Özgür Gündem davası: Dayanışma suç değildir

HABER MERKEZİ – Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptıkları için yargılanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, dayanışmanın suç sayılmasına karşı çıkarak beraat talebinde bulundu.

Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan birer günlük “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldıkları için yargılanan ve haklarında verilen beraat kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye (RSF) Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin’in yeniden yargılandıkları dava başladı.

Çağlayan’daki İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesi sivil toplum örgütleri adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamaya Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, Barış Akademisyenleri, RSF temsilcileri de katıldı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, dava hakkında bilgi verdi.

‘Dayanışma sürecek’

Dayanışma kampanyasına katıldığı için sanık yapılan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “90’larda binası bombalanan, gazetecileri öldürülen Özgür Gündem’in yeniden saldırı altına olması ile birlikte biz onların yadırgadığı dayanışmayı sergiledik. Dayanışma cezasız kalmaz bu ülkede. İfade özgürlüğü her tarafta mümkün olmaz. O nedenle hızla bir cezalandırma süreci. Ama garip eşitsiz ve anlaşılmaz bir cezalandırma süreci oldu. Burada dostların dayanışmasını görüyoruz. Evet dayanışma esas. Biz cezasız kalmayacağını bile bile bu dayanışmayı başından beri sürdürüyoruz” dedi.

Ülkede sivil toplum örgütleri olarak dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu göstermek adına çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Fincancı, beraat kararının bozulmasına tepki gösterdi.

‘Bir çiçek ile bahar gelmez’

RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da yargılama süreçlerine dikkat çekti.

Hatırlarsanız gazeteciler gruplar halinde tutuklanıyor, gruplar halinde Çağlayan Adliyesi’ne getiriliyordu. Ben buradaki dosyaları takip ediyordum. Arkadaşlar bir çiçekle bahar gelmez. Çünkü bugün yüzlerce gazeteci yargı tacizi altında ya hapishanede ya da adli kontrol cezasında. Gazeteciler zaten sokakta hapishane ruhuyla yaşıyor ya da yurt dışı yasağı adı altında gazetecilik yapması engelleniyor. Bir çiçekle bahar gelmez çünkü beraat eden kişilerin dahi kesin bir şekilde beraat ettiklerinden emin olmadığı bir ülkede hukuk devleti yoktur.

‘Türkiye yargısından bir şey beklemiyorum’

Şebnem Korur Fincancı’nın TTB Başkanı seçilmesi ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef alınması ile beraat kararının bozulmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Önderoğlu, “Bugün mahkemeye çıkınca ne bekliyorsunuz sorusunu soracak olursanız ben Türkiye yargısından artık hiçbir şey beklemiyorum” dedi.

Açıklamanın ardından duruşma salonuna geçildi.

Beraatını talep etti 

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmaya Şebnem Korur Fincancı ile Gazeteci Erol Önderoğlu katılırken, Yazar Ahmet Nesin yurtdışında olmasından kaynaklı duruşmaya katılamadı.

Avukatların da hazır bulunduğu duruşmada savunma yapan Önderoğlu, istinaf mahkemesinin bozma kararını kabul etmediğini belirterek, kararın bozulmasının niyete aykırı olduğunu söyledi.

Önderoğlu, hakkında yeniden beraat kararı verilmesini istedi.

‘Dayanışma suç değildir’

Şebnem Korur Fincancı da hukukun üstünlüğünün kaldırıldığına vurgu yaparak, “Özgür Gündem Gazetesi de örneklerden biri. Dayanışma ve ifade özgürlüğü yurttaş olma sorumluluğudur. Yurttaş olarak sorunluluğumuzu yerine getirdik. Bunu yapınca da hak ihlaline maruz kaldık. Ayrıca beraat kararından 1 yıl sonra bozulma kararının verilmesi manidardır. Kararın verildiği dönem TTB Merkez Konseyi Başkanı adayıydım ve salgına karşı mücadele ediyorduk. Kararın bu tarihe denk gelmesi de manidardır. İfade özgürlüğü temel hakkımızdır. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. İfade özgürlüğü ve dayanışma suç değildir. Beratımı istiyorum” ifadelerini kullandı.

Avukatlar da dayanışma ve ifade özgürlüğünün suç olmadığını belirterek, beraat talebinde bulundu.

Savunmaların ardından mahkeme heyeti, İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunan dosya ile 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın birleştirilmesine karar vererek duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi.