İmralı’daki görüşme: Neler konuşuldu, Öcalan ne dedi?

HABER MERKEZİ – PKK lideri Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda çıkan yangının ardından oluşan kamuoyu baskısı sonrası 8 ay sonra kardeşiyle görüşebildi. Peki, bu görüşmede neler konuşuldu? Görüşmeyi gerçekleştiren Mehmet Öcalan, ağabeyi Öcalan’la yaptığı görüşmeyi ve onun mesajlarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.

İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş, 3 Mart’ta aileleriyle görüşmüştü.

İmralı’daki diğer tutuklu Hamili Yıldırım ise görüşçüsünün hasta olması nedeniyle aile görüşmesini gerçekleştirememişti.

Öcalan’la görüşmeyi gerçekleştiren kardeşi Mehmet Öcalan, son görüşmede neler olup bittiğini Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik ve Safiye Alağaş’a anlattı.

Yaklaşık 8 aydır ağabeyi Öcalan’la görüşme gerçekleştiremediklerini söyleyen Mehmet Öcalan, bu süre zarfında avukatların yaptığı başvuruların da sonuçsuz kaldığını hatırlattı.

İmralı Adası’nda çıkan yangından sonra başvurularının kabul edildiğini belirten Mehmet Öcalan, görüş için Gemlik Karakolu ve akabinde adaya vardıklarında yapılan aramaları “İnsanlık dışı” olarak nitelendirdi.

Cezaevinde yapılan üçüncü aramanın ardından görüşmeye geçtiklerini söyleyen Mehmet Öcalan, ağabeyi Öcalan’ın kendisine “Niye geldin, hangi gerekçe ile geldin?” diye sorduğunu aktardı.

Kendisinin bu soruya, “Burada yangın çıkmış. Halk ve kurumlar demokratik eylem yaptılar. Tahmin ediyorum ki bu gerekçe ile bizi görüştürdüler” şeklinde yanıt verdiğini belirten Mehmet Öcalan, şöyle devam etti:

“Bana, ‘Evet ama bizi etkilemedi’ dedi. Sonra, ‘Sana bazı şeyleri soracağım. Onların özetlerini bana aktarırsın’ dedi. Zaten ağırlıklı olarak başkan konuştu. Kürt sorununun çözülmesi, Ortadoğu’daki sorunların çözülmesi için dışarıdan halkın ne düşündüğünü, kimin çözebileceğini düşündüklerini de sordu. Yorum yapmadan cevap vermemi istedi.

“Ben de ‘Ortadoğu ve bölgede yaşayan halkımızın yüzde 80’i, yüzde 90’ı bu sorun çözülecekse ancak Serok Öcalan çözebilir diyorlar’ dedim. ‘Evet, ben de bunları biliyorum. Mesele bizim meselemizdir. Ortadoğu sorununun çözümü için bizim güçlü olmamız lazım’ dedi. Ondan sonra ayrıntılara girdi. Rojava için, Türkiye’deki demokratik kurumlar için ayrıntılara girdi.

“Yine ‘Herhalde HDP’nin de kongresi oldu’ dedi. Ben de ‘Evet, kongre yaptılar. Kongrede katılım çok fazlaydı. Dışarıdan da çok fazla kişi gelmişti kongreye. Kongre çok iyi geçti’ dedim.”

Mehmet Öcalan, ağabeyi Öcalan’ın kendisine şunları özellikle söylediğinin altını çizdi: “Şimdi şunu size izah ediyorum. Eğer bölgede siz bir güç olamazsanız… Bak, Türkiye’de iki ayaklı bir masa var. Sizin oluşumlarınızın içerisinde sol hareketler de var. Ağırlıklı olarak Kürtler var. Diğer halklar da var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız. Orada güç olacaksınız. Masa üç ayaklı olursa düşmez. İki ayaklı masa, sistem onu ne kadar korumaya çalışırsa da o sürekli yıkılmaya mahkumdur. Bunun için bizim oluşumumuz Kürtler, üçüncü ayaktır. Bu üçüncü ayağın oluşumu da büyüme ile olur.’”

Ağabeyinin görüşmenin yarısında demokratik kurumlara dair yorum yaptığını belirten Mehmet Öcalan, onun, “Kişiler kendine değil, şahsiyetler kendilerine değil, kurumlara ve halka hizmet etmeliler” dediğini de kaydetti.

