Ana SayfaYazarlarİbrahim AslanParanın dinini bilmem ama rengi kesin var

Paranın dinini bilmem ama rengi kesin var


İbrahim Aslan


Corona virüsü salgını nedeniyle tüm dünya zor zamanlar geçiriyor. Hem ekonomiler sarsılıyor hem de insanlık.

‘Normal’ zamanlarda değiliz. Gerçi normal zaman ne zaman diye sorarsanız, ona da söyleyecek sözüm yok. En azından kendimi bildim bileli veya geçmiş dönemleri sorguladığımda normal bir zamanın olduğunu görmedim.

Sık sık yaşanan krizler, savaşlar, salgın hastalıklar, çalanlar, çırpanlar, aç kalanlar, açlıktan dolayı derisi kemiğine yapışanlar, bedenleri satılanlar, sokaklarda yaşayanlar… Liste böyle uzar gider. Bu düzenin yapısı bu.

Bu düzeni tanıyıp, kapitalin ve kapitalistin ne demek olduğunu görünce de, bu düzende normal zaman olacağını düşünmüyorum ve böyle hayallerim de yok. Öyle liberal sağ ya da sol teorilerle de karın doymuyor.

Empati yapalım, bir birimizi anlayalım, aynı gemideyiz, bu dünya hepimizin, hepimiz kardeşiz, milli birlik ve beraberlik, dış düşman, iç düşman…” sözleri sadece ve sadece düzenin sahiplerinin uydurmasından, koltuklarını korumak, kârlarına kâr katmaktan ibaret sözler olarak duruyor.

Pandemi süreci dünyada bir yılını geride bıraktı. Ne oldu? Her gün binlerce insan yaşamını yitiriyor.

Bu arada aşı bulundu. Bu işin sağlığının yanı sıra parası pulu daha çok konuşuluyor. Bilmen kaç doz aşı alınırsa, kaç milyon ya da milyar dolar lazım. Yok hangi uluslararası ilaç firması nasıl yatırım yapıyor bu işe, ne kadar para kazanacak? Sorular ve tartışmalar uzayıp gidiyor.

Yaşamını yitiren insanlar sadece rakamlardan ibaretleştirildiği gibi bu işte kazanılacak para da rakamlarla veriliyor. Yani ölen insan da rakam, kazanılacak para da rakam mevcut dünya düzeninde. Ve emin olun bu sözde bizi iyileştiren ilaç firmalarının sahipleri için asıl önemli olan kârın rakamın ne kadar yükseleceği.

Bir de uluslararası ilaç tekelleri salgın hastalıkları, savaşları ve özellikle savaşlar da yaralanan insanları çok severler. Hastalık olacak ki, ilaç firması kâr yapsın, para kazansın…

Onun için sağlık sisteminin paralı olduğu bir düzende öncelik hem hastaneler için hem de ilaç şirketleri için insan sağlığı değil kazanacakları paradır. Hatta sağlıksız insanlar, bu sektör için her zaman para demektir.

İşin özü itibarıyla sağlıklı bir toplum veya sağlıklı bir dünya ilaç tekellerinin, özel hastanelerin batması demektir. Bunu isterler mi? Kapitalist sistemde asla.

Ne diyeyim sözü fazla uzatmaya gerek yok. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaten söyledi işin özünü. Geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul’un Türkiye Varlık Fonu’nun yüzde 10’luk hissesinin Katar yatırım otoritesine satışının yapılmasına ilişkin eleştirilere şu cevabı verdi:

Biz hiçbir zaman yatırımcının kimliğini sorgulamadık. Bunun rengi nedir, dini nedir sormadık. Çünkü paranın rengi, dini yoktur. Para paradır.”

Şimdi bunun üzerine fazla söze gerek var mı? Gayet yerinde bir söz, hem de koskoca Cumhurbaşkanı söylüyor bu sözü!

Ben sadece buna küçük bir ek yapabilirim, kabul görürse tabii.

Bence paranın rengi vardır. En azından herkes bakınca bunu görüyor. ABD Doları’nın, Euro’nun, Dinar’ın, Türk Lirası’nın bir rengi ve biçimi var. Ancak paranın sahiplerinin ve o sahiplerin sözcülerinin tüm dünyada ne rengi var ne dini ne de biçimi. Para dediğin bir nesne, rengi olabilir dini zaten olmaz.

Tam bilmiyorum ama herhalde açıklayıcı bir ek oldu.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Covid-19 pandemisinde vaka sayısı 64 milyonu aştı
Sonraki Haber
'Corona' değilim fakat fazlaca belirtiliyim!