Ana SayfaKitapEngin Sustam’dan ayaklanmalara dair bir okuma: “Kırılgan Sapmalar”

Engin Sustam’dan ayaklanmalara dair bir okuma: “Kırılgan Sapmalar”

HABER MERKEZİ – Engin Sustam’ın “Kırılgan Sapmalar: Sokak Mukavemetleri ve Yeni Başkaldırılar” kitabı Kalkedon Yayınları’ndan çıktı. Sokak hareketlerini sanat ile bağıntılı bir şekilde ele alan Sustam, “Sanat, yaşamın kendisi olarak başkaldırının kolektif rezonansıdır” diyor.

Engin Sustam’ın “Kırılgan Sapmalar: Sokak Mukavemetleri ve Yeni Başkaldırılar” adlı çalışması Kalkedon Yayınları’ndan çıktı.

Kitap, Fransa’dan Rojava’ya, Chiapas’tan Hong Kong’a dünyanın değişik yerlerindeki ayaklanmaları ve sokak hareketlerini sanat ile bağıntılı bir şekilde ele alıyor.

Sustam, “Bu kitap tam bir kritik-analiz envanteri oluşturmaya başlarken bölgesel, dünya geneli veya yerel formları barındıran başkaldırı alanlarına girişi, dönemlerin farklı olaysallıklarını sanat üzerinden anlatarak, karşılaştırarak biraz kapsamlı bir analiz yapmayı amaçlamaktadır” diyor.

Sanatın başkaldırı alanlarıyla veya dönemin antikolonyal direnişleriyle birlikte olan yan yanalığının altını çizmenin önemine değinen Sustam, “Sanat gösteren değil bütün bu ayaklanma formları içindeki lişikiye sızandır. Sanat, yaşamın kendisi olarak başkaldırının kolektif rezonansıdır” diye belirtiyor.

Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’e ithaf edilen kitabın arka kapak yazısı çalışmanın içeriğine dair bir özet niteliğinde:

Yeni başkaldırı dinamikleri / direniş sahaları kafkaesk bir ironiyle, karnavalesk bir dansı yan yana getiren yaşam alanlarının kırılgan ortaklığını imleyen, tali yollarda buluşan tekilliklerdir. Yani devlet aygıtının, iktidar biçimlerinin, iktidarı arzulayan mücadele makinelerinin karşısında sürekli hareket hâlinde olan, daima oluşan, yer değiştiren göçebe yeni proletaryanın herhangi bir zamanda ortaya çıkarken beklenilmeyen yeni bir dalganın müşterekliği içinde öngörülemez oluşudur.

‘Kırılgan Sapmalar’ deyim yerindeyse bugün ortaya çıkan bükülmelerin, kıvrılmaların sert ve dikey degil, transversal bir direnişin çizimleri olarak tarif edilebilir. Bu şey, tali yollarda dinlenmek, ana yoldan çıkıp, kendi yoluna akışkan olan bir isyanın defterini, hafızasını tutmak, kurcalamaktır.

Aslında hem şiirsel bir vurgu hem de sanatın da içinde olduğu bu başkaldırıların yöntemlerine ve ifadelerine yönelmeye çalışmaktır. Belki de sırf bundan dolayı başkaldıranların bir nevi otokratik değirmenlere direnen ya da kapitalizmin modernliğiyle alay eden, isyancı Don Kişot’u imlediklerini söylemeliyiz.

Don Kişot’un inanılmaz boyutta hayran bırakan terk edilmiş modern bir dünyaya karşı ‘çaresiz’ direnişi bir yenilgi parodisi ya da trajedi değildir, bilakis negatif bir olumsallıkta yüklenen daha gotik bir direniş sahasının öznelliğini, başkaldırıyı heyecanlı kılan dansın içinde yükselen müziğin karnavalesk imgesini ifade ediyor.




Önceki Haber
Umutsuzluk had safhada, 'işsizlik intiharları' daha da artabilir
Sonraki Haber
Sevda Noyan hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istendi