“Deprem Bölgesindeki Hapishanelerde Yaşanan Hak İhlallerini İzleme Raporu”nu açıklayan İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu, deprem sürecinde tutukluların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekti, görüş ve önerilerini sıraladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, “Deprem Bölgesindeki Hapishanelerde Yaşanan Hak İhlallerini İzleme Raporu”nu açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nde yapılan basın toplantısına İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve İHD Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen katıldı.
Maraş merkezli meydana gelen iki büyük depremin etkilendiği bölge cezaevlerinde bulunan tutuklarla iletişimin sağlanamadığı ve tutukluların yaşamlarından endişe edildiği aileleri tarafından İHD’ye bildirildi.
İHD tarafından yapılan tespitler ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamalar dernek tarafından raporlaştırıldı.
’12 yaralı hükümlüden 3’ü hayatını kaybetti’
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaların bazıları şu şekilde sıralandı.
- 9 Şubat tarihli açıklamada şunlar kaydedildi:
Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan bir kısım adli hükümlü ve tutuklunun firar teşebbüsünde bulunması ve ardından yangın çıkarması nedeniyle; firarı önlemek, yangını söndürmek ve ceza infaz kurumunun tutuklu ve hükümlülerin güvenliğini sağlamak için yasal mevzuat çerçevesinde gerekli müdahale yapılmıştır. Müdahale sonucunda firar girişimi engellenmiş, yangın söndürülmüş tutuklu ve hükümlülerin güvenliği sağlanmıştır. Olaylara müdahale sırasında 12 adli hükümlü ve tutuklu yaralanmış, hastaneye sevk edilen yaralılardan 3’ü vefat etmiştir.
- 20 Şubat tarihli açıklama ise şöyle:
20 Şubat’ta meydana gelen artçı deprem nedeniyle, Hatay Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan 163 çocuk hükümlü ve tutuklu tedbir amaçlı olarak, Samsun ilinde bulunan Kavak Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmiştir.
Tutuklular kötü muameleye maruz kaldı
Depremden etkilenen illerdeki cezaevlerinde bulunan tutuklu aileleri tarafından verilen bilgilerin bazıları şu şekilde:
12 Şubat tarihinde, Maraş/Türkoğlu L Tipi Cezaevlerinde bulunan tutukluların aileleri tarafından aktarılan bilgilere göre; “Mahpusların Ereğli Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesine, Kırşehir S Tipi Kapalı Hapishanesine ve Samsun/Kavak S Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edildiği aktarılmıştır. Sevk edilen bir hasta mahpusun 16 Ocak’ta kalp ameliyatı olduğu, bir hasta mahpusun anal fistülünün patladığı, sevk edilen mahpusların yanlarına eşyalarının verilmediği öğrenilmiştir. Türkoğlu’ndan bir hasta mahpusun Manavgat S Tipi Kapalı Hapishanesine sevk edildiği, mahpusun ailesinin Adıyaman’da depremzede olduğunu, hasta mahpusun tahliyesinin de İdari Gözlem Kurulu (İGK) kararıyla da engellendiği aktarılmıştır. Yine bir başka hasta mahpusun da yakınlarını kaybettiği ve evlerinin yıkıldığı” öğrenilmiştir.
Aynı tarihte Diyarbakır D Tipi, Diyarbakır 1 ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevleri ve Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan tutukluların aileleri tarafından verilen bilgilere göre; “Deprem sonrasında telefon görüşmelerinin yapıldığı, herhangi bir yıkımın olmadığı, deprem anında ranzalara tutunarak ayakta kaldıklarını, bazı mahpuslarda deprem sonrasında panik atakların başladığını, ilk depremde infaz koruma memurlarının odaları kilitleyip gittiklerini, kendilerini ölüme terk ettiklerini, ara ara su sorunu yaşandığını” aktarılmıştır.
