Elazığ depremi: Dilek Sitesi davasında 23 sanığa hapis istemi
HABER MERKEZİ – Elazığ’da 24 Ocak’ta meydana gelen depremde Dilek Sitesi’nde oturan 14 kişinin yaşamını yitirmesine ilişkin soruşturmada 23 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede sanıklara “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24 Ocak’ta meydana gelen çok şiddetli deprem geniş bir bölgede hissedilirken, çok sayıda yapıda hasara neden olmuştu.
Depremde 37’si Elazığ’da, dördü Malatya’da olmak üzere toplam 41 kişi yaşamını yitirmişti.
Sürsürü Mahallesi’ndeki Dilek Sitesi’nde oturan 14 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 23 kişi hakkında Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlandı.
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede sanıklara, ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan ayrı ayrı iki yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Depreme ilişkin bilirkişi raporunun da yer aldığı iddianamede, şu ifadeye yer verildi:
Yapılan inceleme neticesinde taşınmaza ait onaylı betonarme projesinde, taşınmazın beton sınıfını ve çelik sınıfını belirtilmemiştir. Yürürlükteki 1975 deprem yönetmeliği dikkate alındığında, alınan beton ve karot numunelerinden elde edilen beton basınç değerlerinin BS16 değerlerinin bir miktar altında kalmıştır.
Taşınmaz projenin düzenlendiği tarihteki yürürlükteki deprem yönetmeliği dikkate alınarak düzenlenmesi nedeniyle deprem oluş tarihindeki yönetmeliği karşılamadığı anlaşılmıştır.
Kağıt üzerinde prosedür gereği yapılmış
Sanık Saim Barata, iddianamede yer alan savunmasında şunları söyledi:
Tamamen formaliteden yönetim kurulu üyesi olarak görünüyordum. Diğer üyeleri tanımıyorum. O tarihte yapılan işlemler tamamen kağıt üzerinde usul yerine getirilmesi amacıyla yapılıyordu.1992’da hissemi sattığım için işlerin takibini Mehmet Sönmez yapıyordu. İnşaatın yapımı ile ilgili hiçbir faaliyetim olmadı.
Sanıklardan Zülküf Aksagan da 1987 ve 1988 yıllarında kooperatife dahil olduğunu iddia ederek, üye olduğu dönemde Raif Yılmaz ve Şükrü Özer’in yönetimde olduğunu öne sürdü.
Zanlı Bülent Yılmaz ise vefat eden kooperatif kurucu üyesi Raif Yılmaz’ın oğlu olduğunu, kendisinin kooperatifle ilgili hiçbir alakasının olmadığını savundu.
Yılmaz, babasının ‘üye sayısı dolsun’ diye adını yazdırmış olabileceğini belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
El yordamıyla beton elde edilmiş
Sanıklardan teknik uygulama sorumlusu Mehmet Sönmez de hazırladığı projeyle Raif Yılmaz’ın inşaat yapım ruhsatını aldığını, gerekli kontroller yapılarak inşaatın temellerinin oluşturulduğunu, yapım süresi bitene kadar resmi olarak mühendis olarak görüldüğünü öne sürdü.
Sadece 1 blokun yapımında bulundum, diğer bloklar ile alakam yoktu. Hazır beton bulunmadığından el yordamıyla inşaat işçilerinin karmasıyla beton elde ediliyordu. İnşaatın yapımında bir kusurum yoktur. Teknik bir hatam söz konusu değildir.
İddianamenin değerlendirme ve sonuç kısmında ise şunlara yer verildi:
Dilek Yapı Kooperatifi’nin inşaatına 1987’de başlanarak 1994’te tamamlanmıştır. İnşaata yapı kullanma izni verilmiştir. 1987’de kurulan kooperatif, 1996’da feshedilmiştir.
Meydana gelen olay sebebiyle alınan bilirkişi raporuna göre inşaatın teknik uygulama sorumlusu (TUS) Mehmet Sönmez ve kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin ‘asli kusurlu’ oldukları tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu doğrultusunda şüphelilerin birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vererek, üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmıştır.
PAYLAŞ:
Tweet