Her yönüyle Kürt Z Kuşağı: Neye ilgi gösteriyor, neyi izliyor, siyaseten nerede duruyor?

Her yönüyle Kürt Z Kuşağı: Neye ilgi gösteriyor, neyi izliyor, siyaseten nerede duruyor?

Spectrum House’nin Kürt Z Kuşağı üzerine yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar elde edildi. Türkiye’deki diğer Z Kuşağı gibi ülkeyi terk etmek istiyorlar. Özellikle kendilerine yapılan ayrımcılıktan şikayetçiler ve ekonomik durum, işsizlik gibi kaygılar gençleri umutsuzluğa itiyor. Kürt Z Kuşağı, AKP’den uzak dururken, en çok HDP’ye ilgi gösteriyor. Haberleri internetten takip ediyorlar. Gazete okuma oranı düşse de en çok okunan gazete Yeni Yaşam. 

Spectrum House, genç bir nüfusa sahip olan Kürt toplumunda gençlik dinamizmini anlamak, Kürt Z kuşağının sosyo-politik ve sosyo-kültürel eğilimlerini ölçmek, iletişim ve yeni medya araçlarıyla ilişkisini ortaya koymak, politikaya dair tahayyüllerini, geleceğe dair tasavvurlarını, kaygı, endişe ve memnuniyet durumlarını kavramaya odaklanan bir araştırma yürüttü.

Dr. Azad Barış, Dr. Tulin Johansson, Zeki Gürür, Ebru Özdemir, Özgür Öktem. Hunav Altun ve Dr. Barış Öktem’den oluşan ekip tarafından yürütülen araştırmada Kürt Z Kuşağı’nı anlamak için önemli verilere elde edildi.

Araştırma bin 12 Kürt genci ile yapıldı. Saha çalışması yüz yüze anket yöntemiyle Kürt illerinde ve batı illerinde olmak üzere 2 temel bölgede gerçekleştirildi. Kürt illeri olarak Diyarbakır, Van ve Şırnak tercih edilirken, batıdan ise Kürt nüfusunun yoğun şekilde yaşadığı İstanbul ve İzmir seçildi.

Şehir dağılımı


Yaş durumu

Araştırma 18-25 yaş aralığı, örneklemin yüzde 95,8’ini oluşturmakta.

Cinsiyet dağılımı
Araştırma boyunca katılımcılar arasında kadın-erkek eşitliği gözetilmeye çalışıldı, katılımcıların yüzde 52’si kadınlardan yüzde 48’i ise erkeklerden oluşmuştu.

Eğitim durumu
Çalışmaya katılan gençlerin yüzde 57,9’u lise öğrencisi/mezunu, yüzde 20,4’ü üniversite öğrencisi/mezunu, yüzde 21,7’si ise ortaokul mezunu ve altı olarak dağıldı.

Hanehalkı dağılımı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de ortalama hane halkı büyüklüğü 3,3 kişi iken, Kürt illerinde bu ortalama 4,11 kişinin üzerine çıkmakta. Örneklemin hane halkı büyüklüğüne baktığımızda ise ortalama 5,3 kişi çıktığı görülüyor. Bu sonuç Kürtlerin hane halkı sayısının yüksekliğini halen korumakta olduğunu göstermekte.

Gelir durumu

Araştırmaya katılan gençlere bir ayda ellerine geçen gelirin yaklaşık ne kadar olduğu soruldu. Araştırma Kürt gençlerin yarısından fazlasının temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir gelire sahip olduklarını gösteriyor.

Televizyon izleme alışkanlıkları

Araştırmamıza katılan gençlere günde ne kadar süre televizyon izlediklerini sorulduğunda yüzde 28’i hiç izlemediğini belirtti. RTÜK’ün 2018 yılı araştırmasına göre, Türkiye’de günlük ortalama televizyon izleme süresi 3 saat 34 dakikadır. Bu durum göz önüne alındığında Kürt gençlerinin televizyon izleme oranlarında belirgin bir düşüş olduğu görülüyor.

