Ana SayfaGüncelDemirtaş: Kobani Davası değil intikam davası

Demirtaş: Kobani Davası değil intikam davası

HABER MERKEZİ – Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 28’i tutuklu, 108 HDP’li siyasetçinin duruşmasında konuşan Yüksekdağ, “Bu iddianame HDP’ye yönelik tasfiye operasyonunu vücut bulmuş halidir” dedi. Duruşma 20Mayıs’a ertelendi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu, 108 siyasetçisinin yargılandığı Kobani Davası’nın 2’nci duruşması yapıldı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ile HDP milletvekilleri ve parti yöneticilerinin katıldığı duruşmayı, Avrupa Birliği Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delagasyonu’ndan uzmanlar da izledi.

200 avukat da duruşma öncesi salon önünde hazır bulundu.

Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek duruşma öncesi kampüs içi ve dışında yoğun güvenlik önlemi alındı.

Duruşmanın başlama saatine yakın avukatlar, milletvekilleri ve izleyiciler, “bomba araması var” gerekçesiyle uzun süre kampüs girişinde bekletildi. Yapılan tartışmaların ardından salona alımlar başladı.

Duruşma salonunda polis yoğunluğu dikkat çekerken izleyiciler, aileler ve müştekiler için ayrı salon hazırlandı.

Gazetecilerin izlemesi engellendi

Duruşmayı takip etmek isteyen gazeteciler, “turkuaz basın kartları” olmadığı gerekçesiyle salona alınmadı. Ayrıca duruşma salonuna bilgisayar ve telefonların alınmasına da izin verilmedi.

Duruşmaya Edirne F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Selahattin Demirtaş, geçen duruşma yaptıkları reddi hakim talebinin gerekçelerini anlattı.

“Türkiye’nin barışı demokrasisi ve özgürlüğü için fedakarlık yapmış siyasetçilerin sanık sandalyesinde oturmasından üzüntü duyuyorum” diyerek konuşmaya başlayan Demirtaş’ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:

İntikam davası

“Bu dava Kobani Davası değil, HDP’ye dönük kumpas ve siyasi intikam davasıdır. Günün birinde Kobani Davası da açılacak ve gerçek sorumlular, katliam yapan ve yaptıranlar ortaya çıkacaktır ama herkes emin olsun o zaman sanık sandalyesinde biz olmayacağız. Bize bu kumpasın kurulmasının nedenlerini tüm çıplaklığı ile ortaya çıkaracağız.”

Bir parti başka bir partiyi yargılamaya çalışıyor

“Davanın kendisi hedefleri ve amaçları tamamen siyasidir. İddianamenin esasının hiçbir kıymeti yoktur. Bu davada usul esastan daha önemlidir. Tarihte ilk defa bir parti, AKP-MHP başka bir partiyi, HDP’yi yargılamaya çalışıyor. En faşist dönemlerde bile bir parti hakim cübbesi ile salona girmemiştir. Biz halkın iradesini bu kumpas davasında ezdirmeyeceğiz. Merak etmeyin diyorum Türkiye toplumuna, bu devran dönecek.”

Mahkemeniz göz göre göre çarpıtıyor

“İddianame size 30 Aralık 2020’de gönderilmiş. Sonraki resmî tatil günlerinin ardından 3 iş günü boyunca mahkemeniz başka bir yargılama yapmışken, 3530 sayfa iddianameyi incelediğini söylüyor. 24 saat kesintisiz okunsa 9 gün sürüyor. Mahkemeniz göz göre göre çarpıtıyor. Bu iddianamenin bu sürede incelenmesi ve tutanak hazırlanması imkansız. Mahkemeniz hakkında soruşturma açılmasını isteyeceğiz. Burada bir şaibe var.”

Erdoğan’ın talimatıyla hareket ediyorsunuz

“Erdoğan daha AİHM kararı açıklanmadan 40 gün önce ‘Bizim yargımız gereğini yapacak’ dedi. Siz iddianame elinize ulaştığından beri bu talimatı uyguluyorsunuz. Tensip tutanağı UYAP’a kaydedildikten 18 saat sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız tweet attı, Türkiye böyle duydu. UYAP’a yalnızca dava avukatları ve mahkeme heyeti girebilir. Peki Fethi Yıldız nasıl bildi? HSYK’ya suç duyurusunda bulunacağız.”

Çeviride sahtecilik yapmışsınız

“Mahkeme heyeti sadece korsan çeviri yapmakla yetinmemiş çeviride sahtecilik yapmış. AİHM kararını aleyhime kullanabilmek için hile yapmış, AİHM kararındaki en kritik cümle tutanağa yanlış geçmiş. Bu ağır bir suçtur ve belgelerle kesinleşmiştir. AİHM kararı 12 Kasım’da imzaya çıktı 22 Aralık’ta açıklandı. AİHM kararı 40 gün sonra açıkladı ama kararı birileri duymuş olacak. AİHM’deki Türk yargıcın abisi AKP MKYK üyesidir. Kararın açıklanmasına 20 gün varken Erdoğan ve Bahçeli bana dair sert açıklamalar yaptı.”

 A Haber’den mi dinlediniz

“AİHM kararının resmî çevirisi hala dosyada yoktur. Nereden okudunuz A Haber’den mi ATV’den mi dinlediniz de AİHM kararına atıf yaptınız? AİHM derhal tahliye kararı verdi. Türkiye tarihinin en ağır ihlal kararı verildi bu da mı sizi bağlamaz? Siyasi amaçla tutuklamışsınız deniyor, çoğulcu demokrasiye kast edilmiştir deniyor. Siz dosyaya bakmamışsınız.”

