Ana SayfaGüncelKobani Davası: Hukuki değil siyasi bir dava

Kobani Davası: Hukuki değil siyasi bir dava

HABER MERKEZİ – HDP’li siyasetçilerin ‘sanık’ konumunda bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani Davası’nın ilk duruşması görüldü. Savunma avukatlarının önemli bir kısmının duruşma salonu dışında bırakılması üzerine içerideki avukatlar salonu terk etti. Buna rağmen mahkeme başkanı kimlik tespitine geçti. Daha sonra tüm avukatlar engellemelere rağmen salona girdi. Ancak talepler reddedildi, iddianamenin okunması aşamasına geçildi ve avukatlar yeniden salonu terk etti. Reddi hakim taleplerini reddeden mahkeme, duruşmayı 3 Mayıs’a erteledi. Duruşma öncesi açıklama yapan HDP eşbaşkanları ise “Bu hukuki değil siyasi bir davadır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

IŞİD’in Kobani’ye saldırdığı Ekim 2014’te “sınırın insani yardımlar için açılması ve IŞİD’e verilen desteğin sona erdirilmesi” amacıyla Türkiye’de başlayan protestolardan HDP sorumlu tutularak 6 yıl sonra açılan davanın ilk duruşması saat 09:30’da Sincan Cezaevi Adliyesi’nde başladı.

Tutuklu siyasetçiler Günay Kubilay, Alp Altınörs, Beyza Üstün, Emine Ayna, Bircan Yorulmaz, Ali Ürküt, Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncel, Bülent Parmaksız, İbrahim Binici, İsmail Şengül, Mesut Bağcık, Nezir Çakan, Zeki Çelik, Ayşe Yağcı, Berfin Köse, Meryem Adıbelli, Pervin Oduncu ve Dilek Yağlı duruşma salonunda yerini aldı.

HDP’nin Meclis Grubu’yla katıldığı duruşmayı, yurt dışından heyetler, baro başkanı ve temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütlerinden de çok sayıda kişi takip etti.

Avukat ve baro başkanlarına engel

Davada 100 kişilik avukat sınırlaması olduğunu söyleyen güvenlik güçleri, aralarında baro başkanlarının da olduğu 60 kadar avukatın içeriye alınmasına izin vermedi. Savunma avukatlarının önemli bir kısmı duruşma salonu dışında bırakıldı.

Duruşmayı izleyici salonundan takip etmeleri istenen avukatların itirazı üzerine arbede yaşandı.

Mahkeme heyetinin salona girmesi sonrası avukatlar, dışarıda bulunan avukatların salona alınmasını talep etti. Mahkeme başkanı, pandemi nedeniyle daha fazla avukatın alınmayacağını söyledi.

Avukatlar, ‘avukatlar gelmeksizin salonda bulunan avukatların da çıkacağını’ söylemesi üzerine mahkeme başkanı, “Olabilir, avukatlarla zorla duruşma yapmıyoruz” dedi.

Mahkeme başkanı avukatları dinlemeden yoklamaya başladı. Avukatlar ise alkışlar ve sıralara vurarak tepki gösterdi.

Meslektaşlarının salona alınmadığının tutanak altına alınmasını isteyen avukatların bu talebi de karşılanmadı.

Avukatlar duruşma salonunu terk etti

Mahkeme heyeti bütün tepkilere rağmen kimlik tespitlerine geçerken, avukatların salona alınmaması ve savunma hakkının engellenmesi üzerine içerideki avukatlar da salonu terk etti.

Mahkemeden alkışlarla uğurlanan avukatlara SEGBİS’le bağlanan HDP’liler de alkışlarıyla destek verdi.

Duruşma salonunda avukat kalmamasına rağmen mahkeme başkanı, kimlik tespitlerine devam etme kararı aldı.

