Boğaziçili öğrenciye hem ev hapsi hem de imza zorunluluğu

HABER MERKEZİ – Protestoların sürdüğü Boğaziçi Üniversitesi’nden bir öğrenciye hem ev hapsi hem de karakola gidip imza atma zorunluluğu getirildiği öğrenildi. Avukat Abdullah Bişaroğlu, karşılaştıkları bu absürt durum hakkında “Bu ikisinden birini ihmalden tutuklanma ihtimali çok yüksek” diyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun kurum dışından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolar sürüyor.

Yaklaşık 40 gündür süren protestolar esnasında bugüne kadar yaklaşık 600 kişi gözaltına alınırken, 11’i tutuklandı. 25 öğrenci de ev hapsine alındı.

Süreci en başından beri yakından takip eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlardan Abdullah Bişaroğlu, eylemlere yönelik polis müdahalelerini ve öğrencilerin maruz kaldıkları hak ihlallerini sıraladı.

Mezopotamya Ajansı’ndan Naci Kaya’ya konuşan Bişaroğlu, gözaltına alınan öğrencilerin ilaçlarına erişim hakkının engellenmesi, hastaneye sevk işlemleri sırasında doktor muayenesinin polis eşliğinde gerçekleşmesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesi gibi birçok hak ihlaline maruz kaldığını belirtti.

Şu an cezaevinde olan 11 öğrenciden altısının da 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna Muhalefet” iddiasıyla tutuklandığını hatırlatan avukat Bişaroğlu, söz konusu kanunun üst sınır ceza limitinin tutuklanma gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, yasal olmayan bu tutuklamaların “gözdağı verme” amacı taşıdığını söyledi.

Hem ev hapsi hem de imza şartı

Avukat Bişaroğlu, ev hapsi verilen öğrencilerden H.S.’ye aynı zamanda adli kontrol tedbiri olarak karakola gidip imza atma şartı getirildiğini de paylaştı:

Maalesef böyle absürt bir durum da var. Bu iki yaptırımdan birini ihmal etmemesi mümkün değil. Evden çıkarsa kelepçe ötecek evden çıkmazsa karakola gidemeyecek. Bu ikisinden birini ihmalden tutuklanma ihtimali çok yüksek.

Eylemlere katılan öğrencilere yönelik ev hapsi cezalarının artmasının nedenini ise Bişaroğlu, “protestoların direnicini kırmaya yönelik” olduğunu savundu.

Bazı öğrencilerin hangi gerekçeyle tutuklandığını halen öğrenemediklerini de ifade eden Bişaroğlu, protestolardaki hak ihlallerine ilişkin suç duyurusunda bulunup, başvurularının takipçisi olacaklarını dile getirdi.