EFA: Leyla Güven serbest bırakılmalı, tecrit son bulmalı

HABER MERKEZİ – Avrupa Hür İttifakı, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in serbest bırakılması ve PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Avrupa Birliği’nde (AB) 47 bölgeci ve otonomcu partiyi bir araya getiren ve Avrupa’daki azınlıkları temsil eden bir şemsiye organizasyon olan Avrupa Hür İttifakı (European Free Alliance / EFA), tutuklanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven ile “tecridin ve baskıların sonlandırılması” talebiyle cezaevlerinde başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine ilişkin ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamasının sona erdirilmesi ve Türkiye’deki siyasi tutukluların serbest bırakılması yönünde yaptıkları ilk çağrının üzerinden iki yıl geçtiği belirtilerek şunlar ifade edildi:

Ocak 2019’da Kürt milletvekili Leyla Güven, açlık grevinin 80. gününde cezaevinden tahliye edilmişti. Ancak Aralık 2020’de Güven hakkında terör bağlantılı suçlamalarla 22 yıl hapis cezası verildi.

Güven, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, avukatlar ve insan hakları savunucularının temsilcilerinden oluşan Demokratik Toplum Kongresi’nin eş genel başkanıydı. Güven’in tutuklanması ve verilen ceza, Türkiye’deki Kürt nüfusa yönelik baskı tarihinin bir temsilidir.

“Uluslararası hukuka aldırış edilmiyor olunması endişe verici”

Açıklamada cezaevlerindeki siyasi tutukluların, “PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecridin sonlandırılması” talebiyle, kendilerine yönelik salgın sürecinde artan hak ihlallerini de protesto amacıyla başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine de değinildi.

Eylemin 60’ncı gününe girildiği hatırlatılan açıklamanın devamında şunlar belirtildi:

Öcalan şu anda şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezasıyla bir ada hapishanesinde aşırı tecrit altında tutuluyor. Öcalan’ın avukatları, tutukluluğuyla ilgili olarak hem Türk hukukunun hem de uluslararası kuralların uygulanmadığı konusunda ısrar ediyor.

AB’ye katılım arayışında olan Türkiye’de, bir demokratik sürecin olmaması ve cezaevi koşulları konusunda uluslararası hukuka aldırış edilmiyor olunması endişe vericidir. Türk hükümetinin kendisine karşı duran herkes için ağırlaştırılmış tecrit ve hapis cezaları kullanmasına son verilmelidir.

Açıklamada son olarak Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunuldu:

Tüm toplulukların ve halkların demokratik bir Türkiye’de gerçek anlamıyla bir arada yaşamasına yol açacak siyasi bir çözüm aramak için Erdoğan hükümeti ile Kürt yetkililer arasındaki görüşmelerin yeniden başlaması gerekiyor.