Bizi suçlamadan önce sizin aklanmanız gerekir

“Anayasa’yı Erdoğan da Soylu da heyetiniz de tartışamaz. MYK toplantımızın ardından atılan tweeti suç sayamazsınız. Anayasaya, hukukun üstünlüğüne bağlı olmayan bir mahkeme bizi yargılayamaz. Bizi suçlamadan önce sizin aklanmanız gerekir. Benimle ilgili verilen AİHM kararını tanımayan mahkemeniz, tensip tutanağında başka AİHM kararlarına atıf yapmış. Dosyada Demirtaş kararı yok! Şaka gibisiniz.”

‘HDP’yi tasfiye operasyonun geldiği aşama’

Ardından konuşan Figen Yüksekdağ da reddi hakim talebinin gerekçelerini anlattı, davanın ‘siyasi’ olduğunu vurguladı.

Onların açısından bir yargılamadan söz edilebilir. Ama bizim açımızdan meşru değildir. Bu dava bizim açımızdan yargılanmaktan daha çok ifşa etmek ve hesap sormak anlamına gelmektedir. Sayısız mahkemeye çıktım. Bugün de şekli ters çevirmek suretiyle suçlama inadını değiştirerek, bu işe yeniden örnek olarak, önümüze konuluyor. Tüm bu dava süreçlerinde her zaman şunu savunduk. Bu bir yargılama bizim bakımızdan bir hesap vermek hareketi değil, hesap sorma ve toplumdan kaçırılan gerçekleri ifşa etme süreci, bu yargılamanın süreci de böyle olacak.

Bugüne kadar toplumdan kaçırılan bir Kobani gerçeği var. Ama Kobani kelimesinin altı kazındığında, altında çok güçlü bir tarih yatıyor. Bundan bağımsız bir tartışma gerçeği tercüme edemez. Gerçeğin gözünün içine bakmayan bir yargılama gerçeğe saik değildir.

İddianamenin bir ‘hukuk hokkabazlığı’ olduğunu belirten Yüksekdağ, “Bu iddianame aslında HDP’yi tasfiye operasyonunda geldiği aşama” dedi ve şöyle anlattı:

Bize 6 yıldan bu yana her türlü zulmü yapıldı ama her şeye rağmen içeride tutuklu Eş Genel Başkanları ve siyasetçileri olmasına rağmen, HDP siyaseti değiştirmeye, kilit rol oynamaya devam ediyor. Artık bu rolün sona erdirilmesi gerekiyor. Bu iddianamenin kastı budur. HDP’ye yönelik tasfiye operasyonunu vücut bulmuş halidir. Bu zamana kadar bu siyasi tasfiye operasyonu çeşitli yöntemlerle yaptılar ama bugün bu aklı vicdanı siyasi anlayışı tamamıyla ortadan kaldıracak bir zihniyetle bu iddianame hazırlanmıştır.

‘HDP’yi siyaset dışı bırakma planları’

Yüksekdağ’ın savunmasından satırbaşları şöyle:

“Saray’dan verilen talimat, MHP Genel merkezinde hazırlanan dava yoluyla uygulanmaya konulmaya çalışılıyor. Siyasi iktidar bu dava yoluyla bir seçim kampanyası yürütüyor. Bu zamana kadar seçim kampanyalarıyla HDP’yi siyaset dışı bırakma planları üzerinden kurdular. 2023 seçimlerine gidemeyeceklerini bundan önce halkın güvenoyu ihtiyaçları olduğunu bildikleri için güvenoyunu almak için, HDP’yi siyasi hareket kabiliyetini daraltmak, tasfiye etmek için bu iddianame hazırlanmıştır. Bu aynı zamanda siyasi iktidarın içinde düştüğü çaresizliğinin de ifadesidir.”

“Uzun süredir yargı kararları olmadan kendini doğrulayacak dayanacak hiçbir kuvvet bulamıyor. Hakkımızda yürütülen kara propagandanın doğrulanmasına ihtiyaç duyuyorlar. Çünkü onların meşruluklarını onayladıkları tek bir yer kalmadı. Meşru tüm dayanaklarını yitirdiler. Ellerindeki tek dayanak, tek kurum yargı kurumudur. İşte bu nedenle siyaset doğrudan yargı üzerinden gidiyor. Siyasi iktidarda kalma stratejisini yargı kurumu üzerinden oluşturmuştur ve kurmuştur. Hiçbir meşru dayanağının kalmadığı yerde bakidir ve bundan sonra da baki olacak bir doğrulamaya ihtiyaç duyduğunda yargıyı kullanıyor.”

20 Mayıs’a ertelendi

Ardından söz alan avukatlar da heyetin reddedildiğini hatırlatarak, “Bu nedenle acil işler dışında bir işlem yapamayacaksınız. Ancak tutukluluk incelemesi acil bir durum bu nedenle tutukluluk incelemesi yapmanızı istiyoruz” diyerek tahliye talebinde bulundu.

HDP’nin Kobani Davası’na dair hazırladığı kitapçığın da dosyaya dahil edilmesini isteyen avukatlar, bir sonraki duruşma için herkes için makul olacak bir tarihe verilmesini istedi.

Avukatların taleplerinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya 20 Mayıs’ta devam edilmek üzere ara verdi.

AİHM kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından 22 Aralık 2020’de eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “tahliye” kararında “Kobani için yapılan çağrılar şiddet çağrısı değil” yönünde karar verdi.

Kararda, ayrıca “HDP Genel Merkezi tarafından yapılan çağrılarla meydana gelen olaylar arasında nedensellik bağı bulunmadığı, söz konusu çağrıların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı” ifade edildi.




Önceki Haber
Şüpheli kadın ölümü: 21 yaşındaki Havva Nur Çalışkan ölü bulundu
Sonraki Haber
Şort giydiği bahanesiyle kadına saldıran Mahsun Tatar yeniden gözaltına alındı