En çok izlenen televizyon kanalı

Televizyon izlediğini söyleyen gençler arasında en çok izlenen televizyon kanalı yüzde 22,8 ile Fox TV’dir. Kürt gençlerin Kürt medyasına olan ilgisinin azlığı da dikkat çekmektedir. Ancak bundan sansürün ve baskı ortamının etkili olduğu düşünülüyor.

Basılı gazete okuma alışkanlıkları

Kürt gençlerine basılı gazete okuyup okumadıklarını sorduğumuzda yüzde 86,1’i basılı gazete okumadığını belirtti. Tüm toplumda gittikçe düşüş gösteren gazete okumama eğiliminin Kürt gençler arasında iyice belirginleştiği görülmekte.

En çok Yeni Yaşam okunuyor

Gazete okuduğunu belirten gençlerin büyük çoğunluğunun Kürt medya platformlarından biri olan Yeni Yaşam Gazetesi’ni takip ettiği görülmekte.

İnternet kullanımı

Araştırmaya katılan Kürt gençlerin verdikleri cevaplara bakıldığında interneti hiç kullanmadığını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 5,4. Bu da artık gençler arasında geleneksel kitle iletişim araçlarının yerini internetin aldığını gösteriyor.

Bilgi kaynağı

Toplumsal ve siyasi bilgi edinme kaynağı olarak katılımcıların neredeyse yarısı (yüzde 48) sosyal medya araçlarını tercih ediyor.

Kitap okuma alışkanlığı

Kitap okuma alışkanlıklarına bakıldığında Kürt Z Kuşağı’nın yüzde 35 gibi yüksek bir oranın hiç kitap okumadığını gösteriyor.

Yaşamdan memnuniyet

Araştırmanın bu bölümünde öncelikle gençlerin hayatlarından ne kadar memnun olduklarını değerlendirmeleri istendi. Araştırmaya katılanların çoğunluğu hayatından memnun olmadığını belirtti.

Yaşanılan şehirden memnuniyet

Katılımcıların dörtte üçü yaşadıkları şehirden memnun olmadığını ifade etti. Şehirler açısından memnuniyetsizliğin en yüksek olduğu yer yüzde 58,8 ile Şırnak olarak ön plana çıkmakta.

Yaşanılan şehirden memnun olmama sebepleri

Yaşanılan şehirden memnun olmama nedenlerine bakıldığında ülkenin genel durumuna benzer şekilde “ekonomik sıkıntı”nın diğer seçeneklere göre bu memnuniyetsizlikte belirleyici olduğu ön plana çıkmakta.

Yaşadığınız şehirde neyi değiştirmek isterdiniz?

Yaşanılan şehirde değiştirmek istediğiniz hususlar konusu Batı ve Kürt illerinde şehirlerin büyüklük ve imkânlarına göre oldukça değişkenlik gösteriyor.

Türkiye’yi güvenli görmüyorlar

Kürt gençlerine “Türkiye’yi yaşamak için güvenli buluyor musunuz?” diye sorulduğunda yüzde 63,2 gibi yüksek bir oran Türkiye’yi yaşamak için güvenli bulmadığını belirtiyor.

Gençler yurtdışında yaşamak istiyor

Birçok araştırma ile desteklenen bir diğer veri ise Kürt gençlerinin de farklı etnik gruba mensup gençlerin tercihlerine benzer şekilde yurt dışında yaşama isteğinin çok yüksek çıkmış olması.

Cumhurbaşkanına güven düşük

Kürt gençleri arasında Cumhurbaşkanlığına güven yüzde 15. Güvensizlik ise yüzde 64 olarak ölçüldü.


Gerçekleştirmek istedikleri hayaller

Kürt gençlerinin gerçekleştirmek istediği en büyük hayallerine bakıldığında yüzde 70’e yakın bir kısmının “iyi bir kariyer” ve “yurt dışına gitmek” cevabını verdiği görülmekte.


Güvensizlik kaynakları

Kürt Z Kuşağı’nın güvensizlik kaynaklarına bakıldığında yüzde 50’ye yakın bir kısmının “işsizlik” ve “kişisel gelecek kaygısı” gibi bireysel kaygılarının ön planda olduğunu görülüyor.


