Ana SayfaGüncel334 STÖ: Şiddet toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmekte

334 STÖ: Şiddet toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmekte

HABER MERKEZİ – Bölge Demokrasi Platformu çatısı altında ortak açıklama yapan 344 sivil toplum örgütü, “Politikaya hakim olan kutuplaştıran ve ayrıştırıcı dil, nihai olarak tüm toplum katmanlarına da nüfuz etmekte, şiddet, toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmektedir” açıklamasında bulundu.

Diyarbakır’da, 21 ilden 344 sivil toplum örgütünün yer aldığı Bölge Demokrasi Platformu, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde deklarasyonlarını açıklamak için bir araya geldi.

Burada yapılmak istenen basın açıklamasına polis izin vermeyince, açıklama Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapılmak istendi. Ancak polis, GGC’nin belediye ile olan kiralama protokolünün bittiği, dolayısı buranın kamu malı olduğunu belirterek açıklamaya izin vermedi.

Mezopotamya Ajansı’nın (MA) aktardığına göre basın metninin okunmasına izin verilmemesi üzerine, platform adına Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Hatun, kısa bir açıklama yaptı.

Hatun, ülkede başta anayasa tartışmaları olmak üzere hak ihlalleri ve ekonomiye ilişkin sivil toplum örgütü temsilcileri olarak açıklama yapmak istediklerini, ancak açıklamalarının engellendiğini söyledi.

Polisin açıklanmasına izin vermediği basın metni gazetecilere dağıtıldı.

“Demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anayasa”

Açıklamada, Covid-19 salgının otoriterleşme eğilimini tetiklediği kaydedilerek, hukuk devletinin denge denetleme yetkisinin kaybedildiği vurgulandı.

Kriz halinin Türkiye’de yoğun ve ağır yaşandığı dile getirilen açıklamada, Türkiye’nin adeta sürekli OHAL rejimine dönüştürüldüğü ifade edildi.

Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin sıralandığı açıklamada, “Politikaya hakim olan kutuplaştıran ve ayrıştırıcı dil, nihai olarak tüm toplum katmanlarına da nüfuz etmekte, şiddet, toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmektedir” denildi.

Vadeliden yeni anayasa tartışmalarının siyasal, sosyal ve ekonomik altyapısının olmadığı vurgulanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

Toplumun bu denli kutuplaştırıldığı, medyanın tekelleştiği, sivil toplumun boğulmaya çalışıldığı, medya ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğu, bir muhalefet partisi liderinin AİHM kararına rağmen hapiste tutulduğu, parti kapatmaların gündemde tutulduğu, kayyum atamalarının rutin bir idari uygulama haline geldiği, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının olmadığı bir dönemde, yeni bir anayasa yapmak mümkün olmadığı gibi yargı reformunun da bir inandırıcılığı ve toplumsal karşılığı bulunmamaktadır.

Yeni anayasa için öncelikle siyasette daha yapıcı bir dil kullanmak, yanı sıra yargı bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü gibi temel meselelerde hızlıca iyileştirmeler yapılmalıdır. Bu ‘yol temizlikleri’ yapıldıktan sonra Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anayasanın yapılmasına bizler de memnuniyetle destek ve katkı sunacağız.

“Tecrit ve izolasyon kaldırılmalı”

Yapılacak reform sonrası anayasanın gündeme alınması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, şunlar ifade edildi:

Anayasa yapılması sürecine ülkedeki siyasi partiler, Barolar, meslek odaları ve STK’ların dahil edilmesi başta Kürt meselesinde demokratik ve kalıcı barışın sağlanması açısından bir tercih değil, zorunluluktur.

Son olarak, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının bağlayıcılığı dikkate alınarak kararların derhal uygulanmasına, cezaevlerinde bulunan mahpusların sağlıklarının daha fazla tehlikeye girmemesi, açlık grevlerine yol açan koşulların ortadan kaldırılması için hükümet, adalet Bakanlığı ve ilgili kurumları hak ihlallerinin sonlandırarak ve her türlü tecrit ve izolasyonun kaldırılmasına yönelik bir an önce adım atmaya davet ediyoruz.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Beşiktaş Belediyesi işçileri de greve gidiyor
Sonraki Haber
Direnişlerinin 52'inci günü: Migros depo işçileri işten çıkarıldı