Tutuklu siyasetçilerden itiraz

Tutuklu siyasetçilerden Alp Altınörs, “Avukatım olmadan kimlik tespiti yapılması hukuki değildir. Her aşamada müdafi desteğinden yararlanma hakkım vardır. Müşteki avukatlarının hepsi burada ama bizim avukatlarımız yok” diyerek avukatların salona alınmasını talep etti.

Mahkeme başkanı, bunun üzerine “Çağırın gelsin” dedi. Altınörs ise bunu mahkeme başkanının yapması gerektiğini söyledi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı, Alp Altınörs’ün sözünü keserek tutuklu siyasetçilerden Ayhan Bilgen’in kimlik tespitine geçti.

Ayla Akat Ata ise “Bu koşullarda kimlik tespiti için bile sorularınıza yanıt vermem mümkün değil. Bu davanın böyle, avukatsız başlamış olması siyasi bir dava olduğunun ispatıdır” ifadelerini kullandı.

Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Emine Ayna, sorulan sorulara “Avukatım olmadan sorularınıza yanıt vermeyeceğim. Avukatımın salona girmesini talep ediyorum” dedi. Mahkeme başkanı bunun üzerine “Duruşma salonunun kapısı açık, isteyen girer” diyerek yanıt verdi.

Ardından Beyza Üstün’ün kimlik tespitine geçildi. Üstün, “Savunma hakkımı kullanmam için avukatlarımın burada olması gerekiyor. Avukatlarım olmadan kimlik tespitleri de dahil hiçbir sorunuza yanıt vermeyeceğim” dedi.

Üstün, “Hukukun gereğini yapın ve avukatlarımızı içeri alın” diye ekledi. Mahkeme başkanı buna rağmen sorularını sürdürdü. Ardından Üstün’ün sorulara yanıt vermediğini tutanak altına aldı.

Figen Yüksekdağ SEGBİS’le duruşmaya katıldı (Çizer: Ercan Altuntaş)

Figen Yüksekdağ ise “En temel hukuk kurallarından biri savunma hakkının eksiksiz yerine getirilmesidir. Hukuku yerine getirin, avukatlar olmaksızın duruşmaya başlayamazsınız” demesine karşın mahkeme başkanı, “Evli misiniz, ne iş yapıyorsunuz, adresiniz neresi, üzerinizde mal varlığı var mı?” diye soru sormaya devam etti. Yüksekdağ’ın itirazlarını sürdürmesi üzerine SEGBİS’in sesi kesildi.

Ardından kimlik tespitine geçilen Sebahat Tuncel, “Eş genel başkanımız konuşurken sesini kapattınız. Dinlemek zorundasınız. Biz haklarımızı da savunmayı da savunacağız. Hukuk hepimizi bağlar, siz kendi hukukunuzu uygulamıyorsunuz. Mikrofonumu kapatırsanız bağırarak konuşurum” dedi.

Gültan Kışanak da “Kanunlarınızın gereğini yerine getirin. Öncelikle savunma hakkına riayet edeceksiniz. Savunma hakkı engellenirse bu davada baştan Saray’ın talimatı ile karar verilmiş demektir” ifadelerini kullandı.

Demirtaş: Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik

Selahattin Demirtaş (Çizer: Ercan Altuntaş)

Yine duruşmaya SEGBİS’le katılan Selahattin Demirtaş’ın kimlik tespiti yapılmak istendi.

“Bütün bilgileri zaten mahkemeye vereceğiz” diyen Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:

Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için 3 avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Mahkeme salonunun kalabalık olacağı önceden belliydi. Bu sorunu çözebilirdiniz. Gerçekten yargılamanın devam etmesini istiyorsanız ara verip bu sorunu çözebilirsiniz. Bilgilerimizi tabii ki mahkemeye vereceğiz. Sormak istediğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz, biz de savunmamızı yapacağız. Yıllardır darbecileri yargılıyorsunuz, bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubu eş başkanları karşınızda.

Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın iradesini temsil ediyoruz. Bizler medeni insanlarız. Daha önce darbecileri yargıladınız, bilemem nasıl yargıladınız. Ama bize o muameleyi uygulayamazsınız. Bir duruşma salonunda avukatların bulunması gerekir. Yargılama usulen uygun gibi gözüksün istiyorsanız avukatlar girsinler. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor.

