Ana SayfaEkonomiHDP’den bütçe şerhi: Ülkenin toplumsal emeği savaş ekonomisine gidiyor

HDP’den bütçe şerhi: Ülkenin toplumsal emeği savaş ekonomisine gidiyor

HABER MERKEZİ – 2021 bütçesine muhalefet şerhi düşen HDP, başta Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere savunma ve güvenlik için ayrılan paydaki artışa dikkat çekti ve bunun halka yoksulluk olarak geri döndüğünü vurguladı. “Türkiye, Kürt sorununu çözebilseydi savaş için harcanan paralar eşit ve adil bir ekonomi için harcanabilecekti” ifadelerine yer verilen şerhte, ‘güvenlik politikalarına son verilmesi’ talebinde bulunuldu.


Haber: Hasan Özhan Ünal


Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ‘2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi‘nin görüşmeleri, 7 Aralık Pazartesi günü TBMM Genel Kurulu’nda başlayacak.

Genel Kurul’daki görüşmelerden önce Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından teklife muhalefet şerhi düşüldü.

HDP’nin şerhinde Kürt sorunu ve ‘savaş ekonomisi’ne yapılan vurgu dikkat çekiyor.

Yüz yıllık bir geçmişe sahip olan Kürt sorunu için “Şimdiki zamanda hem Ortadoğu’nun hem de Türkiye’nin en önemli sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, psikolojik, ahlaki ve vicdani problemidir” nitelendirmesi yapılırken, “Özellikle 1984’ten bu yana, Türkiye’nin politik veçhesinin bir numaralı sorunu olarak gündemdeki yerini koruyor” deniliyor.

1984 yılında başlayan silahlı çatışmaların üzerinden 36 (otuz altı) yıl geçtiği hatırlatılarak, iktidara gelen hükümetlerin Kürt sorununa ‘tamamen güvenlik eksenli politikaların etkisi altında’ baktıklarının altı çiziliyor.

‘Düşük yoğunluklu savaş konsepti’ne de değinilen şerhte, “Kürt sorunu çözülmediği müddetçe de, Türkiye toplumunun savaşın yüksek iktisadî maliyetlerine katlanmak zorunda kalacağı aşikârdır. İktisadi maliyetin yanında sosyal, siyasal, hukuksal ve demokratik tahribatın maliyeti de birlikte ve bir arada yaşama duygusunu zayıflatması ve empati yoksunluğunu geliştirmesi açısından yakın tehlike olarak değerlendirilmesi gereken uyaranlardır” ifadeleri kullanılıyor.

Savunma ve güvenliğe ayrılan pay zirvede

“1984 yılından günümüze kadar süregelen düşük yoğunluklu savaş konseptinin ekonomik/politik maliyeti önemli bir tartışma başlığı olarak 2021 bütçesinde de kendini fazlasıyla görünür kılmıştır” denilen şerhte, Meclis’e sunulan 2021 bütçesine göre başta Milli Savunma Bakanlığı (MSB) olmak üzere savunma ve güvenlik için ayrılan paydaki artışa dikkat çekilerek, şu veriler paylaşılıyor:

  • 2020 yılı bütçesinde yüzde 12 olan askeri ve güvenlik harcamaları payı, 2021 yılında yaklaşık 20 milyar lira arttı, bütçe içindeki payı yüzde 13’e çıktı.
  • 2021 yılı bütçesinde İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Jandarma Genel Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na toplamda 148,5 milyar lira ayrıldı. Bu rakam 2020 yılında 129 milyar liraydı.
  • MSB’nin 2021 Yılı Bütçe Teklifi, 2020’ye göre 7,6 milyar lira artarak, 61,5 milyar liraya yükseldi. MSB bütçesinde 2020 yılında da bir önceki yıla oranla yüzde 12 artış olmuştu.
  • 2021 yılı için Milli Savuma Bakanlığı bütçesi, Adalet, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabi Kaynaklar, Gençlik ve Spor, Dışişleri, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı, Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının bütçelerini geride bıraktı.

Bütçeden savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan payın, AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana sürekli arttığı hatırlatılarak, “Bunun tek istisnası, nispi düzeyde de olsa, ‘demokratik çözüm ve müzakere süreci’nde yaşanan düşüş oldu” diye belirtiliyor.

Çözüm sürecinin başladığı 2013 yılında Milli Savunma Bakanlığı bütçesinde önceki yıla göre 2,13 milyar artış yaşanmıştı. Çözüm süreci döneminde ise bu nispi düşüş yaşandı. MSB bütçesinde 2014 yılında 1,4 milyar TL, 2015 yılında ise 949 milyon TL artış oldu. Çözüm sürecinin sonlandırılmasıyla birlikte MSB bütçesinde 2016 yılında 3,6 milyar TL, 2017 yılında 2,2 milyar TL artış yaşandı. Ve bu artış 2021 bütçesinde en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.

Türkiye’nin askeri harcamaları nasıl bir seyir izliyor?