Endişe kaynağı

Kürt gençlerinin endişe kaynaklarına bakıldığında genç erkeklerin “toplumsal kutuplaşma” ve “savaş ve çatışmalar” konusunda oldukça endişeli oldukları görülüyor.

Kimlik aidiyeti

Gençlerin dörtte üçü kendilerini etnik bir kimliğe ait hissettiklerini söylemişlerdir. Kürt gençlerin yüksek oranda etnik kimliklerine aidiyet hissetmeleri bu kimlikle güçlü ilişkileri olduğunu, özdeşleştiklerini ve halen bunu korumakta olduklarına işaret etmekte.

Kürtçe ve Türkçe konuşuyorlar 

Katılımcılara evde hangi dil ya da dilleri konuştukları sorulduğunda yüzde 86’sı evde Kürtçe konuşulduğunu belirtmiştir. Ancak bunu evde sadece Kürtçe konuşulduğu olarak yorumlamak mümkün değildir. Çünkü yüzde 84 oranında Türkçe cevabı verilmiştir. Buradan gençlerin aile içi iletişimlerinin iki dilli bir şekilde kurulduğunu belirtmek mümkün.

Araştırmaya göre, Kürt Z Kuşağı’nın kendilerinden önceki kuşaklardan çok daha fazla Kürtçe-Türkçe olarak çok dillileştiğini belirtmek mümkün.

Algılanan ayrımcılık

Ayrımcılık sorularına verilen yanıtlarda ise dörtte üç gibi yüksek bir oran ayrımcılığa uğradığını, bu ayrımcılığı kimliğe daralttığımızda ise katılımcıların yüzde 61,9’unun evet yanıtı verdiği görülmekte.

Kurumlarda ayrımcılık

Katılımcılar, ayrımcılık olan kurumlara dair verilen cevaplarda “genel toplum” ön plana çıkarken, bunu medya ve mahkemeler takip etti.

Din araştırması 

Dine aidiyet ile ilgili soruya ise Kürt gençler dörtte üç oranında “kendilerini bir dine ait hissettiklerini” belirtiyor. Bununla beraber kendilerini dindar olarak görüp görmedikleri sorulduğunda ise yüzde 52,8’i “dindar olmadığını” söylüyor.

Kürt Z Kuşağı: Politik mi, apolitik mi, depolitik mi?

Dünyadaki akran kuşakları gibi Kürt gençleri de politik, apolitik ve depolitik gibi kategoriler bağlamında bu genel çerçeve içinde değerlendirilebilir.

Araştırma Kürt Z Kuşağı’nın siyasete ilgi duymadığını ortaya koysa da araştırmayı yapan ekip bu konuya şu özel notu düşüyor.

Bu kuşağın politik tutumu veya siyasi yönelimini “herhangi bir partiye üye misiniz?” sorusuyla “ülkede öncelikle neyi değiştirmek istersiniz?” sorularının sonucunda ortaya çıkan bulguların bileşiminden görebilmek mümkündür. “Herhangi bir siyasi partiye üye değilim” diyenlerin oranı yüzde 89 iken ülkede ilk değiştirmek istedikleri şeyin “yönetim sistemi” olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 52,3’tür ve bu oran ilk soruya verdikleri yanıta göre oldukça yüksektir. Dolayısıyla bu iki soruya verilen cevaplar ve alt kırımlarından da anlaşıldığı üzere söz konusu kuşağın apolitik olmadığı ve depolitik bir tercihte bulunduğu anlaşılmaktadır. Lakin apolitik mefhum “siyasi tutum, içerik veya önyargı olmaksızın, politik olarak nötr” olarak tanımlanırken, depolitik kavramı mevcut siyasi merkezin dışında kendi irade rızasıyla olup bitenlere müdahale etme istencidir. Bu bakımından Kürt Z kuşağı için depolitik önermesinin bu kuşağın karakteristik özelliklerini ortaya koymasından ve politik alanla ilişkilerini göstermesi açısından geçerli bir önerme olabileceğini ifade etmek mümkündür.