Demirtaş kimlik tespitine ilişkin sorulara yanıt vermedi.

Tüm avukatlar polis engelini aşarak duruşma salonuna girdi

Duruşmaya alınmayan meslektaşları için salonu terk eden avukatlar, kimlik tespiti devam ederken duruşma salonuna girdi.

Çevik kuvvet polisleri avukatları engellemeye çalışırken mahkeme başkanı duruşmada kimlik tespitine devam etti.

Duruşma kimlik tespiti ardından iddianamenin okunmasıyla devam etti. Ardından duruşmaya saat 14:00’e kadar ara verildi.

‘Adil yargılama konusundaki endişelerimiz arttı’

Verilen aranın ardından duruşma savunma avukatlarının yoklaması ile başladı. Ardından avukatların usule ilişkin beyanlarına geçildi.

Avukat Mesut Beştaş, “Bu dosyaya konu olan bütün olayların aydınlatılmasını istiyoruz” dedi ve ekledi:

Umarım açığa kavuşturulması heyetinize nasip olur. Sabah bu duruşmaya girerken bir kısım müdafi arkadaşların içeriye bile girilmesine izin verilmedi. Aynı zamanda hiçbir müdafinin bu dosya hakkında hiçbir görüşüne izin verilmedi. Bu nedenle sayın mahkemenizin şu ana kadar ki yaklaşımları adil yargılama konusundaki endişelerimizi arttırmıştır. Tarafımıza iddianamenin tebliğ edildiği tutanağa geçildi. Biz isterdik ki buradaki her şey, her cümle doğru olarak tutanağa geçsin. Eğer bir suçlamayla bir soruşturma başladıysa ve kovuşturma aşamasına geldiği andan itibaren aynı suçlamayla başka bir soruşturma başlatılamaz. İlk açılan soruşturma kovuşturma aşamasına geçmişse ilk açılan dosya ile birleştirilmesi gerekiyor. 6-8 Ekim olaylarını esas alarak hazırlanmış bir iddianame var karşımızda. Başka çok sayıda dava aynı suçlama ile açılmışken, bu iddianamenin siyasi saik ile yazıldığı çok açık.

Hem soruşturma hem de yargılama aşamasında adil yargılanma usullerinin duruşmada yok sayıldığına dikkat çeken Beştaş, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel’e taleplerini iletmesi için söz verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı ise bu talepleri reddetti.

Mahkemenin iddianameyi okumaya başlaması avukatların tepkisine neden oldu. İddianamenin okunmasını avukatlar sıralara vurarak protesto etti.

Avukatlar yeniden salonu terk etti

Ardından da avukatlar sloganlar ve alkışlar eşliğinde salonu terk etmeye başladı.

Avukatlar salonu terk ederken, iddianamenin okunmasına devam edildi.

Mahkeme heyetine itiraz eden Sebahat Tuncel, “Bu davayı böyle yürütemezsiniz. İşkence yapıyorsunuz bu biçimde. Avukatlarımız olmaksızın iddianameyi okumanız suçtur. 6 milyonun iradesini böyle yargılayamazsınız. Bu mahkemeyi durdurun, saygılı olun” dedi.

İddianame okunduğu sırada SEGBİS ile bağlanan Yüksekdağ ve Demirtaş’ın, duruşmayı terk etmek istedikleri ancak mahkemeden gelen talimat doğrultusunda SEGBİS odasından çıkmalarının engellendiği öğrenildi.

Tutuklu siyasetçilerin duruşmayı terk etme isteğine rağmen 3 bin 530 sayfadan oluşan iddianamenin özetini okutturmayı sürdüren mahkeme heyetine karşı Demirtaş, avukatları tarafından hazırlanan “3 bin 530 sayfalık 6-8 Kobani iddianamesindeki Selahattin Demirtaş’a yönelik suçlamalar ve gerçekler” isimli kitapçığı SEGBİS ekranından gösterdi.