“Çözüm” değerlendirmesi

PKK liderinin, “Bütün halklar birleşirse güç olursunuz. Çözüm de bu şekilde gelir” dediğini söyleyen Mehmet Öcalan, ‘çözümün’ reçetesini ise şöyle izah ettiğini belirtti:

“Ben bu yaşımda gece gündüz çalışıyorum. Çözüm yolları arıyorum. Kendim için bir şey yapmıyorum. Ama biz bu halka bir söz verdik. Bu halk o kadar bedel ödedi. 50 senedir emek veriyoruz, değerler var. Çok bedeller ödedik. Eğer birlik olup güçlü olursanız büyük sorunu da çözersiniz. Kimse gelip size sorun çözmez. Esas çözüm gücü sizsiniz. Parti, şahsiyetlerin malı değildir, kişilerin de değildir.”

Öcalan’ın “Eğer güç olursan her şeyi çözersin” sözleri üzerine kendisinin “Baskılar yoğun bir şekilde devam ediyor. Dışarıda bir şeyler yapın diyorsun ama Türkiye’de o imkanlar kalmamıştır” dediğini söyleyen Mehmet Öcalan, PKK liderinin buna yanıtını ise şöyle aktardı:

“Yine de şunu yapabilirsiniz; kurumlarınızı güçlendirmek zorundasınız. İyi çalışırsanız sonuç alabilirsiniz. İyi çalışmak ne demektir. Şahıslara değil, topluma, halka hizmettir. Mücadele bu şekilde olur.

“Beni iyi tanıyorsun Mehmet. Bak ben nasıl mücadele verdim, biliyorsun. Anama karşı dahi mücadele verdim. 7 yaşındayken karşı çıktım. Sen çok iyi biliyorsun.

“Her şey mücadeleyle, doğru mücadeleyle olur. Güç olmak zorundasın ki bu sorunları çözebilesin. Ortadoğu’daki (sorunları) ve isim koyalım Kürt sorununu bu şekil çözersin. Güç olmazsan kimse sorunu size çözemez.

“Biz masa diyoruz da Türkiye’deki masa iki ayaklı masadır. Siz üçüncü ayak olmak zorundasınız. Bu neyle olur? Güçle olur. Bunu yaparsanız olur. Emek verirseniz olur. Evet masa gerekiyor. Bu da halka hizmet ve emek vermekle olur.”

Rojava mesajı

Öcalan’ın Suriye ile ilgili de yorumlar yaptığını söyleyen Mehmet Öcalan, onun, Türkiye’nin dışarıda izlediği politikayı “Türkiye bir Amerika’nın yanında, bir Rusya’nın yanında. Bu çözüm değil. Çare olamaz” sözleriyle değerlendirdiğini belirtti.

Ağabeyinin, “Çözüm, çare şudur; Rojava’daki güçlerin, Suriye’nin bütünlüğü içinde daha geniş bir şekilde güç olmaları gerekiyor. Bu Suriye’nin bütünlüğü için gereklidir. Rojava’daki oluşum Suriye’nin bütünlüğü içindir. Oradaki oluşumlar, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Hristiyanlar güç olmazsa yarın Suriye’nin bütünlüğünü de sağlayamazlar” dediğini anlattı.

Aynı zamanda, “Suriye’deki strateji çok doğrudur ve orada çalışan, emek veren herkese ayrım yapmadan saygı ve selamlarımı iletin” mesajını da aktardı.

Sağlık durumu

Öcalan’ın “Sağlık olarak çok iyiyim. Ben nasıl yaşayacağımı biliyorum” dediğini anlatan Mehmet Öcalan, kendisinin de ağabeyini iyi gördüğünü söyledi. “Sağlığı ve morali de yerindeydi” dedi.

Son olarak ağabeyine, “Görüşme tekrar olur mu?” diye sorduğunu söyleyen Mehmet Öcalan, bu soruya yanıt alamadığını belirtti.

Mehmet Öcalan, “Her şey sizin mücadelenize bağlı. Bir ilerlemeyi sağlarsanız her şey çözülür. Ama yapmazsınız da devam eder. Hem tecrit devam eder hem de kan dökülmeye devam eder. Herkes buna göre elinden geleni yapsın’ dedi” diye konuştu.