‘En az 41 tutuklu işkence ve kötü muameleye maruz kaldı’
Deprem bölgelerindeki cezaevlerinden farklı cezaevlerine yapılan sevkler esnasında tutukluların ailelerine haber verilmediği ve aileleri ile iletişim kurmalarının uzun zaman aldığı bilgileri yer alan raporda, tutukluların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı, sevkler esnasında da kötü muamelenin devam ettiği belirtildi.
En az 41 tutuklunun işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı tespitler arasında yer alırken, ayrıca sevk sırasında tutukluların sağlık kontrolünden geçirilmediği, özel ihtiyaçları bulunan hasta tutukluların ihtiyaçlarının giderilmediği ve çıplak aramaya maruz kaldıkları da kaydedildi.
‘Sorumlulara soruşturma açılmalı, süreç şeffaf yönetilmeli’
Depremin güvenlik sorunu değil, yaşamsal tedbirlerin hızlıca alınması gereken doğal afet olduğu ifade edilen raporda, Anayasa, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve Uluslararası Sözleşmeler hatırlatıldı.
Öneriler şu şekilde sıralandı:
- Deprem bölgesindeki tüm mahpusların yaşam hakkının mutlak korunması sağlanmalıdır. Meydana gelen ölüm ve yaralanmalarda sorumluluğu olanlar hakkında mutlaka soruşturmalar açılmalı ve bu süreç şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
- Mahpusların deprem bölgelerinde yaşayan ve depremden etkilenen aileleri nedeniyle mahpuslar da depremzede olarak değerlendirilmeli ve aileleri tarafından karşılanamayan tüm ihtiyaçları idare tarafından karşılanmalıdır.
- Mahpusların sevk edildikleri hapishanelerde uğradıkları işkence kötü muamele vakalarına dair, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden görevliler hakkında soruşturma süreci başlatılmalıdır.
- Özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerdeki tek kişilik yerde tutulma uygulamasından vazgeçilmeli, depremden etkilenen yerlerdeki mahpusların durumları dikkate alınarak bu uygulama yerine daha kalabalık odalara verilmelidir. Ayrıca hasta mahpusların ve engellilik durumu olanların da tekli yerde kalamayacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.
- Mahpusların sevk edildikleri ve özellikle yeni açılan hapishanelerdeki revir sorunu çözülmeli ve mahpusların tedaviye erişim hakları sağlanmalıdır.
- Mahpuslara dayatılan ayakta sayım ve ağız içi arama uygulamasına son verilmelidir.
- Deprem bölgesinden sevk edilen mahpuslara, sevk edildikleri yerlerde psiko-sosyal destek sağlanmalıdır. Mahpusların aile, avukat, telefon, açık ve kapalı görüşlerde kolaylık sağlanmalıdır.
- Çocuklarıyla birlikte hapishanelerde tutulan kadınların çocuğun yüksek yararı gözetilerek hapishanede dışında tedbir alınarak tahliyeleri sağlanmalıdır. Yine çocukları depremden etkilenmiş, barınma ve destek ihtiyacı olan kadın mahpusların infazları ertelenmelidir.
- Yakınlarını kaybeden tüm mahpuslara yas haklarına saygı gösterilerek mazeret izinleri kullandırılmalı ve mahpuslara psikolojik destek sağlanmalıdır.
- Çocukların tutuklu yargılamalarından vazgeçilmeli, özellikle depremin yaratmış olduğu etkiler de göz önüne alınarak çocukların korunma ve tüm ihtiyaçlarına dair tedbirler alınarak tahliyeleri sağlanmalıdır.
- Kadın mahpusların tüm hijyen malzemeleri ve ped ihtiyaçları ücretsiz olarak karşılanmalıdır.
- Koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hakkı zamanı gelen mahpusların bu haklarını engelleyen idare ve gözlem kurullarını bu hakları engelleyen kararlarına son verilmeli ve mahpusların tahliyeleri sağlanmalıdır.