Ana SayfaGüncelTahir Elçi Davası: Yaratılan tanıklar, çelişkili ifadeler, kayıp deliller…

Tahir Elçi Davası: Yaratılan tanıklar, çelişkili ifadeler, kayıp deliller…

HABER MERKEZİ – Tahir Elçi davasında dinlenen gizli tanıklar ilk ifadeleri ile çelişirken, açık tanıklar ise bütün ifadelerin baskı ve tehdit altında alındığı ifade etti. CHP’li Tanrıkulu ise, “Asıl amaç olayın üstünün örtülmesidir. Bunun için tanıklar yaratılmıştır” dedi.

Haber: Aydın Atay


Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Kasım 2015’te öldürülmesiyle ilgili üç polis ve bir PKK’linin tutuksuz yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin katıldığı duruşmaya sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur, Elazığ, Malatya ve Hatay’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) SEGBİS aracılığıyla katıldı.

Duruşmayı HDP Milletvekilleri Remziye Tosun ve Semra Güzel, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ankara, İstanbul ve bölge baronları ile çok sayıda insan hakları savunucusu izlerken; Batman, Bitlis, Ağrı ve Muş Baroları ile İnsan Hakları Gündemi Derneği’nin davaya katılma talepleri ise reddedildi.

Duruşma salonuna COVID-19 önlemleri gerekçesiyle yaklaşık 90 seyirci kabul edildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı duruşma, 40 dakika geç başladı. Mahkeme başkanı, Mesut Sevgi’nin avukat talebiyle atanan avukatın davadan çekildiğini belirtti.

Gizli tanık “İ61”den çelişkili ifadeler

İki gizli tanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla sesleri ve görüntüleri değiştirilerek duruşmada dinlendi.

İlk dinlenen “İ61″ kod adlı gizli tanık: ” Tahir Elçi ve sanıklarla hiçbir akrabalığım yok. Çok uzun süre geçtiği için hatırlamıyorum önceki ifademi. Hatırlatabilir misiniz” diyerek daha önce verdiği ifadesinin hatırlatılmasını istedi.

Mahkeme başkanı gizli tanığın çelişkili ifadesi üzerine ilk ifadesinden, “Kaçanların arabadan inip polisi şehit ettikten sonra Tahir Elçi’yi de vurduklarını gördüm” şeklindeki ifadesini hatırlattı.

Gizli tanık, “Arabadan inip koşanları gördüm. Sokağa girdiler. Polis arkadaşı şehit ettikten sonra bu olay geçti. Vurulma anını görmedim.” diye yanıtladı. Mahkeme başkanı bunun üzerine yine “neye dayanarak kaçan kişilerin Tahir Elçi’yi öldürüldüğünü ifade ettiniz” diye sordu.

Gizli tanık, “sokakta çatışma vardı” demekle yetindi.  Sanık Fuat Tan, gizli tanığa sokaktaki konumunu sordu, gizli tanık soruya cevaplanmadı.

 “Lojman 2019”: Elçi’nin vurulduğunu görmedim, sadece duydum

Gizli tanık “Lojman 2019” ise Elçi’nin vurulma anını görmediğini sadece duyduğunu belirten ifadesinde, o günü şöyle anlattı:

Gördüğüm kadarıyla ve olaydan hemen sonrasını anlatabilirim. Örgütün karargah dediği yere bir sokak arkadaydım. “Rêber” ve “Şinda” isimli alan sorumluları  yeni katılanlara eğitim veriyordu. Dört Ayaklı Minarenin 25 metre uzağında. İki el silah sesi geldikten sonra örgüt üyeleri silahlarını alıp sipere geçti. Bir dakika sonra Uğur Yakışır bize doğru koşarak geldi. Mahsum Gürkan ise sol tarafa gittiğini söyledi. Bulunduğumuz yerden Dört Ayaklı Minare görülmüyordu. Uğur Yakışır, ‘düşman karşımıza çıktı vurduk, Mahsum diğer tarafa kaçtı. Mahsum’un şarjörü arabada düştü. Ben de polislere ateş ederek şarjörümü boşalttım. En son da silahımı fırlattım. Arkamızdan biri düştü, ama keskin nişancı vurdu, keskin nişancı atışı vardı’ dedi. Sorumlu olan “Rêber” ile “Şinda” örgüt üyeleri,  kendi aralarında konuşurken keskin nişancının olmadığını ama halkı buna ikna etmeye çalıştıklarını konuştuklarını duydum. Ben Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim sadece duydum. Uğur Yakışır, elinden ve ayağından yaralanmıştı. Teşhiste savcı ve katip memuru vardı. Emniyete teşhiste bulundum. Başka konular üzerine teşhis yaparken, Uğur Yakışır’ın fotoğrafını gördükten sonra Tahir Elçi ile bildiklerimi de anlatmak istedim. Savcı da bunu tutanağa geçti. İfadelerim bizzat Uğur Yakışır’ın anlatımlarıdır. Bulunduğumuz yerden yani hendeklerden Tahir Elçi’nin bulunduğu yere atış yapma imkanımız yoktu.

