Depremin ardından enkazların hızlıca kaldırılmasının, hayatta kalmış olanların ölümüne sebep olacağı, cenazelerin de vücut bütünlüğünün bozulacağına dikkat çeken Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, bu çalışmaların suç delillerinin yok edilmesine de sebebiyet verebileceğini söyledi.
Maraş merkezli iki büyük deprem sonrası yaşamını yitirenlerin sayısı resmi verilere göre 36 binin üzerinde.
Enkaz altında hala çıkarılmayı bekleyenler olduğu bilinirken, arama kurtarma çalışmaları yerini, çoğu yerde enkaz kaldırma çalışmasına bırakmış durumda.
Halk tarafından tepkiye sebep olan enkaz kaldırma çalışmalarının başlatılması ile birlikte uluslararası yardım ekipleri de sahayı terk etti. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi (ÖSAİ), “Ölülere Saygı Yaşayanlara Saygının Göstergesidir” başlıklı ortak bir açıklama yayımladı.
‘Acele yapılan enkaz kaldırma çalışmaları, cenazelerin vücut bütünlüğünü bozuyor’
Metinde, yaşanan afet sonrası, ölülerin de çeşitli eziyetlere maruz kaldığına dikkat çekildi.
Depremde yaşamını yitirenlerin cenazelerinin, yakınları tarafından savcılığa götürülüp, kendi imkanlarıyla onay almak zorunda bırakıldığına değinildi.
“İnsan haysiyetini zedeleyecek şekilde, usulüne uygun teslim prosedürleri gözetilmeden cenazeler yerde kalabilmektedir” ifadelerinin bulunduğu metinde, alelacele enkaz kaldırma çalışmalarının, cenazelerin vücut bütünlüğünü bozduğuna dikkat çekildi.
Yaşamını yitirmiş depremzedelerin battaniyelere sarılarak, bazen de toplu biçimde defnedildiği belirtilen açıklamada, göçmenler, mülteciler ve LGBTİ+lar gibi çeşitli toplulukların yeterince yardımlara erişemedikleri ve cenazelerine ulaşmakta sıkıntılar çektikleri kaydedildi.
‘Cenazelerin ve suç delillerinin kaybolma riski var’
Yıkılmış binaların altında hayatını kaybeden binlerce insanın varlığına rağmen, usulüne uygun kurtarma çalışmalarının yapılmadığı ifade edilen metinde, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği bölgelerde enkaz kaldırma çalışmalarının başlatılmasının, aileler ve kamuoyu açısından infiale neden olduğu belirtildi.
Bazı uluslararası arama kurtarma ekiplerinin de buna tepki göstererek çalışmalardan çekildiği vurgulanan metinde, şu ifadeler yer aldı:
Enkazın alelacele kaldırılması yıkılmış binaların altında hayatta olma ihtimali olan kişilerin yaşamını yitirmesine ve cenazelerin vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olabilecektir. Enkazın hızlı biçimde kaldırılarak imha edilmesi buradaki binlerce cenazenin uygun biçimde çıkarılmamasına, kayıtların tutulmamasına, yakınlarına teslim edilmemesine ve nihayetinde layıkıyla defnedilmemesine yol açacaktır. Ayrıca bu cenazelerin kaybolma ihtimali vardır. Bu süreç suç delillerinin de yok edilmesine de sebebiyet verebilir.
‘Hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz’
Ölülerin layıkıyla defnedilmesinin hem hukuki hem de insani açıdan önemine dikkat çekilen metinde, cenazelerin usulüne uygun defnedilmesi için gerekli imkanların yaratılması çağrısında bulunuldu:
Cenazelerin uygun biçimde çıkarılması ve yakınlarına teslim edilmesi yalnızca ölüye saygının temel ilkesi değil; aynı zamanda yaşayanlara saygı göstermenin de gereğidir. Ayrıca ölülerin layıkıyla defnedilmesi adaletin sağlanmasında da önemli bir adım olacaktır. Bu felakette oldukça çetin kış şartlarında enkaz başında yakınlarının cansız bedenlerini bekleyen herkese cenazeleri usulüne uygun bir şekilde teslim edilmelidir. Herkesi bu en insani talebimize destek olmaya; hükümeti de bu konuda sorumlu davranarak gereğini yapmaya çağırıyoruz!
Katılımcı kurumlar:
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği (İHD), Diyarbakır Tabip Odası, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Hafıza ve Adalet Merkezi, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP), Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adil Yargılama Haklarına Erişim Derneği (AYHED), Basın ve Hukukta Hakikatleri Araştırma Derneği, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD), Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Federasyona Demokratika Elewi (FEDA), Almanya Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Maraş Demokratik Dernekler Federasyonu (MARDEF), Almanya Tilkililer Sosyal Dayanışma Derneği (Maraş), Maraş Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi, Kadının İnsan Hakları (KİH) – Yeni Çözümler Derneği, Kadın Zamanı Derneği, Kaos-GL, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER), Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Suriye Evi Derneği, Suriye Toplum Derneği, Halkların Köprüsü, Demokrasi İçin Birlik (DİB), İnsan Hakları ve Sosyal Güvenlik Forumu, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD), 78’liler Girişimi, 17 Mayıs Derneği, KAYY-DER Bingöl, Yayladere, Güneşlik Köyü Yardımlaşma Derneği, Der –Mez (Însiyatîfa Derûnnasên Mezopotamyayê), Gün-Der