Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur oylamasından sonra ülkeyi bekleyen ekonomik tabloya dair “Erdoğan ne içeriye ne de dışarıya güven veren bir durumda değil. Tekrar seçilmesi durumunda ekonomik açıdan çok sorunlu bir dönem başlayabilir” değerlendirmesinde bulunan iktisatçı Mustafa Sönmez: Millet İttifakı’nın sorunları çözme konusunda daha fazla kapasitesi olduğunu söylememiz lazım.
28 Mayıs’ta sandıktan birinci çıkacak adayın gündemini ekonominin domine edeceği ifade ediliyor.
“Türkiye’deki seçimin kazananı için ödüllerden biri krizin eşiğindeki ekonomi olacağı” yorumları dahi yapılıyor.
Seçimi kazanacak tarafın döviz kuru, faiz, enflasyon, cari açık, iç ve dış borçlar başta olmak üzere birçok soruna çözüm bulması bekleniyor.
Seçim vaatleri, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), deprem, artan faiz giderleri ve maaş zamlarının ağır yükü nedeniyle bütçe açığının da katlanacağı tahmin ediliyor.
Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulunan iktisatçı Mustafa Sönmez, ikinci turda Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda oluşabilecek tabloyu anlattı.
‘Bütçe açığı artmış durumda’
İnsanların seçimden sonrasına dair güven beklentisi olduğunu belirten Sönmez, “Erdoğan iktidarı çok fazla güven telkin eden bir pratik yaşamadı ve ekonomik açıdan özellikle dış kaynaklara çok fazla ihtiyacı var. Dış kaynak gelmediğinde ekonominin kontrolü zorlaşacak” değerlendirmesinde bulundu.
Sönmez, şöyle devam etti:
Erdoğan ne içeriye ne de dışarıya güven veren bir durumda değil. Dolayısıyla tekrar seçilmesi durumunda Türkiye ekonomisi açısından çok sorunlu bir dönem başlayabilir. Yılın ilk 3 ayında 250 milyar lira olan bütçe açığına Nisan’da 132 milyar lira açık daha eklendi ve 382 milyar liraya çıktı. İçeride çok büyük bir bütçe açığı var şu anda. Bu bütçe açığı nedeniyle de harcamaların kısılması lazım. Bir taraftan da özellikle depremzedelere konut inşası söz konusu. Bu da 57 bin milyar dolar gibi bir miktar para ihtiyacı demek. Ağır bütçe açığı için yeni vergiler gelebilir. Toplum ciddi bir şekilde kemer sıkma mecburiyetinde bırakılabilir.
‘Yeni bir enflasyon dalgası gelebilir’
“Bütçedeki açığın devamında da dolarda ciddi bir artış söz konusu olabilir” diyen Sönmez, bu durumun sonucu olarak çok yüksek bir enflasyon dalgasının gelebileceğini belirterek şunları söyledi:
İnsanlar Türk Lirası’na da artık güvenmiyor ve döviz almak istiyorlar. Erdoğan’ın tekrara seçilmesi durumunda dışarıdan döviz girişi olmayacağını varsayarsak döviz atakları olacaktır ve bu da enflasyonun yükselmesine sebep olabilir. Dolayısıyla ülkenin çok ciddi ekonomik problemleri var diyebiliriz.
‘Millet İttifakı’nın sorunları çözme kapasitesi daha fazla’
Sönmez, ülkedeki ekonomik sorunları çözme konusunda, Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösteren Millet İttifakı’nın daha fazla şansı olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
Millet İttifakı batı dünyasına güven verme ve bundan kaynaklı olarak dışarıdan kaynak çekme noktasında daha iyi bir noktada. Çünkü yabancı yatırımcıya daha çok güven veriyor. Bu durum hem piyasaları yatıştırabilir hem de içeride bütün bu ihtiyaçları giderecek bir kaynak girişine imkan verebilir. Bu açıdan Millet İttifakı’nın sorunları çözme konusunda daha fazla kapasitesi olduğunu söylememiz lazım.
Seçim döneminde ekonomideki gidişat
Türk Lirası (TL) 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden itibaren dolar karşısında yüzde 1,28 değer kaybetmiş durumda.
Hafta başında bankalar arası piyasada dolar/TL ilk kez 20 seviyesinin üzerini görürken, Türkiye’nin kredi risk primi de bir eşiği daha atladı.
CDS 700 baz puanı aşarak Ekim 2022’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Seçimlerin ilk turu öncesinde 12 Mayıs’ta Türkiye’nin kredi risk primi 505 baz puan seviyesinde kapanmıştı.
Reuters’a konuşan beş bankacılık sektörü uzmanı, Merkez Bankası’nın net rezervlerinin de ‘büyük ihtimalle 2002’den bu yana ilk defa eksiye düştüğünü’ hesapladı.