlerinin takvimini açıkladı.

YSK’nin sayfasında yayımlanan ilana göre yurt dışı seçmen, 74 ülkedeki 177 temsilcilikte 9 Mayıs’a kadar oy verebilecek.

Dış temsilciliklerde oy verme işlemi, o temsilcilik için ilan edilen tarih aralığında hafta içi ve hafta sonu yerel saatle 09.00 ile 21.00 arasında, başkonsolosluklara bağlı şehirlerde ise yerel saatle 09.00 ile 18.00 arasında yapılabilecek.

Yurt dışı seçmenler, belirlenen temsilciliklerin herhangi birinde veya sandık kurulan herhangi bir gümrük kapısında oy kullanabilecek, bu işlem için randevu alınmasına gerek olmayacak.

Bu kapsamda Almanya’da 26 temsilcilikte oy verme işlemi gerçekleştirilebilecek. Bunlar Berlin, Düsseldorf, Essen, Essen/Dortmund, Essen/Siegen, Frankfurt, Frankfurt/Fulda, Frankfurt/Limburg, Hamburg, Hamburg/Kiel, Hannover, Hannover/Bremen, Karlsruhe, Karlsruhe/Mannheim, Kassel, Köln, Köln/Aachen, Mainz, Mainz/Saarbrücken, Münih, Münster, Münster/Bielefeld, Nürnberg, Nürnberg/Regensburg, Stuttgart ve Stuttgart/Ulm başkonsoloslukları olacak. Oy verme işlemleri Almanya’daki bazı temsilciliklerde 27 Nisan’da, bazılarında ise 29 Nisan’dan itibaren 9 Mayıs’a kadar sürecek.

Yurt dışı seçmen ABD’de 9 temsilcilikte oy kullanabilecek. Bunlar Boston, Houston, Los Angeles, Miami, New York, New York/Long Island, New York/South Jersey ve Şikago başkonsoloslukları ile Vaşington Büyükelçiliği olacak. ABD’de 29 Nisan’dan itibaren oy kullanmaya başlanacak.

Fransa’da da 9 temsilcilikte oy verilebilecek. Bunlardan Bordo, Liyon, Marsilya, Nant, Paris, Strazburg başkonsolosluklarında 27 Nisan’dan, Lyon/Clermont-Ferrand, Paris/Orleans ve Strazburg/Mulhouse başkonsolosluklarında ise 29 Nisan’dan itibaren tercih yapılabilecek.

Avusturya’da ise 6 temsilcilikte oy verilebilecek.

Yunanistan’da Atina-Pire, Gümülcine, Rodos ve Selanik başkonsolosluklarında oy verme işlemlerine 29 Nisan’da başlanacak. Bulgaristan’da 4 Mayıs’tan itibaren 3, Gürcistan’da 5 Mayıs’tan itibaren 2, Irak’ta ve İran’da ise 5 Mayıs’tan itibaren 3’er temsilcilikte oy verilebilecek.

Azerbaycan’da ve Kuzey Kıbrıs’ta da 3’er temsilcilikte oy kullanma işlemi gerçekleştirilebilecek.

Bunun dışında İngiltere, Çin, Hollanda, Kanada, Rusya’da 4’er, Avustralya, Bosna Hersek, Belçika, İsviçre, Kazakistan, Pakistan’da 3’er, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Danimarka, Güney Afrika, İspanya, İtalya, Japonya, Kosova, Libya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Romanya, Sırbistan, Suudi Arabistan ve Ukrayna’da 2’şer temsilcilikte oy verilebilecek.

Arnavutluk, Bahreyn, Belarus, Cezayir, Çekya, Estonya, Fas, Finlandiya, İrlanda, İsveç, İsrail, Karadağ, Katar, Kırgızistan, Kore, Kuveyt, Kuzey Makedonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan, Malezya, Malta, Nijerya, Norveç, Polonya, Portekiz, Singapur, Slovakya, Sudan, Tanzanya, Tayland, Türkmenistan, Umman, Ürdün ve Yeni Zelanda’da ise birer temsilcilik yurt dışı seçmeninin oy kullanması için açık olacak.

Öte yandan, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura, yani 28 Mayıs Pazar gününe kalması halinde ise belirtilen temsilciliklerde 20-24 Mayıs’ta oy kullanılabilecek.

HABER MERKEZİ
  Seçime 32 gün kaldı: Neler oluyor, kim ne diyor?
  Financial Times “AKP'nin kalesi” Konya'da seçmenin nabzını tuttu

The post YSK, yurt dışı seçmenler için oy verme tarihlerini açıkladı first appeared on Gazete Karınca.

]]>