Mahkeme heyeti, tutuklu siyasetçilerin avukatları tarafından reddi hakim taleplerinin mahkemeye bildirildiğini belirtti. Mahkeme başkanı, Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebine ilişkin beyanlarının alınmasını istedi.

Demirtaş: Reddi hakim talebim 11 madde halinde gerekçeli

Demirtaş söz alarak, “Benim reddi hakim talebim 11 madde halinde gerekçelidir” dedi ve ekledi:

Dolayısıyla yarın daha geniş zamanda sunmak istiyorum. Fakat bugün şunun tutanağa geçmesini istiyorum. Öğleden sonra duruşma salonunda konuşulan neredeyse hiçbir şey duymadım. Defalarca buradan kağıt yazarak söz istediğim yazdım. Ne tutanağa geçtiniz ne söz verdiniz. Ne yaptınız bilmiyorum. Bunun kayda geçmesini istiyorum. Dolayısıyla yarına kadar süre istiyorum. Sağlık koşullarımızda uzun süre duruşmayı sürdürmemize el vermiyor. Yarın reddi-hakim talebimi mahkemeye sunacağım. Yarına kadar süre istiyorum.

Yüksekdağ: Duruşmanın ciddiyetiyle ilgili soru işaretleri oluştu

Söz alan Figen Yüksekdağ da, şunları söyledi:

Selahattin başkanın yaptığı uyarıyı tekrar etmek istiyorum. Öğleden sonra konuşulan birçok şeyi duymadık, duruşmanın kritik safhasındaki kısımları avukatlarımızın savunmalarını duymadık. Duruşma boyunca tuttuğum kağıtlardır bunlar, el işaretleri yaptık, kendimizi anlatmaya çalıştık. Ama açılmadı bütün uyarılarımıza rağmen.

SEGBİS kaydı görüntü ve ses kaydı olmak üzere en az 20 dakika kesildi. Avukatlarımızın daha iddianame okunmadan önce konuşma yaptığı kısmı 20 dakika boyunca düzelmesi için çaba gösterdik. Görevli arkadaşlar bağlantı kurmaya çalıştı o sürede 20 dakika geçti. Bağlantı kurulduktan sonra bizim sesimiz size gelmedi. Sizin sesiniz zaman zaman kesildi. 20 dakikalık kayıp var.

Yüksekdağ, duruşmanın açıklığı yüz yüzeliği esas alınmadan mahkeme başkanın kendilerine rağmen iddianame okunduğunu söyledi ve ekledi:

Duruşmanın ciddiyetiyle ilgili şok ciddi soru işaretleri oluşturmuştur. Daha ilk günde aynı gerekçelerle sabahtan itibaren kesintisiz duruyoruz bu salonda. Artık verimli bir değerlendirme yapmamız mümkün değil. Selahattin başkanın beyanından sonra ben de belirttiğiniz sıralamaya bağlı olarak reddi hakim talebime ilişkin ve usule ilişkin söz almak istiyorum.

Tuncel: Adil bağımsız bir yargılama bekliyoruz

Söz alan Sebahat Tuncel ise, düzgün bir ortam beklediklerini belirterek şunları söyledi:

Adil bağımsız bir yargılama bekliyoruz. Savunma avukatlarımızın burada olmamasını gördük, karmaşa içinde geçirdik. Bize rağmen kimlik tespiti yaptınız, bize rağmen iddianame okudunuz. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Biz sizi de dinlemek, arkadaşlarımızı da dinlemek, kendimizi anlatmak istiyoruz. Arkadaşlarımız 7 aydır tutuklular. Eş başkanlarımız, ben, Gülten hanım 5 yıldır tutukluyuz.

Söyleyecek tabi ki çok önemli şeylerimiz var. İddianame diye önümüze sunulan şeye karşı tabi ki sözümüz var. Ama bu başlangıç sonucu belirliyor. Zorla baskıyla ben yaptım oldu demekle olmaz. Reddi hakim taleplerine ilişkin de çok yorucu bir gün geçirdiğimiz için eşbaşkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ konuştuktan sonra reddi hakim talebimin gerekçelerini ileteceğim.

