Ana SayfaGüncel14 Mart Adıge Dili Günü kutlu olsun

14 Mart Adıge Dili Günü kutlu olsun

HABER MERKEZİ – Bugün, ilk Çerkesçe kitabın 14 Mart 1853’te yazılması nedeniyle Adıge Dili ve Yazım Günü olarak kutlanıyor.

14 Mart, ilk Çerkesçe kitap ‘Çerkesçe Sözlük’ün Bersey Wumar tarafından 14 Mart 1853 tarihinde yazılması nedeniyle 2000 yılından beri Adıgey Cumhuriyeti’nde dil günü olarak kutlanmakta.

2003 yılından beri ise Dünya Çerkes Birliği tarafından alınan kararla “14 Mart Çerkes Dili ve Yazım Günü” olarak kabul ediliyor.

Çerkes Derneği, bu yılki kutlamanın, Corona virüsü pandemisi nedeniyle YouTube ve Facebook’tan canlı yayınlarla yapılacağını duyurdu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) de 14 Mart Adıge Dili ve Yazım Günü’ne ilişkin bir açıklama yayımladı.

Partinin Halklar ve İnançlar Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:

Çarlık Rusya’nın işgali sonucu 21 Mayıs 1864’te anayurtlarından sürgün edilen ve soykırıma tabi tutulan Çerkeslerin büyük acısını paylaşıyoruz. Sömürgeciliğe karşı bağımsızlık için direnen Çerkesler dünyanın dört bir yanına dağıtıldılar. Bu tarifsiz acıyı daima yüreklerinde taşıdılar ve ağıtlarını kuşaktan kuşağa aktardılar. Çerkesler bugün dünyanın 40 civarındaki ülkesinde yaşamlarını sürdürüyor ve Çerkeslerin en büyük bölümü Türkiye’de yaşıyor.

Bugün AKP iktidarı, Çerkesler üzerindeki çok yönlü ve kuvvetli asimilasyon politikasını sürdürmekte ve Çerkeslerin hak taleplerini görmezden gelmektedir. Biz, Çerkesya halklarının anadili, kültürü ve inancıyla özgür, eşit ve demokratik yaşam mücadelesini mücadelemiz kabul ediyoruz.

“Anadilinin sadece dil değil topluluk bilinci, hafıza ve halkın tarihi olduğu unutulmamalıdır” denilen açıklamanın devamında ise Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) bileşenlerinin yayımladığı talepler sıralandı:

Kendi dilini kültürünü özgürce yaşayamayan bütün halkların anadillerinde olduğu gibi: Çerkes ‘anadilinin öğrenilmesi ve kamusal alanda kullanımı için daha özgürlükçü hukuki ve idari düzenlemeler yapılmalı; yok olma tehdidi altındaki dillerin koruma altına alınması için somut adımlar atılmalı; ülkede kullanılan farklı anadillerine ilişkin üniversitelerde kurulan birimler yaygınlaştırılmalı; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2 Eylül 1990’da yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından 2 Ekim 1995’te onaylanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin anadiline ilişkin üç maddesine Türkiye tarafından konulan çekinceler kaldırılmalıdır.’




Önceki Haber
Metropoll'den 'kararsızlar' anketi: Kim hangi partiye 'asla oy vermem' dedi?
Sonraki Haber
Zorunlu askerlik yapan bir geyin hikayesi: 'Moffie'