Ana SayfaYazarlarCuma DaşBize ırkçılığın sınırlarını çizer misin Başakşehir?

Bize ırkçılığın sınırlarını çizer misin Başakşehir?


Cuma Daş*


Geçen akşam Şampiyonlar Ligi’nde Paris Saint Germain (PSG) – Medipol Başakşehir karşılaşmasında 4’üncü hakem Constantin Sebastian Coltescu, Başakşehir’in yardımcı antrenörü Pierre Webo’ya ırkçı ifade kullandığı için önce Başakşehir ardından da PSG takımı sahayı terk etmişti. Hem kulüplerin hem de oyuncuların bu tepkisi nerdeyse tüm dünyada yankı uyandırdı. Kısa sürede gündemde ilk sırayı aldı. Buraya kadar her şey yolunda, bir sorun yok. Ancak asıl kıyamet ondan sonra başlıyor. Türkiye’deki tüm spor kanalları bu gelişmeyi veriyor, Başakşehir’in ırkçılık karşısında dünyaya ders verdiğini anlatıyor. TRT Spor ekranlarında yaşananları anlatan moderatör ve konuğu ise Nelson Mandela’dan Martin Luther King’e, oradan Abraham Lincoln’e ırkçılık karşıtlığıyla bilinen kim varsa hepsinin isimlerini sayıp ırkçılığın insanda bıraktığı yan etkileri sıralıyor.

Sosyal medyada da yer yerinden oynuyor. Mübarek zaten böyle işlere teşne bir mecra; sporcusundan siyasetçisine, yazarından sanatçısına, herkes “NoToRacism”, “Irkçılığa Hayır” hashtagıyla Başakşehir’in tarih yazdığını ve onu yalnız bırakmamak gerektiğini yazıyor. Bugüne kadar futbolda ırkçılığın sayısız örneklerini gördük. Futbol organizasyonları yapan kurumlar kendilerince bazı farkındalık önlemleri alsalar da pek başarılı oldukları söylenemez. Pierre Webo’ya karşı kullanılan ifadeler kesinlikle kabul edilebilir değil bu bir gerçek, ırkçılığa karşı olmak, dünyanın neresinde olursa olsun kabul etmemek gerekir. Ancak gerçek olmayan bir şeyler var televizyon ekranlarında ve sosyal medyada. Oralardan riyakârlık ve samimiyetsizlik akıyor. Daha önceki bir yazıda yine ırkçılıktan bahsederken söylemiştim, Türkiye’de uzakta olana, rahatını kaçırmayacak olana tepki göstermek, karşı olmak gibi bir konfor var. Sadece bir günde Türkiye’de yaşanan onlarca ırkçı olay örneği verilebilir ama konu futbol üzerinden cereyan ettiği için sadece bu noktadan bakalım.

Amedspor’u bilmeyen yoktur artık. Hani şu her sene başarılarından çok; aldığı cezaları, uygulanan yasakları, uğradığı ırkçı saldırıları ile ilgili konuştuğumuz Amedspor. Bir istatistiği ya da çetelesi tutuldu mu bilmiyorum ama Amedspor muhtemelen dünyada en çok ırkçı saldırıya uğrayan futbol takımı unvanını elinde bulundurur. Bir Diyarbakır takımı ama uğradığı haksızlıklarla doğru orantılı olarak taraftar ağı o kadar büyüdü ki dünyanın her yanından desteklenip seviliyor. Bu nedenle futbolda ırkçılık dersi işlenecekse ilk ders Amedspor’a yapılan ırkçılık olabilir. Başakşehir, Fransa’da yaşadıklarından sonra bir nebze de olsa anlamıştır belki Amedspor’u. Irkçılığa tahammülü olmayan Başakşehir, üç ayrı ırkçılık olayıyla suçlanan, Didier Zokora’ya ettiği ırkçı küfür nedeniyle, ki Webo’ya söylenenlerin ve yapılanların çok daha fazlasıydı, hapis cezasına çarptırılan, buna rağmen yıllarca Başakşehir’in kaptanlığını yapan, bugün de Fenerbahçe’nin sportif direktörü olan Emre Belözoğlu’na nasıl tahammül etti mesela? Irkçılığa bir sınır çizecekse keşke oradan başlasaymış Başakşehir.

Şu yazıda bahsi geçen Başakşehir’in de olduğu çok sayıda takım, ismi Amedspor olduğu günden bu yana bu kulübe ve taraftarlarına saldırıp durdu. Yöneticileri deplasmanda tribünlerde linç edildi, futbolcuları saha ortasında saldırıya uğradı. Taraftar yasakları, maç yasakları, stat yasakları gibi onlarca zorlukla mücadele etti bugüne kadar. Deplasman maçına gittikleri Sivas’ta kalacak otel bulamadılar. Futbol otoriteleri tarafından defalarca ağır para cezaları verildi. Türkiye Ziraat Kupası karşılaşmalarına katılacak kadar başarılı olduğu için maçları televizyonlardan canlı verilirken spiker Amedspor’un adını neredeyse hiç anmayarak her defasında oyuncularından “onlar” diye bahsetti. Buyurun koyun bunu “negro” ifadesinin yanı başına.

Evet doğru Amedspor,  Başakşehir ve Paris Saint Germain’in olduğu kulvarda değil, Şampiyonlar Ligi’nde değil Türkiye’de 2. Lig’de oynuyor. Ama bu ona ırkçılık yapmayı meşru kılmaz. Nerede olursa olsun isterse sadece halı sahada oynasın, yukarıda saydıklarıma maruz kalması kabul edilebilir değil. Hele hele spor camiası tarafından bunlara maruz kalması samimiyetsizliğin, art niyetin dik alası.

Başakşehir’e karşı yapılan ırkçılık tüm dünyada manşet oluyorsa Amedspor’ya yapıldığında da tüm Türkiye’de olmalıydı.

İşin özü, ırkçılığa karşı çok büyük bir tepki gösterildiği ya da karşı durulduğu falan yok, bu açıdan umutlarımız yine başka bahara kaldı. Olan şey, yaşam destek ünitesi gibi bağlı kalınan sosyal medyada görünür olma arzusunu bir perde daha yukarı taşıma çabasından başka bir şey değil.

Bu samimiyet testinde son söz elbette Amespor’un olsun: “Ziraat Türkiye Kupası’nda bize ırkçılık yapan Başakşehir’in değil, Webo’nun yanındayız!”


* Mersin Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli yerel gazete ve internet haber sitelerinin muhabirliğini yaptı. 2015’te Özgür Gün Tv’de program hazırlayıp sundu. Televizyonun KHK ile kapatılmasının ardından 1HaberVar Platformu’nda haftalık program sundu.



Önceki Haber
Aytaç Ünsal gözaltında: İçişleri ve HHB'den açıklama
Sonraki Haber
Ozan Baştosun kendisinden boşanan Fulya Öztürk'ü öldürdü