Apolitik olmak aynı zamanda toplumsal veya siyasal konularda ilgisiz veya antipati içeren bir yaklaşıma sahip olmama ile eşdeğer bir kültürdür. Bu kültür hem kurgusal hem de iletişim stratejisi nedeniyle dijital kuşağın habitusunun içinde kalan bir yeniden kültürleme halidir. Politik olanla depolitik olan arasındaki en önemli ayrımlardan biri tam da bu bağlamda berraklaşmaktadır. Çünkü olup biten karşısında etkin özne olarak refleks gösterip göstermeme meselesi söz konusu bu yeni kültürleme alanının içindedir ve hangi biçimi alacağı ise dışavurumunda kendini ortaya koymaktadır. Tarihsel ve toplumsal nedenlerden ötürü ideolojik ve sınıfsal refleksleri sınırlı da olsa bu kuşağın ruhuna uygun net bir anti otoriterlik kültürünün de söz konusu olduğu görülmektedir. Bir diğer ilginç durum ise katılımcıların yüzde 55’i kendilerini HDP’ye yakın hissetmelerine rağmen herhangi bir siyasal kimlik ile tanımlamamış olmalarıdır. O nedenle Kürt Z kuşağını düz bir mantık üzerinde apolitik olarak sınıflandırmak doğru bir tanımlama olmayacaktır. İçinde şekillendiği sosyolojik olgulardan hareketle bu kuşağı apolitik olarak tanımlamak yerine depolitik bir kuşak olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.

Siyasete ilgi

“Siyasete ne kadar ilgi duyuyorsunuz?” sorusuna katılımcıların sadece yüzde 19,3’u “ilgi duyarım” şeklinde cevap verdi.

Yakın hissettiği parti

Kürt Z Kuşağı’nın ilgi duyduğu partiler içinde açık ara HDP ön plana çıkarken, kendinden önceki kuşakların aksine Kürt geçlerinin CHP’yi AKP’den daha çok tercih ettikleri görülüyor.

Türkiye’de demokrasinin işleyişi

“Türkiye’de demokratik işleyişten ne kadar memnunsunuz?” sorusuna ise katılımcıların dörtte üçünden fazlası (belirgin bir şekilde memnun olmadığını söylemiştir.

Ülkede gittikçe artan otoriterleşme eğilimi, kutuplaştırma siyaseti ve demokratik standartların gittikçe düşürülmesi gençlerin demokratik işleyişten memnuniyetlerini de büyük oranda belirlemektedir.

Cumhurbaşkanlığı Seçimi (1. Tur)

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?” sorusuna Kürt gençleri yüzde 39,4 oranında Selahattin Demirtaş cevabını verdi.

İmamoğlu öne çıktı

Millet İttifakı’nın olası adayları içinde ise ilk tur için en popüler aday Ekrem İmamoğlu olurken, İmamoğlu’nu Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu izledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi (2. Tur)

Kürt gençlerine ilk turda destekledikleri adayın seçimi kazanmaması ve seçimin ikinci tura kalması durumunda kimi destekleyeceklerini sorduğumuzda Demirtaş’a verilen desteğin ikinci turda yüzde 10’a düştüğü ve parti yönlendirmesinin de yüzde 22,7 olduğu sonucu çıkmaktadır.

İkinci tur için de İmamoğlu

İkinci tur için Z Kuşağı yine olası Millet İttifakı adayları içinde Ekrem İmamoğlu’nu tercih ederken, ilk turun aksine ikinci sıraya Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış, Mansur Yavaş ise 4’üncü sıraya gerilemiştir. Üçüncü sıraya ise Meral Akşener yükselmiştir.

Bir Ülke lideri nasıl olmalıdır

Ülke liderinin en önemli özelliği sorulduğunda “adil”, “tarafsız”, “özgürlükçü” cevaplarının yüzde 30’un üstünde olduğunu ve ardından “eğitimli” ve “genç” olmasının tercih edildiğini görülüyor.

Neyi değiştirdiniz

Gücünüz olsa ülkede ilk neyi değiştirmek istersiniz sorusuna katılımcıların yarısından fazlası “yönetim sistemi” cevabını verdi.

