Ana SayfaGüncelUlaştırma Bakanlığı: Havaalanlarında Kürtçe kullanılamaz

Ulaştırma Bakanlığı: Havaalanlarında Kürtçe kullanılamaz

HABER MERKEZİ – Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, HDP’li Hasan Özgüneş’in soru önergesine verdiği cevapta, Türkiye’de resmi dilin Türkçe olmasını gerekçe göstererek Kürtçenin havaalanlarında anons dili olarak kullanılmayacağını savundu. Özgüneş ise bunun inkarcı bir yaklaşım olduğunu söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, havaalanı, otogar ve metro istasyonlarında Kürtçe anons, yönlendirme ve bilgilendirme yapılmamasının nedenini Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’na sordu.

Özgüneş’in soru önergesini yanıtlayan Bakan Adil Karaismailoğlu, önergenin sadece havaalanı ile ilgili kısmına değindi.

Soru önergesine verilen cevapta, “Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçe, uluslararası havacılık dilinin ise İngilizce olması nedenleriyle uçuş bilgisi, anons ve danışma hizmetleri, uluslararası metinlere göre Türkçe ve İngilizce olarak yapılmaktadır” denildi.

Özgüneş, verdiği önergede “Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil olmasına rağmen havaalanı, otogar, metro istasyonları vb. noktalarda Kürtçe anons, yönlendirme ve bilgilendirme yapılmamasının gerekçesi nedir? İç hat seferlerinde söz konusu ulaşım noktalarında yapılan anonsları anlamayan yurttaşların maruz kalacağı mağduriyetlerin giderilmesi nasıl sağlanmaktadır?” sorularını yöneltmişti.

‘İnkarcı bir yaklaşım’

Bakanlığın yanıtını Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendiren Özgüneş, devletin Kürt dili ve kimliğinin yanı sıra diğer kimliklere karşı da milliyetçi ve tekçi bir tarzda yaklaştığını belirterek, şunları söyledi:

Türkiye’nin kuruluşu itibariyle bu ülkede sadece Türkler vardır, Türkçe dili vardır. Herkes kendi dilini, kültürünü, tarihini, gelenek göreneklerini, müziğini unutarak, tek bir dilde, tek bir kültürde buluşma dayatması içerisine girmiştir. Dolayısıyla Kürt halkının mücadelesi, Kürt meselesinin varlığı bu inkarla bağlantılıdır. Türkiye’nin Lozan’dan sonraki yaklaşımı inkarcı bir yaklaşımdır.

Verilen yanıta şaşırmadıklarını da kaydeden Özgüneş, şöyle devam etti:

Zaten anayasalarında da Türkçeden başka bir dilin eğitim dili olarak kullanılmayacağını yazmışlar. Kürtçenin yasaklanması ve Kürt halkının varlığının eritilmesine yönelik bir yaklaşımdır. Bu durum bugün bu soru önergesinde de kendisini açıkça gösteriyor. Avrupa’da birden fazla resmi dil vardır. Örneğin İsviçre’de bile 4 farklı dil vardır. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde, 3-5 aile devlete müracaat ederek çocuklarına okul açtırırlar. Dünyanın birçok yerinde farklı diller zenginlik olarak kabul edilir ve yaşatılır. Türkiye’de nüfusu en az 20 milyon olan Kürt halkının dili ise bilinmez, eritilmesi gereken bir dil olarak anılmıştır.

Meclis’te kimi gerginliklere zemin yaratsa da milletvekili arkadaşlarımız Kürtçe konuştuğunda, ‘bilinmeyen bir dil’ olarak ifade edilir. Bunun kökeninde Kürt halkını tanımamadır. Diğer halkları da yok etmeye ve Türk kimliği adı altında milliyetçi tarzda eritmeye dönük bir politikadır. İnsan haklarına, evrensel hukuka aykırı bir olgudur ve kınıyoruz. Bir toplumun dilini, kültürünü, kimliğini yok etmek beyaz bir soykırımdır. Kültürel bir soykırımdır. Fiziki öldürmeden daha tehlikelidir. Bir halkı yok ediyorsunuz.




Önceki Haber
Cumhurbaşkanlığı kararıyla 6 üniversiteye rektör atandı
Sonraki Haber
23 Nisan’da sokağa çıkma kısıtlaması gelebilir