Denizli’de İstanbul Sözleşmesi eylemine katılan mülteciler sınır dışı edilecek

HABER MERKEZİ – Denizli’de İstanbul Sözleşmesi eylemine katılan İranlı dört mültecinin sınır dışı edilmelerine karar verildi.

Denizli’de 20 Mart’ta, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini protesto etmek için düzenlenen eyleme katılan İranlı dört mülteci gözaltına alındı.

Gözaltı gerekçesi olarak “basın açıklamasına katılmaları” ve “pankart tutmaları” gösterildi.

Kaos GL’den Yıldız Tar’a konuşan mültecilerin avukatları avukat Yağmur Yalçın, müvekkilleri hakkında 6 ay idari gözetim ve sınır dışı kararı verildiğini söyledi.

Yalçın, “Bize verilen bilgilere göre şu anda Aydın Geri Gönderme Merkezi’ne götürülmek üzere yoldalar. Henüz görüşme imkanımız dahi olmadı. Mültecilerle alakalı durumlarda bilgi belge verme konusunda da sıkıntı yaratıyorlardı. Tutanakları bize vermediler, biz sadece inceleme yapabildik” dedi.

Emniyette geçiştirilmeye çalışıldıklarını kaydeden Yalçın, “Kötü muameleye dair bilgi de geldi ancak sağlık raporunda böyle bir bilgiye rastlayamadık. Ancak bu, kötü muameleye maruz bırakılmadıkları anlamına gelmez. Görüşemediğimiz için net bilgi veremiyoruz. Denizli Barosu olarak bilgi edinmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaos GL Mülteci Hakları Program Koordinatörü avukat Hayriye Kara ise İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir eyleme katılmanın kişilerin ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

Bir basın açıklamasına katıldınız, pankart taşıdınız diye doğru düzgün bir değerlendirme yapılmadan ‘kamu düzenine aykırılıktan’ sınır dışı kararı veriliyor. Bunun neresi kamu düzenine aykırılık? Esas ifade özgürlüğünün engellenmesi kamu düzenine aykırıdır. Sınır dışı gerekçeleri kanunda sayıldığı gibi ‘kamu düzeni, kamu güvenliği’ gibi muğlak kavramlar. Ve bu muğlak kavramlar üzerinden çok rahat sınır dışı kararı veriliyor.

Bu kişilerin sınır dışı edilemeyecek kişiler olup olmadığına dair etkin bir değerlendirme yapılamıyor. Geri göndermeme ilkesine aykırılık teşkil edilip edilmediğine ilişkin değerlendirme de yapılmıyor. Ayrıca mültecilere haklarına erişim konusunda yetkililer tarafından da bilgilendirme yapılmıyor. Böyle bir mekanizma da yok. Avukatlar bile zorlukla karşılaşıyor. Yine bunun örneğini gördük. İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan herkes gözaltı gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalırken, mülteciler ekstra olarak sınır dışı tehdidiyle karşılaşıyor.