Ana SayfaMedyaGazeteci kadın ve LGBTİ+’lar: Eril dile karşı mücadeleden vazgeçmiyoruz

Gazeteci kadın ve LGBTİ+’lar: Eril dile karşı mücadeleden vazgeçmiyoruz

HABER MERKEZİ – TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu, medyanın eril diline ve İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin yaptığı açıklamada, “Biz gazetecilik yapacağız, bu meslekte kadın kimliğimizle var olacağız, medyada kadınların görünür olması için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu, medyanın eril diline ve İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

“Kadın düşmanı medyaya sözümüz: Sözleşmeden vazgeçmeyeceğiz” başlığıyla yayımlanan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin cinsiyet ve cinsel yönelim temelli şiddete maruz bırakılan herkesin güvencesi olduğu vurgulandı.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ilk ülke olduğu anımsatılan açıklamada şöyle denildi:

Dokuz yıl sonra bugün gelinen noktada kadına yönelik şiddeti önlemeye ilişkin adımların çoktan atılmış olması gerekirken, mevcut kazanımlar elimizden alınmaya çalışılıyor. Birtakım basın kuruluşları ve meslektaş demeye dilimizin varmadığı gazeteciler, yazarlar bu sözleşmeye ‘fesat sözleşmesi’ diyor, sözleşmenin dilini ve amaçlarını kasten çarpıtarak aileyi, yuvayı yıktığını iddia ediyor. Kadınların haklarını tartışmaya açarken, kadın düşmanı çevrelerin sözlerini manşetlere taşıyor.

Medyanın İstanbul Sözleşmesi’ne dair kullandığı dilin ‘utanç’ olarak değerlendirildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Bu medya organlarındaki nefret diline, kadınların haklarına yönelik bu saldırılara karşı TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını değil, sözleşmenin tüm gereklerinin yerine getirilmesi için acil adımlar atılması gerektiğini söylüyoruz.

‘Şiddet haberleri yapmak istemiyoruz’

Açıklamanın devamında İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasıyla birlikte doğurduğu sonuçlara işaret edilerek, şunlara dikkat çekildi:

  • Kadınların ve LGBTİ+ların daha fazla erkek şiddetine maruz kalması ve biz gazetecilerin daha fazla şiddet haberi yapması demektir. Biz şiddet haberleri yapmak istemiyoruz.
  • Medyadaki yaygın eril dilin artması demektir. Kadınları yok sayan, ‘anne’, ‘eş’ gibi rollere sıkıştıran, kadına şiddeti aklamaya bahane bulan medyanın değişmesini istiyoruz, bunun için mücadele ediyoruz.
  • Kadınları ‘aile’ye hapsetmek, kimliklerimizden vazgeçmek demektir. Biz toplumun yarısıyız, sadece kadın olduğumuz için aşağılanmak, eksik hissettirilmek istemiyoruz.
  • Kadın gazeteciler olarak her gün işyerlerimizde cam tavanla, mobbingle mücadele ediyoruz. Sokakta kolluk kuvvetlerinin sözlü, fiziksel şiddetine karşı mücadele ediyoruz. Haberlerimizi yaparken haber kaynağının tacizine karşı mücadele ediyoruz.

‘Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz’

Gazeteci kadınlar olarak medyanın eril dili ve kadına şiddeti körükleyen tutumunu kabul etmedikleri, buna itiraz edip isyan ettikleri ifade edilen açıklamada son olarak şöyle denildi:

Kadın kazanımlarının, en temel haklarının geri alınmaya çalışıldığı bu dönemde tüm meslektaşlarımızı bu saldırılara karşı kalemlerini, klavyelerini, objektiflerini kadınların mücadelesinin büyütmek için kullanmaya davet ediyoruz. Bu davetin aynı zamanda mesleğin en temel etik kurallarından biri olduğunu hatırlatıyoruz. Biz gazetecilik yapacağız, bu meslekte kadın kimliğimizle var olacağız, medyada kadınların görünür olması için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Yargılama durdurulmuştu: Üst mahkemeye yapılan itiraz reddedildi
Sonraki Haber
Gamze Esgicioğlu'nu öldüren Hasan Bölüm hakkında müebbet hapis istemi