Fotoğraf: AP

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) her yıl yayımladığı “Küresel Askeri Harcamalar Trendleri” raporuna göre Türkiye, en çok askeri harcama yapan ülkeler arasında 16’ncı sırada bulunuyor.

Yakın geçmişte Türkiye’ye benzer miktarda harcama yapan ülkelerin genellikle İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kanada olduğu görülüyor.

Diğer taraftan yapılan askeri harcamaların Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) içindeki payının yüzde 2,7 olması Türkiye’yi NATO standartlarının üstüne çıkan az sayıdaki ülke arasına sokuyor.

Ortadoğu’da Suudi Arabistan açık farkla en çok askeri harcama yapan ülke konumunu sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 61,9 milyar dolar harcayan bu ülkeyi 20,5 milyar dolar ile İsrail, 20,4 milyar dolar ile Türkiye ve 12,6 milyar dolar ile İran izliyor.

‘Savaş bütçesinin kaynağı yurttaşların ödediği vergilerdir’

HDP’nin 2021 bütçesine düştüğü muhalefet şerhinin devamında ise Kürt sorununun çözülebilmesi halinde ‘savaş ekonomisi’ne ayrılan bu paraların eşit ve adil bir ekonomi için harcanabileceği ve birçok toplumsal, ekonomik sorunun ortadan kaldırılabileceği savunuluyor.

Savaşın ekonomiyle, ekonominin savaşla ilişkisi ve zincirleme etkileri hesaplanabilir bir maliyet çerçevesinde değildir. Etkileri her zaman düşünülenin çok üzerindedir. Söz konusu ilişki ve etkilerin maliyetini karşılayan, faturasını ödeyen büyük çoğunluktur. Çünkü savaş bütçesinin kaynağı yurttaşların ödediği vergilerdir. Bu ortamda hem büyük çoğunluğun çocukları ölüyor hem de çocuklarının öldüğü savaşın parasını ödüyor. Ve ekonomi -politiği bu diyalektik üzerinden işlemeye devam ediyor hala.

AKP’nin özellikle son 10 yılda silahlanma yatırımlarına özel bir önem vermeye başlamasının hem Kürt sorunuyla hem de sektörün kar oranları ile yakından ilintili olduğu belirtilen şerhte, silah sanayisinin en gözde sektörden olduğu ifade edilerek, “Aselsan’ın bu yılın ilk çeyreği için açıkladığı 3 milyar TL kârı bu kapsamda örnek olarak verebiliriz” deniliyor.

TÜİK’in açıkladığı Kasım ayı verilerine göre tüketici fiyatları Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,30, yıllık yüzde 14,03 artış gösterdi.

Savaş ve savunma sanayine büyük yatırımlar yapılmasıyla toplumsal eşitsizliğin arttığına, yoksulluğun büyüdüğüne işaret edilen şerhte, şu uyarı yapılıyor:

Savaşa ve savaş araçlarına bu kadar meraklı egemenlerin olduğu bir ülkede ağır vergiler, zamlar, kısıtlamalar, tasarruf paketlerinin, acı reçetelerin çok daha ağırı gelecektir. Çünkü bu ülkenin toplumsal emeği ve birikiminin önemli bir kısmı savaş ekonomisi olarak harcanmaktadır. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, halen süregelen savaşlara milyarlarca lira aktarılmaya devam edilmektedir!

HDP’nin muhalefet şerhinde “Yeni 39 cezaevi, yeni mezarlıklar, ‘ölen asker yakını ve yaralanan 110 asker ve polis için tazminat ödeneği’, ‘tedavi ve cenaze giderleri’ ve 2021 yılı için 3 bin yeni korucu alınacağının bütçede yer alması savaş politikalarının artarak sürdürüleceğine işaret ediyor” diye de vurgulanıyor.

  Açlık sınırı 2 bin 500 lirayı geçti

‘Güvenlik politikalarına son verilmeli’

“Savaş, acil ekonomik gereksinmeler bakımından, bir ulusun gelirinin bir kısmını denize atmasına benzer” diyen Karl Marx’a da atıf yapılan şerh, ‘güvenlik politikalarına son verilmesi’ talebiyle devam ediyor:

Fakat ekonomik krizin dip noktaya ulaştığı, toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın had safhaya yükseldiği 2021 yılının şafağında anti-militarist, demokratik, barışçıl politikalara ekmek su kadar ihtiyaç olduğu en yakıcı haliyle açığa çıkmıştır.

Türkiye’nin geleceğini ipotek altına, yandaş sermaye ve savaş baronlarının geleceğini ise güvenceye alan savaş ve güvenlik politikalarına son verilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda Türkiye’de ekonomik gelişmenin, demokrasinin, özgürlüklerin ve adaletin gerçekleşmesi için vazgeçilmez şart olan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl şekilde çözülmesi kaçınılmazdır.




Önceki Haber
Nedeni operasyon: Bitlis'te 46 köyde sokağa çıkma yasağı
Sonraki Haber
Özak Tekstil işçilerinin mücadelesi sonuç verdi