“Tahir Elçi vuruldu dedim, polisler duymamazlıktan geldi”

Açık tanık Mehmet Tür de o anları şu şekilde anlattı:

Gittiğimiz gibi Tahir Elçi konuşuyordu. Yaşlı kadın geldi. Tahir Elçi onunla konuşurken bir anda silah sesi geldi. Orda bulunan arabanın arkasında siper aldık. Bir anda Tahir Elçi’nin yerde yattığını gördüm. Tahir Elçi vuruldu diye bağırdım. Vurulma anını görmedim. Yerde kanlar içinde gördüm sadece. Olayların içinde kaldık. Tahir Elçi’nin hendekler tarafına yöneldiğini hatırlamıyorum. Basın açıklamasından sonra bir anda olaylar içinde kaldık. Arkamı bir döndüm Tahir Elçi yerdeydi. Polisler kaçanlara doğru ateş ediyordu. Kaçanların atış yaptığını görmedim. Tahir Elçi yerde, Tahir Elçi vuruldu diye bağırıyordum. Polisler beni duymuyor gibiydi. Kimse bir şey yapmadı.

“İfade bana ait değil”

Hükümlü tanık Ekrem Özgün, “Tahir Elçi vurulma anına dair bir bilgi vermedim. Karakolda susma hakkını kullanan bir kişi ne ifade verebilir. Psikolojim bozuk. Teshiş etmediğim kişileri tespit ettiğim söyleniyor. Sur’da iki yerimden vuruldum. Karakolda konuşmadım. Susma hakkımı kullandım. Savcıda ifade vereceğim dedim. Yaralı halde 2 ay hastanede kaldım. Tahir Elçi vurulduğunda Diyarbakır’da değildim. Tahir Elçi vurulduğunu gördüm denilen ifade bana ait değil. Kesinlikle görmedim. Böyle bir ifadem yok. Polisin baskısı vardı ama böyle bir ifade vermedim” dedi.

“İşkence ile yalan ifade aldılar”

Hükümlü tanık Deniz Ataş, “Duruşmada hazır bulunmak istiyorum. Orada her şeyi anlatmak istiyorum. Savcı, ‘Tahir Elçi’nin öldürüldüğüne dair ifade ver, seni serbest bırakacağım’ dedi. İnandım. Bana komplo kurdular. Kandırdılar. Benim de okumam yazmam olmadığı için önüme ne koyduysa imzaladım. Bize işkence yaptılar. Savcı da geldi. Bana Tahir Elçi cinayetini Uğur ve Mahsum’un üstüne atacaksın yoksa seni öldürürüz dediler. Ben video çekmedim. Korkudan, ifade vermeyi kabul ettim.

Hükümlü tanık Recep Özbek, “Olaya dair hiçbir bilgim görgüm yok. Olay gerçekleşirken ben 2015’te cezaevindeydim. 2016’da ifade verirken de cezaevindeydim. Mahsun’un adını televizyonda gördüm. Daha önce bana kızıp, hakaret ettiği için üstüne ifade verdim” dedi.

“Etkin soruşturma yürütülmüyor”

Duruşma verilen aranın ardından tekrar başladı. Elçi ailesi ve avukatları soruşturmanın özensiz yürütüldüğünün altını çizerek,  keşfin sağlıklı yapılmadığı, iddianamenin “Forensic Architecture” tarafından düzenlenen rapor sayesinde hazırlandığını kaydetti.

