Ana SayfaGüncelCan Dündar’a verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı

Can Dündar’a verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı

HABER MERKEZİ – MİT TIR’ları davasında Can Dündar’a verilen 27 yıl altı ay hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.

Gazeteci Can Dündar hakkında, Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait mühimmat yüklü TIR’ların durdurulmasına ilişkin bilgi ve fotoğrafların Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasına ilişkin hakkında açılan davada verilen 27 yıl altı ay hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan kararda, yargılama sonunda verilen kararın, Dündar yönünden ayırma hükmüyle birlikte temyiz için Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderildiği, dairenin 8 Mart 2018 tarihli kısmi onama ve bozma kararlarıyla dosyanın yeniden mahkemeye geldiği belirtildi. Gerekçeli kararda, yargılama sonunda Yargıtay ilamına uyulmasına ve Erdem Gül hakkında davanın bu dosyadan ayrılmasına karar verildiği ifadelerine de yer verildi.

Dündar hakkında, “silahlı örgüte üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan açılan davanın, bu dosyayla birleştirilmesine karar verildiği kaydedilirken, yurt dışında olan Dündar’ın bozma ilamına karşı beyanlarının alınmadığı belirtilen gerekçeli kararda, son savcılık mütalaası da özetlendi.

‘Deliller’

Gerekçeli kararda, hapis cezasına dayanak olarak gösterilen “deliller” şöyle sıralandı:

Davadaki tanık beyanları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık ile MİT Müsteşarlığının müdahillikleri, olayın kamuoyuna duyurulması, mahkemece verilen erişim ve yayın yasağı, soruşturmada sanıkların tutuklanmaları, gazete nüshaları, Anayasa Mahkemesi’nin sanıklar tarafından yapılan bireysel başvuruya dair kararının ‘kişi özgürlüğü ve güvenliği’ hakkı yönünden incelenmesi, MİT’in 6 Şubat ve 27 Mart 2014 tarihli yazıları, sanıklara ait telefonların baz incelemeleri.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 12 Ocak 2016 tarihli yazısı, dosyaların birleştirilmesi, Dündar’ın ev satışıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 21 Mart 2016 tarihli yazısı, Dündar’ın ‘Tutuklandık’ isimli kitabı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 8 Mart 2018 tarihli kararı, Suriye Arap Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği tarafından Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreteri’ne sunulan 5 Haziran 2015 tarihli, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini şikayet eden ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığından temin edilen, Türkiye’nin BM’ye şikayet edilerek savaş suçlusu olarak gösterilmeye çalışıldığı özdeş mektup.

Can Dündar’ın, Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 14 Ocak 2015 tarihli kararıyla ‘MİT’e ait TIR’ların durdurulması ve aranması olayıyla ilgili her türlü haberin devletin güvenliği nedeniyle yayımlanmasını, haberlere erişimi yasakladığını bildiği’ ifadeleri yer alan kararda, şu değerlendirmeye yer verildi:

Sanığın gazetecilik mesleğini ifa etmesi, olay üzerinden geçen süre, siyasilerin ve kamu görevlilerinin olayın hemen ardından devlet sırrıyla ilgili yaptıkları açıklamalar, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu bireysel başvuru dilekçesinde, ‘eyleminin yargısal makamlarca yürütülmekte olan soruşturmanın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceğini’ ifade etmesi, yaptığı suç teşkil eden yayın ile kendi savunmaları hep birlikte dikkate alındığında, sanığın eylemini gerçekleştirmeden önce tüm gelişmelerden haberdar olup, TIR’ların durdurulması sebebiyle suç işlendiği iddiasıyla birçok yargı mensubu ve kolluk görevlisinin tutuklu olduğunu bildiği anlaşılmaktadır.

Kararda, Dündar’ın MİT TIR’larının durdurulması sebebiyle birçok yargı mensubu ve kolluk görevlisinin tutuklu olduğunu bilmesi ve buna rağmen haberin yayınlanması da cezaya gerekçe olarak gösterildi.

Kitap gerekçe gösterildi

Gerekçeli kararda, Can Dündar’ın AYM’nin hak ihlali kararı üzerine tahliye edildikten sonra yayımladığı “Tutuklandık” kitabında yer alan, Akın Atalay’ın “Bunun devlet sırrı olduğunu söyleyecekler. Tırları durduran savcıları, askerleri tutukladılar, devletin sırrını ifşa ağır ceza gerektiren suçtur. Tutuklama kaçınılmaz” ifadeleri de cezaya gerekçe gösterildi.

