Kimilerine göre Hazreti Fatma’nın tacize karşı isyanı kimine göre ise bereketin imgesi. Ama her daim yıllara direnen bir sanat: Deq. Mezopotamya’nın kadim kültürü deqin yok olmasına karşı yola çıkanlardan biri de Fatma Temel. Bir hayat felsefesi olan deqi işliyor bedenlere, usta bir sanatçı inceliğiyle. “Kadınlar bir isyan biçimi olarak kullanmış bir dönem deqi. Dile getiremediği duyguları, yaşadıklarını bedenlerinde açığa çıkarmışlar”
Nakış nakış işlenen binlerce yıllık bir gelenek; Deq.
Kimi zaman kadınların tacize karşı isyanı kimi zamansa güneşin kutsallığını simgeleyen motifler işlenmiş bedenlere.
Yöntemi ve anlamı kendine has olan deq, bilhassa kadınların dünyasında söyleyemediklerinin yansıması olmuş.
Mezopotamya halklarıyla özdeşleşen deqin öğretmenleri ise bu sanatı büyüklerinden öğrenen kadınlar, okulları da birbirlerinin evleri olmuş.
Mardinli bir kadın olan Fatma Temel şimdi bu okulları evden çıkarıp bir atölyeye dönüştürdü.
25 yaşındaki Temel, 2017’nin sonlarında Mardin’deki köyünde merak saldığını söylüyor bu sanata.
Bizim köyde deqi olan kadınlara soruyordum, ‘Ne için yaptınız, anlamı var mı, nasıl yapıyorsunuz?’ diye. Anne sütü ve kül kullanarak, iğneyle derinin altına işlediklerini anlattılar. Anlamlarını bilmediklerini, süs için yaptıklarını söylüyorlardı. Ancak bu cevap beni tatmin etmemişti.
İlk dönemde motiflerin anlamlarına ayrıntılı şekilde ulaşamayan Temel, önce yapım tekniğini öğrenerek başlıyor. Ve üniversite için Diyarbakır’a geldiğinde hem deqin tarihini araştırmaya hem de çevresindeki arkadaşlarına yapmaya başlıyor.
Kutsal ateş ve bereket
Temel, deq atölyesi açma sürecini ise şöyle anlatıyor:
Anne sütü ve isin neden kullanıldığını öğrenince daha çok ilgimi çekmeye başladı. İlk deqlerimden birini kendi çeneme yaptım. İnsanların ilgisini çekti ve birçok kişiye yaptım. Yok olmaya yüz tutmuş bir gelenek olduğu için insanların ilgisini çekti. Ben bir deq atölyesi açmaya karar verdim. Atölyeyi açtıktan sonra benim çalışmalarım, araştırmalarım daha da yoğunlaştı. Deqin tarihi ve anlamı üzerine çok az kaynak var. Bunlar da tatmin edici kaynaklar değil. Anne sütü ve isin neden kullandığını öğrendiğimde çok etkilendim. Bunu da Mezopotamya ve Kürt mitolojisine dair kaynaklardan öğrenip, derledim bilgileri.
Peki neden anne sütü ve is tercih ediliyor deq için? Temel şöyle açıklıyor:
Kürtler de Ezidilik’ten gelme bir gelenek bu. İsin kullanım sebebi; kutsal tapınaktaki -mesale Laleş’teki tapınaktaki- o kutsal ateşin yandıktan sonraki kalan isi, yani kutsal ateşi temsil ediyor. Anne sütünün kullanılma nedeni ise mitolojik olarak kız çocuğu doğurmuş annenin sütünün, tanrıça Anahita tarafından korunduğuna inanılıyormuş. Aynı zamanda bereketi getirdiğine de inanılıyor. Tabii farklı teknikler de var. Keçi, kedi sütü, hayvan ödü gibi. Ama en çok anne sütü ve is kullanılıyor.
‘Hazreti Fatma’nın tacize isyanı’
Deqin ne zaman ortaya çıktığına dair net bir bilgi yok. Ancak Temel, ulaştığı bilgiler ışığında deqin doğuşunu şöyle anlatıyor:
Bir rivayete göre Hazreti Fatma cinsel tacize maruz kalmış. O da buna karşı bir tepki, isyan olarak dudaklarına ve çenesine deq yapmış. Diğer kadınlar da ona destek olmak için yaptırmış. Kadınlar bir isyan biçimi olarak kullanmış bir dönem deqi. Dile getiremediği duyguları, yaşadıklarını bedenlerinde açığa çıkarmışlar.