2017 yılından sonra uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gençler tarafından benimsenmediği ve yaşadıkları sorunların kaynağı olarak görüldüğü ve buna bağlı olarak da ilk olarak sistemin değiştirilmeye çalışılması politik bilinç açısından dikkate değerdir. Siyasete olan ilgisini oldukça düşük olduğunu beyan eden katılımcıların yönetim sistemini değiştirmeye çalışmaları, üzerinde dikkatle durulması gereken bir nokta olarak durmaktadır. “Yönetim sistemi” ile “Anayasa”yı değiştirme isteğinin yüzde 82’ye yakın olması her 10 gençten 8’inin yaşadıkları sorunların kaynağı olarak gördükleri konuları göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca bu tercihlerini “adalet”, “ayrımcılık” gibi olgular ile birlikte düşünmekte fayda vardır.

Sonuç ve öneriler

Yapılan geniş kapsamlı araştırma su sonuç öne önerilerle sona eriyor:

  • Kürt genç kuşağının sosyokültürel, sosyoekonomik ve sosyopolitik dinamiklerini anlamaya odaklanan bu çalışma, Kürt Z kuşağının kendinden önceki, kendinden sonraki ve kendi kuşağı arasındaki ilişki, etkileşimi ve dijitalizasyon ile iletişim teknolojisinin bu kuşak üzerindeki etkilerini “demografi, eğitim durumu, istihdam, gelir durumu”, “medya tercihleri”, “gündelik ve toplumsal yaşam”, “etnik kimlik, din ve ayrımcılık” ve “siyaset” olmak üzere 5 temel başlıkta irdelemektedir.
  • Kürt Z Kuşağı, dünyadaki akranlarına benzer şekilde homojen bir bütünsellik taşımamakta, farklı sosyal ve ekonomik sınıflar, kültürel değişkenler ve siyasal eğilimler taşıyan bir grup olarak ülkedeki siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin sonuçlarından önemli oranda etkilenen bir kuşak olarak ön plana çıkmaktadır. Bu durum Türkiye’de mevcut tabloya paralel olarak gençlerin önceliklerini, hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak açısından önem taşımaktadır.
  • Kürt Z Kuşağı’nın en temel sorunları olarak, ekonomik sorunlar ön plana çıkmakta ve bu durum gençlerin endişe, korku memnuniyet/sizlik ve geleceğe dair tasavvurlarını önemli oranda etkilemektedir. Bu durum politika yapıcıların, siyasi partilerin, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının geleceğin inşasında gençlerin, işsizlik, gelecek kaygısı gibi temel sorunlarını merkeze alan çalışmalar yapmasını zorunlu kılmaktadır.
  • Kürt genç kadınların en büyük endişe kaynakları olarak ilk 2 sırayı “kadın cinayetleri” ve “cinsel taciz”in alması kadınlar ve erkekler arasındaki ezme, ezilme, sömürme ve sömürülme ilişkisi sonucunda ortaya çıkan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınlar üzerinde bıraktığı etkiyi gün yüzüne çıkarmaktadır. Son dönemlerde kadına karşı uygulanan şiddet vakalarında uygulanan cezasızlık politikaları, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesine dair en ayrıntılı ve bağlayıcı uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tek taraflı çekilme kararı gibi kararlar genç kadınların bu konulardaki endişelerini iyice artırmış ve güvencesiz bırakmış gözükmektedir. Kadınların kendilerini güvenli bir toplumda hissedebilmeleri için acilen eşitlik, adalet ve şiddetle mücadele bağlamında güçlü normların konması, yasaların çıkarılması ve politikalar üretilmesi gerekmektedir.
  • Kürt meselesinin çözümsüz bırakılması özellikle gençler üzerinde çok boyutlu etkilere neden olmaktadır. Tarihsel bir sorun olarak Kürt meselesinin çözümsüzlüğü, savaş, çatışma ve kutuplaştırma siyasetinin gençlerin gündelik hayatlarını, sosyal ilişkilerini ve gelecek tahayyüllerini etkileyen önemli bir sorun olarak ön plana çıkmaktadır.
