Ana SayfaEkolojiMardinli köylüler: Borcumuz yok ama elektriğimiz de

Mardinli köylüler: Borcumuz yok ama elektriğimiz de

HABER MERKEZİ – Mardin’de 100’den fazla mahalleye 14 Mayıs’tan bu yana elektrik verilmiyor. Mahallelerde yurttaşlarla konuşan Yeni Yaşam’dan Gülcan Dereli, “binlerce hektarlık tarım arazisi olan kent şimdilerde DEDAŞ yüzünden susuzlukla boğuşuyor” diyor. Mikrofonunu uzattığı muhtar Ziver Koca, “Yaz kızım, Kürdüz diye böyle. Yav insan önemlidir, insan. Borcumuz yok ama elektriğimiz de” diyerek tepkisini ortaya koyuyor.

Hissedilen sıcaklığın yaklaşık 50 derece olduğu Mardin’de 100’den fazla mahalleye, 14 Mayıs’tan bu yana elektrik verilmiyor.

Dicle Elektrik ve Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ), Derik, Kızıltepe ve Artuklu ilçelerine bağlı 100’den fazla mahallede elektriğin kesilmesinin nedeni olarak ise “borçların ödenmediği” iddiasını gösteriyor.

Elektrik kesik olduğu için suların da akmadığı mahallelerde yaşayan yurttaşlar, ‘İçecek suyumuz yok, elektriğimiz yok, perişanız. Temizliğe su bulamıyoruz’ diyor.

Yeni Yaşam gazetesinden Gülcan Dereli, elektriğin kesik olduğu mahallelerde yaşayan yurttaşlara mikrofonunu uzatıyor.

Artuklu’ya bağlı Aytepe (Kürtçe ismiyle Kurke) köyünün muhtarı Ziver Koca, söz konusu duruma isyan ediyor:

Yaz kızım, Kürdüz diye böyle. Bizim elektriğimiz günlerdir yok. Bir saat geliyor, 3 saat yok. Bir saatte ne depoya su doluyor ne başka bir şey yapabiliyoruz. Yaşam yok. Hiçbir şey yok. Yav insan önemlidir, insan. Bizim borcumuz varsa köy muhtarı olarak bütün köyün borcunu ben öderim. Ne hakları var bunu bize yapmaya. Borcumuz yok ama elektriğimiz de yok. Bizim malzemelerimizin (elektronik eşyalardan bahsediyor) hepsi bozuldu. Hepsi yandı. 35 hane var köyde, yaklaşık 200 nüfus var. Yeter.”

Bir trafonun dibinde nöbet tutan Ahmet İleri isimli bölge sakini de şunları dile getiriyor:

Kesinti yapıyorlar. Mecbur dönüşümlü olarak direğin dibinde nöbet tutuyoruz. Elektrik olmayınca su da olmuyor. Halk mağdur. Borcumuz yok ona rağmen kesiyorlar. Yeter artık bu zulmü görsünler, binlerce çiftçi var. Yüz binlerce arazi var. Mısır tarlaları hep kurudu. Hepsi DEDAŞ’ın yüzünden. Bıktık. Onun için de nöbet tutuyoruz.

Çiftçi Fazıl Sarıyer’e ise hayvanların da susuzluktan perişan olduğunu anlatarak, “Bir sürü hayvan yetiştiriliyor. Sabah kalktıklarında 2-3 hayvan susuzluktan ölmüş oluyor” diyor ve ekliyor: “Bu kesintilerin sadece borç için olduğunu düşünmüyoruz. Bu kesinlikle Güneydoğu’ya yapılan bir haksızlıktır. Ve ikinci olarak yetiştirilen mısırın yok edilmesidir.”

Köylüler yaşananların sadece basit bir elektrik kesintisi olmadığını da söylüyor. Gazeteci Dereli’nin aktardığına göre, halkın geçim kaynağının elinden alınarak göç politikasının işlendiği düşünülüyor.

Çiftçi Sarıyer, değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:

Bunun arkasında göç politikası olduğunu düşüyoruz. Bu vazgeçilmezleri. Burada yaşayan halk, geçimini tarım ile yapıyor. Bunu yapamaz hale getirmeye çalışıyorlar. Burada benim ekmeğim olmazsa ne yapayım? Başka hiçbir işim olmaz burada. Daha önce yapılan uygulamalar da hakeza aynısını gösteriyor. Köylerin yakılması, evlerin yıkılması daha önce siyasi nedenlerden dolayı bir sürü göç yaşandı. Bu da o politikanın parçası.

İnsanların borcu olmadığı halde borç çıkarıldığını, halkın ise mecbur kalarak bunu ödediğini anlatan Sarıyer, “Borcumuzun olmadığına dair belgelerimiz var. Mahkeme sonuçlarımız, kararlarımız var” diyerek maruz kaldıkları dumun bir ‘zulüm’ olduğunu vurguluyor:

Milyarlarca lira tohum, gübre, mazot gitti. Bu resmen bir zulümdür. Bu sadece DEDAŞ’ın borçlarını toplama politikası değildir. Bu Güneydoğu’ya Kürt bölgesine yapılan bir zulümdür. İnsanlar gerçekten eziliyor burada. Farklı bir geçim kaynağımız varsa baş göz üstüne biz tarımı bırakırız başka şeylerle uğraşırız. Kendimizi gördük göreli çiftçiyiz. Başka işimiz yok. Başka geçim kaynağımız yok. Buraya farklı bir yatırım yapılmadı, fabrika yapılmadı. Gençlerimiz okumayanlar hepsi hayvancılıkla uğraşıyorlar.


Mayıs’tan beri elektrik ve suları yok: Kavurucu sıcakta eriyorlar




Önceki Haber
“Gülistan'ın kaybedilme, kaçırılma ve öldürülme ihtimalleri üzerinde durulmalı”
Sonraki Haber
İzmir'de taksi ücretlerine zam