Mezopotamya’dan Uzakdoğu’ya geleneksel dövmeler
Mezopotamya ile simgeleşen deqin dünyada pek çok halkın yaptığını söylüyor Temel:
Uzak Doğu’da bir kadın var. Hatta dünyada yaşayan en yaşlı tattoocu olarak biliniyor. Onların da geleneksel yöntemleri var. Kömür ve su kullanıyorlar, iğne yerine de bir bitkinin dikenlerini kullanıyorlar. Başka bölgelerde geleneksel figürleri bambularla yapanlar var. Bizimkini özel kılan ise yapım tekniği ve motifler. Herkes kutsal bulduğu şeyleri motiflemiş. Mesela güneş, pezkovî, taç, ayna gibi. Şaman ve pagan motifleri var. Güneş, Kürtlerde kutsal olan bir motif. Bilginin, yaşamın kaynağı, koruyucu. Taç, gücü ve asaleti sembolize ediyor. Dağ keçisi motifi direnişi ve doğurganlığı temsil ediyor. Farklı kültür ve halkların farklı motifleri var.
Suçlulardan asillere deqin yolculuğu
“İnsanlar tılsım gibi kullanmış aslında deqi” diyen Temel, dönem dönem farklı anlamlar için yapıldığını da anlatıyor.
Belirli dönemlerde farklı şekillerde kullanılmış. Mesela bir dönemde suçluları deşifre etmek için yapılmış. Bir dönem ticaret için kullanılmış. Bir dönem asiller kullanmış. Ne kadar çok deqin varsa o kadar asilsin anlamına geliyormuş. Dönem dönem yapılma amacı değişse de hepsinin bir anlamı var. Mesela sağlık, kısmet doğurganlık, bereket, mutluluk için. Her bir motifin bir anlamı var. Ama motiflerin anlamı da yöreden yöreye değişiyor. Mardin’deki güneş motifinin anlamı nazardan korunmakken, Urfa’da farklı bir anlam taşıyor. İşte bu bilgilere erişmek çok zor oluyor.
‘Kuma gelmesin diye yaptım ama geldi’
Deqi olan teyzelere sorduğumda, gençken yaptık diyorlar. Ama mesela saha çalışması yaptığımda konuştukça, güven bağı kuruldukça neden yaptıklarını anlatıyorlar. Nazara karşı yapan var, üstüne kuma gelmesin diye yapan var, el lezzeti için de yapan var. Urfa’da avcunun üzerinde üç nokta deqi olan bir kadın, bunu üzerine kuma gelmesin diye yaptığını söyledi. Sonra ne olduğunu sordum, kuma gelmiş. Bu trajikomik bir hikayeydi ama ben de motiflerin enerjisine inanıyorum.
Bir kültürün yaşatılması
Şu anda ise atölyeye gelenlerden bazılarının popüler kültürün etkisiyle, bazılarının da kültürün devam etmesi için deq yaptırdığını söylüyor.
Ben yapmaya başladığım zaman kimse yoktu açıkçası, atölye benzeri bir yerde yapan bildiğim kadarıyla yapan yoktu. Olanlar da normal dövme şeklinde yapıyorlardı. Ama benden sonra da geleneksel yöntemlerle yapan arkadaşlar oldu. Bu beni mutlu ediyor tabi. Çünkü bu kültür aynı zamanda artık bitme noktasına gelmişken devam ediyor. Konuştuğum teyzeler mesela 10 yaşında başlamışlar deq yapmaya. İlk çocuklara nazar değmesin diye tek nokta motifi yapılıyor. Anneme de yapılmış uzun ömürlü olsun diye.
Deqin daha çok kadınlara ait bir sanat olduğunu belirten Temel, “Kürtler için söylersem deqi olanların çoğu, yüzde 70’i kadın. Çok nadir erkeklerde var” diyor.
Temel’in ilerideki hedefi ise hem Mezopotamya mitolojilerinden beslenip hem de deq yapan insanlarla röportaj yapmak ve bu motifleri arşivlemek.