Ana SayfaÖzelHDP’ye dönük operasyona kadınların yükselen tepkisi ve sebepleri – Zuhal Atlan

HDP’ye dönük operasyona kadınların yükselen tepkisi ve sebepleri – Zuhal Atlan


Zuhal Atlan


Işıkları kapatıp huzurla geçireceğimiz bir uykunun hayalini kurarken, kabus dolu sabahlara uyandığımız bir ülke haline geldi Türkiye. Gençlerin umutlarının söndüğü ve geleceksizlik endişesiyle intihara sürüklendiği bir ülkede, sorunlar çözümleneceği yerde, çözümsüzlük almış başını gidiyor. Bu çözümsüzlük politikalarında ısrar eden, milliyetçilik safsataları ve cinsiyetçi politikalarıyla ömrünü uzatmaya çalışan iktidar, kılıcını yine HDP üzerinden Kürtlere ve toplumsal muhalefete salladı 25 Eylül günü. Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırısına karşı 2014’te Türkiye genelinde gerçekleşen eylemleri gerekçe gösteren “yargı” aralarında eski MYK üyelerinin de bulunduğu HDP’lileri gözaltına aldı.

HDP’ye yönelik saldırılar elbette ilk değildi, son da olmayacak. Daha önceki iktidarların denediği ama başaramadığı bu saldırılara karşı sosyal medya üzerinden hızlıca bir refleks gelişti ve gözaltılara tepki yağdı. HDP’li olmayan birçok kişi de destek verdi. Desteklerin büyük bir kısmı da kadınlardan geldi. Peki, kadınların bu kadar çok HDP’yi sahiplenmesinin nedeni ne?

Bu sorunun cevabı aslında, HDP Kadın Meclisi’nin tanıtım metninin ilk paragrafında kendini ortaya koyuyor: “HDP Kadın Meclisleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) bünyesinde faaliyet yürüten kadınların örgütlü gücü, özgün özerk kadın örgütüdür. Kadınların bugüne kadar biriktirdiği tüm mücadele deneyimlerine sahip çıkar; Rojava Kadın Devrimi ve kazanımlarını savunur.”

HDP, aynı zamanda bir kadın partisi olduğunu iddia eder. Neden? Partide çok kadın olması mı ya da Kadın Kolları yerine Kadın Meclisi şeklinde örgütlenmesi mi? Bu soruların yanıtını, bazı veriler ve bilgilerle vermek istiyorum.

Bir kere, her ne kadar eşit temsiliyet iddiası olsa da HDP henüz bu yeterliliğe gelmiş değil. Ancak, kadın rengi ve görünürlüğünün en fazla olduğu bir parti olduğu gerçeğini de değiştirmez bu durum. Örneğin; eşit temsiliyet ilkesiyle girilen 7 Haziran seçimlerinde 80 milletvekilinden 32’si kadın milletvekiliydi. Yüzde 40 temsiliyet oranıyla en fazla kadın vekil çıkaran parti olma özelliğini taşıdı. HDP sayesinde Cumhuriyet tarihinde Meclis’te kadın temsiliyeti ilk defa yüzde 18’e yükseldi. Şu anki parlamentoda da kadın milletvekili sayısı en yüksek olan partidir HDP. Tüm yönetim kademelerinde eşbaşkanlık ya da eşsözcülük sistemini uygulayan, Meclis’te kadın grubu oluşturan tek partidir. Kayyımların gasp ettiği ve hala elinde bulundurduğu bütün belediyelerinde eşbaşkanlık sistemini uygulayarak eşit temsiliyeti sağlayan ilk ve tek partidir HDP.

HDP’nin eşbaşkanlık sistemi ve kadın özgürlükçü çizgisi diğer sol partileri ve bazı sivil toplum kuruluşlarını da etkiledi ve onlar da bu modeli denedi. Hatta bir dönem sitelerdeki apartman görevlileri de eşbaşkanlık uygulamasını denedi. Doğa ve canlı yaşamına ekolojik perspektiften bakan HDP, bu mücadelesiyle de toplumda karşılığını buldu. Nerede bir orman yangını, nerede bir ağaç katliamı varsa HDP’li kadınlar orada.

HDP’de kadınlar; farklı inanç, siyasi parti ve kesimlerden geliyor. Alevi kadınlar var, sosyalist kadınlar var, feminist kadınlar var, Arap kadınlar var, Ermeni kadınlar var, ekolojist kadınlar var, Kürt hareketinden kadınlar var, Türk kadınlar var, muhafazakar kadınlar var, Ezidî kadınlar var, Süryani kadınlar var. Yani Türkiye’nin zenginliğini temsil eden bir kadın yapılanması var. Kadınlar sadece görünürde yoklar, vitrin değiller. Az kadın olan partide çok çalışan kadın var. Bu kadınlar, ev ev dolaşıp mahallelerde örgütleme yapar, yönetim kademelerinde yer alıp hem parti içindeki erkek egemenliğine hem de dışarıda erkek-devlet şiddetinin her türlüsüne karşı mücadele eder, erkeklerin alanı olarak görülen siyaseti dönüştürmek, toplumsallaştırmak için çaba sarf eder.

HDP’li bir erkek asla bir kadın sorunu hakkında konuşmaz, konuşamaz, konuşturmazlar! Kadını ilgilendiren meselelerde, “kravatlı ve bıyıklılar” değil; nasıl politika yapması gerektiğine kadınlar karar verir. Ve bu politikayı başta kadınlar olmak üzere tüm topluma yayar ve bunun örgütlenmesini yapar. HDP’ye gönül vermiş ya da HDP seçmeni olmayan bir kadın kendini yalnız hissetmez, şiddete maruz kalan bir kadın devletin karakoluna, iktidarın erkek yargısına değil, HDP’li kadınlara güvenir.

İşte bu yüzden kadınlar da HDP’ye saldırının aslında kendilerine yönelik bir saldırı olduğunun farkındalar. Bugün kadınların HDP’ye sahip çıkması, kendi özgürlük mücadelelerine sahip çıkmasıdır, geleceklerine sahip çıkmasıdır, iradelerine sahip çıkmasıdır.


Yazarın önceki yazısı:

Eylül… Sonun başlangıcı – Zuhal Atlan




Önceki Haber
Azerbaycan-Ermenistan sınırında yeni çatışmalar
Sonraki Haber
Su kaynaklarında 'beyin yiyen amip' tespit edildi