Olay yerinde olmasına rağmen dinlemeyen tanıkların dinlenilmesi gerektiğine vurgu yapan avukatlar,  dosyadaki çelişkilerin giderilmesi için keşif yapılmasını, bunun için dinlenen ve dinlenmeyen tanıkların olay yerinde ve keşif esnasında yeniden dinlenmesi gerektiği ifade etti.

Kaybolan ve olay esnasını kaydeden görüntülerin mutlak suretle bulunarak dosyaya konulması gerektiğini belirten avukatlar, “Gizli tanıklarla ispatlanmaya çalışılan onların sanık olmadığı ise bunun, neye yaradığının ortaya konulması gerekir. Halen Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayının üstü örtülmeye çalışılıyor” diye ekledi.

Tahir Elçi’nin vurulduğu olay yerindeki delillerin korunmadığını hatırlatan Elçi Ailesi avukatları, “Dinlenilen gizli ve açık tanıklar görgüye dayalı bir anlatımı olmadı. Keşif sırasında  olay günü görevli Komiser Yardımcısı V.G., Güvenlik Şube görevlisi H. D. ve sokakta bulunan istihbarat görevlisinin dinlenilmesini istiyoruz. Üç istihbarat görevlisi, militanların bindiği ticari aracı Ceylan Avm’den  takip ettiğine dair belgeler var” diye konuştu.

İlkiz: Bu soruşturmaya nasıl güvenebiliriz?

Avukat Fikret İlkiz ise, “Bugün dinlenen tanıkların hallerini ve ne zaman ifade verdiklerini gördük. Onlarda buraya niçin geldiklerini burada öğrendi. Deniz Ataş’ı dinlediniz. Burada ‘anlatmak istediklerim var’ dedi. Ve bütün ifadelerinin yalan olduğunu anlatmaya çalıştı. Deniz Ataş, SEGBİS e nasıl güvenmiyorsa biz de bu soruşturmaya güvenmiyoruz. Savcının delil olarak öne sürdüğü tanıkların görgüye dair tanıklığı yok. Bu soruşturmaya nasıl güvenebiliriz” ifadelerini kullandı.

Duruşma savcısı, olay yerinde bulunan bazı basın ve emniyet mensuplarının dinlenmesi, teftiş kurulu raporu içinde bulanan sanık Fuat Tan ile ilgili kısmın dosya arasına alınmasını ve DHA muhabirinin çektiği video kaydının çözümü yapılarak dosya arasına alınması talebinde bulundu.

TÜBİTAK kaybolan görüntüleri inceleyecek

Mahkeme heyeti, TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak silinen kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına, katılan vekillerinin talep ettiği dijital kayıtların yurtdışında incelenmesine, olay anında görevli tüm polislerin isim listesinin istenmesini, olayla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen raporun celbini istedi. Mahkeme keşif talebini ise daha sonra değerlendirilmek üzere duruşmayı 12 Ocak 2022 tarihine ertelendi.

Yönlendirebilecekleri tanıklar yaratmışlar

Duruşmanın ardından adliye önünde kısa bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, soruşturma sırasında bazı tanıkların oluşturulduğuna dikkat çekerek, tanıklardan “yönlendirme” ile beyan alındığını vurguladı.

Amacın asıl failleri gizlemek olduğuna da dikkat çeken Tanrıkulu, “Bu Diyarbakır Barosu Başkanının katledilmesi olayında yaşanıyor. Bugün bu tanıklar o şekilde beyanlarının olmadığını, Örgüt üyelerinden Tahir Elçi’ye yönelik bir ateşin olduğunu görmediklerini, önceki beyanların baskı ve tehdit altında alındığını ifade ettiler. Bu son derece vahimdir. Dolayısıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı ve HSK’nin tanık beyanları karşısında, o soruşturmayı yürüten, iddianameyi yazan savcılar hakkında mutlaka bir soruşturma açması lazım. Bu olay sıradan bir olay değil, Diyarbakır Barosu başkanı canlı yayında katledilmiştir. Soruşturma yaratılan tanıklarla başka bir yere sevk edilmeye çalışılmıştır. Ve bu savcılar eliyle yapılmıştır. Tanıklar bunu ifade etmiştir” dedi.




Önceki Haber
Oluç'tan parti binalarına yönelik saldırıya tepki: Sorumlusu Cumhur İttifakıdır
Sonraki Haber
Mevcut en güncel haber.