Tuncel’in konuşması sırasında ses sisteminde sorun yaşandı. Tuncel’in beyanları tutanaklara da geçmedi.

İddia makamı avukatların ve siyasetçilerin reddi hakim talebinin reddedilmesi talebinde bulundu.

Reddi hakim talebi kabul edilmedi

Mahkeme heyeti ara kararında reddi hakim talebini reddetti.

Mahkemenin ara kararı şöyle:

  • Sanıklar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel’e reddi hakim taleplerinin yazılı olarak bildirmeleri için süre verilmesine, bildirildiğinde değerlendirilmesine,
  • Avukatlar Kadir Kuteri, Mehmet Emin Aktar, Mahsuni Karaman, Mesut Beştaş, Kenan Maçoğlu, Cemile Turhallı Balsak, Hürrem Sönmez, Arzu Kayaoğlu, Hadi Cin, Levent Pişkin’in reddi hakim talebinin somut gerekçeye dayanmaması duruşmayı uzatmaya mutaip olması hakimin oturum sırasında reddedilmesi haline söz konusu madde uyarınca bu konuda karar verilmesi için oturuma ara vermek zorunda bulunmaması nazara alındığında duruşmaya devam edilmiş, iddianamenin anlatılması tamamlatılmış, akabinde sanık müdafilerinin duruşma salonundan ayrılmadan önce söz verilmesini istedikleri sanıklara söz verilmiş. Reddi hakim talebi ile ilgili diyecekleri alınmış olup tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde CMK’nin 22 ve devamı maddeleri ve özelikle CMK’nin 31 madddesi nazara alındığında 31/C bendi gereğince red istemin duruşmayı uzatmak amacıyla somut gerekçe gösterilmemesi nedeniyle ret isteminin geri çevrilmesine, itiraz edilmesi halinde CMK 2’nin 31/3 ve 260’a 7 maddesi gereğince itiraz yolunun Ankara 23. Ağır mahkemesinde açık olmasına,
  • Bir numara kararı gereğince reddi hakim kararı için süre tanınması, iki numara kararı gereğince verilen kararın itiraza tabii olması, CMK’nın 29’uncu Maddesinin 2’inci fıkrası gereğince savunma aşamasına geçilmeyeceğinin anlaşılması nedeniyle duruşmaya ara verilmesine karar verildi.

Duruşmaya 3 Mayıs 09.30’da devam edilecek.

‘Hukuki değil siyasi bir dava’

Duruşma öncesinde engellemelere rağmen açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile milletvekilleri “Bu hukuki değil siyasi bir davadır” dedi.

Duruşma başlamadan önce burada bir araya gelip bir açıklama yapmak istiyorduk ama gördüğünüz gibi aramıza duvar ördüler. Bu, hakikatten korktuklarının bir başka göstergesidir. Sesimizi bastırabileceklerini sanıyorlar ancak yanılıyorlar. Bu davada da bizi sindirebileceklerini düşündüler ama yanıldıklarını bundan sonra da göstereceğiz.

Bu bir siyasi kumpas davasıdır. Türkiye’deki barış arayışını, özgürlük özlemini ve demokrasi umudunu bitirme arayışıdır. Biz de özgürlük için, demokrasi için, hakikat için direnmeye devam edeceğiz.

