Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne saldırmakla suçlanan eski SADAT üyesi gözaltına alındı.
3 Mart’ta Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne saldıran ve kendisini “eski bir SADAT üyesi” olarak tanıtan bir kişinin gözaltına alındığı açıklandı.
Fransız gazeteci Gauillaume Perrier gelişmeyi sosyal medya hesabından “kendisini SADAT’ın eski paralı askeri olarak tanıtan şüpheli Paris’te gözaltına alındı.” ifadesiyle duyurdu.
Ne olmuştu?
23 Aralık 2022’de aralarında Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nin de bulunduğu üç farklı yere saldırı düzenlenmiş ve en az üç kişi hayatını kaybetmişti. Üç kişiyi öldüren saldırgan, silahlı saldırı düzenlendiği kuaförde yakalanmıştı. William M. (69), cinayet ve cinayete teşebbüsten tutuklu yargılanıyor.
Saldırının düzenlendiği Paris’in 10. bölgesi, Türkiye’den giden göçmenlerin ve Kürtler’in yaşadığı; kafe, restoran ve kültür merkezi gibi yerlerde sosyalleştikleri bir bölge olarak biliniyordu.
Bu saldırının ardından Kültür Merkezi’nin önünde üç polis nöbet tutmaya başlamıştı. Fakat kendisini eski bir SADAT üyesi olarak tanıtan bu kişi, polis korumasına rağmen kültür merkezine saldırmıştı.
Saldırıda sanatçı Mir Perwer , Kürt siyasetçi Emine Kara ve Abdurrahman Kızıl hayatını kaybetmişti.
SADAT nedir, neden kuruldu?
SADAT 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından kuruldu. Şirketin kuruluş içeriğinde, uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi tanımlar yer alıyor.
Şirketin kurucu üyeleri, Savunma Danışmanlık’ın kısaltması olarak kullanılan ‘SADAT’ın Arapçada “seyitler” anlamına geldiği için bu ismi seçtiklerini ifade ediyor. SADAT’ın resmi internet sayfasındaki “misyonumuz” sayfasında, kurumun kuruluş sebebi şu ifadelerle açıklanıyor:
Uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı olmaktır.