Diyarbakır’da geçtiğimiz haziran ayında tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi 10 ay sonra hazırlandı. Gazeteciler yaklaşık bir yıldır tutuklu. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, tutukluluk sürecini “cezalandırma mantığı” olarak değerlendirdi.
Son yıllarda peş peşe çıkarılan yasa ve gazetecilere yönelik baskılar sonucu sadece 5 ayda 25 gazeteci gözaltına alınarak tutuklandı.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG), 2023 Mart ayı raporuna göre Türkiye’de en az 87 gazeteci tutuklu.
16 Haziran 2022 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınarak tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi ise 10 ay sonra hazırlandı. 16’sı tutuklu 22 kişi hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 28 Mart’ta hazırlanan iddianamenin mahkemece iade edilme ihtimali de bulunuyor.
Gazetecilerin durumuna ilişkin konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, iddianamenin 10 ay sonra hazırlanmasını “Cezalandırma mantığı” olarak değerlendirdi.
‘Yargı sistemi buna döndü; gazetecileri tutuklayıp fiili ceza çektiriyorlar’
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Durmuş, “Maalesef son yıllarda Türkiye’de yargı sistemi buna döndü. Önce gazetecileri tutuklayıp ya da düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında insanları tutuklayıp fiilen ceza çektiriyorlar. Daha sonrada ilk duruşmada serbest bırakılıyorlar. Böyle bir düzen oluştu” ifadelerini kullandı.
16 gazetecinin tutuklanmasına ilişkin hukuken hiçbir somut gerekçenin olmadığını vurgulayan TGS Başkanı Durmuş, gazetecilerin suçu kesinleşmeden iddialar üzerinden aylarca cezaevinde tutulmamasını eleştirdi.
’16 meslektaşımız 10 aydır haber yapamıyor’
TGS Başkanı şunları söyledi:
Bu durum, basın özgürlüğü önünde büyük bir engel ve basın özgürlüğünü yok eden bir düzen. 16 meslektaşımız bir yıla yakındır haber yapamıyor, okuyucularına, seyircilerine haber ulaştıramıyorlar. Bu basın özgürlüğü açısından kabul edilebilir bir durum değildir.
Durmuş, gazetecilere yönelik baskıların amacına ilişkin hem gerçekleri saklamak hem de topluma gözdağı verilmek istendiğini söyledi.
Durmuş, “Türkiye’de özellikle bu iktidar döneminde, toplumun en gözde mesleği olan gazetecilik en itibarsız mesleğe dönüştürüldü. Sürekli gazetecileri hedef alan politikalar uygulandı” dedi.