  • Kürt Z kuşağı özellikle son yedi yılda tekrar uygulamaya konulan çatışma koşullarından dolayı daha içe kapanık ve bireysel tepkiler gösterme eğilimi taşımaktadır. Denetim, kontrol ve gözetim mekanizmalarının yoğunlaştırılması, algılanabilir ayrımcılığın gündelik hayatı etkilediği bir ortamda gençlerin politik alanla ilişkisi de farklılaşmaktadır.
  • Kürt Z kuşağı, dijitalleşme ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerin sonuçlarından önemli oranda etkilenen ve yeni bir dijital habitus içinde, birey, toplum, kültür, politika ve örgütlülük gibi alanlarda “içselleştirilen eğilimler” göstermektedir. Genç kuşak alışılageldik reflekslerden farklı olarak, bu habitus içinde yeni reaksiyonlar geliştirmekte, yeni kodlar kurmakta, yeni bir üretim-tüketim ve duygu ekonomisi inşa etmektedir. Bu durum Z kuşağı başta olmak üzere, genç kuşakların anlaşılmasında önemli bir parametre oluşturmaktadır.
  • Kürt Z kuşağının yeni medya ve dijital platformlarla ilişkisine baktığımızda TV, radyo ve basılı gazete yerine, dijital medya araçlarına eğilimin belirgin bir şekilde artış gösterdiği görülmektedir. Sosyal ve siyasal enformasyon kaynaklarıyla ilgili bu değişim, gençlerle iletişim ve etkileşim kurma konusunda dijital medya araçlarının önemini göstermektedir. Bu durum gençlik politikalarının inşasında ve yeni siyasal iletişim stratejilerinin belirlenmesinde dikkate değer bir gelişme olarak ön plana çıkmaktadır.
  • Hem uygulanan otoriter politikaların sonuçlarından dolayı hem de dijital iletişimin çeşitlendirdiği yeni sosyalleşme biçimleri, yeni grup ilişkileri ve yeni politizasyon nosyonu gençlerin klasik anlamda politik alanla ilişkisini büyük oranda dönüştürmüştür. Ortaya çıkan tabloda Kürt gençlerinde depolitik tutumun geliştiğini görmekteyiz. Gençler büyük oranda politik alanın dışında durmamakta ve politik bilinç ile ilgili tepkiler göstermektedir. Bu durum özellikle siyaset yapıcılar açısından bu değişimin dinamiklerini anlamayı oldukça önemli kılmaktadır.
  • Hem dünyada hem de Türkiye’deki genç kuşaklarda görüldüğü gibi, Kürt Z kuşağında da din algısı ve ibadet gibi mefhumlarda büyük bir değişim ve dönüşümün gerçekleştiği görülmektedir. Kendinden önceki kuşaklarla belirgin bir farklılık ortaya koyan bu durum, gençlerin farklı düşünce, inanç ve aidiyetlerle ilgili daha çeşitli ve çoğulcu eğilimini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
  • Genç kuşaklarla ondan önceki kuşaklar arasında temel ve yapısal bir sorun olan gerontokratik hiyerarşi ve karar alma süreçlerinde yaş kategorisinin belirleyici olması, Kürt Z kuşağının da kendinden önceki kuşaklarla yaşadığı sorunlardan biri olarak ön plana çıkmaktadır. Yapısal olan bu durum, özellikle dijital iletişim teknolojisinin gelişimi, yeni sosyalleşme alanı ve grup ilişkilerinin değişimi dolayısıyla Kürt Z kuşağının sivil toplum örgütlerine, derneklere ve siyasi partiler gibi kolektif yapılarla ilişkisini de dönüştürmektedir. Bu durum ilgili yapıların, gençlerin bu konuda yaşadığı güvensizlik, muhafazakârlık gibi kaygılarını gidermesini ve daha kapsayıcı olmasının önemini göstermektedir.
  • Yaptığımız çalışmada Kürt Z kuşağının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ve bu yeni sistemin asker, polis, yargı gibi kurumlarına ve bir bütün olarak bürokrasiye güvenlerinin oldukça düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum gençlerin geleceğe dair tasavvurlarını önemli oranda etkilemekte ve gençlerin büyük çoğunluğunun yurtdışına gitmeyi istemesiyle sonuçlanmaktadır.
HABER MERKEZİ