Bu bir siyasi intikam davasıdır aynı zamanda. 2014 yılında IŞİD’in Kobani’de yenilmesinin sonuçlarını hazmedememiş bir iktidarın öfkesinin ürünü olan bir davadır. HDP’nin bu iktidara yaşattığı yenilgilerin yarattığı öfkenin ürünü olan bir intikam davasıdır. Bunu hep birlikte boşa çıkaracağız. Bugün burada bulunan, yurt dışından gelen ve Türkiye’den buraya duruşmaya gelen bütün dostlara hoş geldiniz diyoruz. Bu kumpas davasını boşa çıkaracağız, demokrasi mücadelesini büyüteceğiz, iktidarın hesaplarını bozacağız ve bu ülkeyi bu otoriter tasalluttan hep birlikte mutlaka kurtaracağız. Kimsenin bundan şüphesi olmasın. Burada hakikat yalanı, inanç korkuyu yargılayacak. Cesaret bu salonlardan bütün Türkiye’ye yayılacak, bütün dünyaya ses verecek.

HDP’liler, yapılan açıklamanın ardından duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna geçti.

Duruşma öncesi gazetecilere polis şiddeti

Polis gazetecilerin önüne barikat kurarak, görüntü alınmasına engel oldu.

Bu arada duruşma öncesi basının çekim yapmasını da engelleyen polisler, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri polis zoruyla cezaevi önünden uzaklaştırıldı.

Polisin MA muhabirleri Diren Yurtsever ve Selman Güzelyüz’e fiziki şiddet uyguladığı da belirtildi.

MA’da yer alan habere göre polis, uygulamaya karşı çıkan muhabirlere, “Müdürümüzden emir aldık, Mezopotamya Ajansı’nı burada bulundurmayacağız” dedi.

Ajansın avukatları, muhabirlere şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunacak.

  Kobani Davası açıklamasında gözaltına alınan gazeteciler serbest

Dava hakkında

IŞİD’in Kobani’ye saldırısı döneminde, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında ülke genelindeki eylemler nedeniyle HDP yönetimine dönük Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan “Kobani soruşturması” iddianamesi, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İddianamede, 28’i tutuklu 108 kişi için “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ve 37 kez “öldürme” başta olmak üzere çeşitli suçlardan cezalar talep ediliyor.

Aralarında siyasetçilerin de olduğu 108 kişi hakkında şu suçlamalar yöneltiliyor:

Öldürme (37), öldürmeye teşebbüs (31), yağma (24), alıkoyma (38), alıkoymaya teşebbüs (2), mala zarar verme (1750), yakarak mala zarar verme (397), kamu malına zarar verme (1060), yakarak kamu malına zarar verme (503), işyeri dokunulmazlığını ihlal (53), geceleyin işyeri dokunulmazlığını ihlal (294), geceleyin açıktan hırsızlık (26), açıktan hırsızlık (20), hırsızlık (114), geceleyin hırsızlık (272), basit yaralama (5), silahla basit yaralama (43), kamu görevlisini silahla basit yaralama (264), kamu görevlisini kasten basit yaralama (7), kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), kamu görevlisini kemik kırığı oluşacak şekilde kasten silahla yaralama (1), silahla kasten yaralama (78), kamu görevlisini silahla yaralama (51), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (3), ibadethanelere zarar verme (4), düşük yapmaya neden olma (1), bayrak yakma (24), 5816 Sayılı yasaya muhalefet (25), suç işlemeye tahrik etme, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma.

Tutuklu siyasetçiler

Dava kapsamında tutuklu bulunanların isimleri ise şöyle:

HDP’nin eski eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, yerine kayyum atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, eski milletvekilleri Ayla Akat Ata, Beyza Üstün, İbrahim Binici, eski HDP Parti Sözcüsü Günay Kubilay, HDP yeni dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alp Altınörs, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP’nin eski saymanı Zeki Çelik, HDP’nin eski MYK üyeleri Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, İsmail Şengül, Mesut Bağcık, Bircan Yorulmaz, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Berfin Özgü Köse, Ayşe Yağcı, Zeynep Ölbeci, eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk, DBP’nin eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile eski HDP MYK üyesi Nezir Çakan ve Meryem Adıbelli.


Karınca, Mezopotamya Ajansı, Evrensel



Önceki Haber
Kobani Davası açıklamasında gözaltına alınan gazeteciler serbest
Sonraki Haber
Tarkan'dan İkizderelilerin direnişine destek