Gerekçeli kararda buna dair “Sanığın en azından bu hususlarda hukukçu bir kişi tarafından ağır cezalık bir suç işleyeceği ve tutuklanabileceği hususunda önceden uyarıldığı bizzat kendi kaleme aldığı kitap içeriğinden de sabittir” ifadeleri kullanıldı.

Dündar’ın Cumhuriyet’te yayımlanan haberlerin, Aydınlık Gazetesinin 21 Ocak 2014 tarihli nüshasındakinden farklı ve haber değeri olan birçok yeni görüntü ve bilgiyi içerdiğini beyan ettiği gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:

Sanığın daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış ve aleniyet kazanmamış bilgi, belge ve görüntüleri ilk kez genel yayın yönetmenliğini yaptığı Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli nüshasında yayınladığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, daha önce açıklanıp haberleştirilen ve güncelliğini kaybeden bir konunun yeniden aynı içerik ve biçimde bir gazetede manşet haberi yapılması güncel gazetecilik anlayışıyla bağdaşmayacağı gibi, bu husus hayatın olağan akışına da aykırıdır.

Gerekçeli kararda ayrıca Suriye’deki örgütler sebebiyle Türkiye’ye yönelik risklerin ve “mülteci sorunu karşısında milli güvenlik açısından hassasiyet ve sakıncaların” devam ettiği savunuldu.

‘Devlet sırrı’

Gerekçeli kararda, MİT tırlarından ele geçen malzemelere ilişkin bilgi ve belgelerin “devlet sırrı” olduğuna delil olarak MİT’in yazıları için, “MİT Müsteşarlığının bir istihbarat teşkilatı olması, kendi faaliyet alanıyla ilgili ve ayrıntılı bilgi sahibi olduğu hususlardaki bilgi ve belgelerin devlet sırrı olduğu yönündeki yazı ve değerlendirmeleri, olayın oluş şekli, meydana gelen gelişmeler ile dosya kapsamındaki sair deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, suça konu bilgi ve belgelerin devlet sırı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir” denildi.

Gerekçeli kararda ayrıca haberden sonra Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği tarafından Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine 5 Haziran 2015 tarihli, Türkiye Cumhuriyeti hükumetini şikayet eden özdeş mektup sunulması da yer aldı.

Kararda, “Anılan bilgileri doğrudan siyasal casusluk kastı ile temin ettiğinin kabulü gerekeceğinden sanığın üzerine atılı bulunan Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 328/1 maddesinde düzenlenen suçu (gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek) işlediği yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmuştur” denildi.

Cezanın alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi

Kararda, Dündar’a verilen cezada alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi ise şu şöyle açıklandı: ^

Suçun işleniş şekli, sanığın her iki suç tarihinde gazetenin genel yayın yönetmeni olması, gazetedeki konumu gereği diğer sanık Erdem Gül’ün yaptığı haberinin yayınlanmasından habersiz olamayacağı, buna göre suç kastının ağırlığı, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, milli güvenlik yönünden ortaya çıkan tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak verilen cezanın alt sınırından uzaklaşılarak ceza tayini cihetine gidilmiştir.

Yaptığı açıklamalar da gerekçe gösterildi

Can Dündar’ın “Özgürüz”de “Can Dündar Özgürüz canlı yayınında ‘MİT TIR’ları’ savunmasını yaptı” denilerek paylaşılan açıklaması da gerekçeli kararda yer aldı.

Video için “FETÖ’nün çıkarlarına uygun olduğu” yorumu yapılan gerekçeli kararda, videonun Emre Uslu, Tuncay Opçin gibi isimler tarafından paylaşılması Dündar’ın “örgüte hizmet ettiğine” delil olarak gösterildi.

Gerekçeli kararda Can Dündar’ın, Erdem Gül’ün eylemine iştirak ettiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle TCK’nın 43. maddesinin (zincirleme suç) hükmünün uygulanmadığı aktarıldı.

Kararda, “Suça konu görüntü ve haberlerin yayınlandığı suç tarihleri olan 29 Mayıs 2015 ve 12 Haziran 2015 tarihleri arasında geçen kısa zaman dilimi dikkate alınarak müsnet suçun değişik zamanlarda işlendiğinden bahsedilemeyeceği açık olduğundan zincirleme suç hükümleri uygulanmamıştır” diye belirtildi.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Batman'da da cezaevi çevresinde eylem ve etkinlik yasağı
Sonraki Haber
İstanbul Valiliği'nden kar yağışı uyarısı