Ana SayfaGüncelKavala’nın avukatları: İddianame varsayımsal kurgulardan oluşuyor

Kavala’nın avukatları: İddianame varsayımsal kurgulardan oluşuyor

HABER MERKEZİ – Osman Kavala’nın avukatları, Kavala hakkında üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istenen yeni iddianameyle ilgili yaptıkları açıklamada, “İddianame somut delillere dayanmayan ‘varsayımsal kurgular’dan öte değildir ve tarafımızca herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır” dedi.

Gezi Davası’ndan beraat eden ancak ‘casusluk’ gerekçesiyle yeniden tutuklanan Osman Kavala hakkında yeni iddianame hazırlanmıştı.

İddianamede, Kavala için üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl hapis cezası isteniyor.

Söz konusu iddianameyle ilgili Osman Kavala’nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Deniz Aytöre, İlkan Koyuncu basın açıklaması yaptı.

Açıklamada şunlar ifade edildi:

Öncelikle belirtiriz ki; söz konusu iddianame CMK 170. maddede yer alan yasal unsurları taşımamaktadır, somut delillere dayanmayan “varsayımsal kurgular”dan öte değildir ve tarafımızca herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır, kaldı ki yasanın aradığı “suçun işlendiğine dair yeterli şüphe” iddianamenin en önemli yoksunluğudur.

İddiaların tamamının dayandırıldığı ve Osman Kavala’ya ait olduğu ileri sürülen görüşmelere dair herhangi bir iletişim tespit ya da fiziki takip tutanağı dahi sunamayan iddianame, çareyi İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/74 No’lu Gezi Dosyasına sarılmakta bulmuştur.

Vahim olan husus, bu dosyadan verilen beraat kararı adeta saklanarak, Gezi Dosyasının iddianamesinin sistemli bir şekilde Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının önüne geçirilerek, sanık lehine olan hükümler ve deliller gizlenmek suretiyle savcılık görevi gereğinin yerine getirilmemiş olmasıdır.

Bununla birlikte, TCK 309 ve 328. maddelerden ceza tayini talep eden iddianame, bu suçların unsurlarını ortaya koymayarak, suç nitelemesinde keyfilik ve hukuka aykırılık kavramlarını hayata geçirmiştir.

Ayrıca iddianame incelendiğinde görüleceği üzere, iddiaların yegâne delili ‘örtüşen HTS baz istasyonu sinyalleri’dir. Bu konuda ulusal yasal düzenlemeler bir yana, AİHM’in oybirliğiyle aldığı ve kesinleşen hak ihlali kararında yer alan “HTS kayıtlarının ve aynı baz istasyonu verilerinin delil niteliğinde olmadığı” yönündeki kararı göz ardı edilerek, sanık lehine olan bir diğer yasal delil özenle iddianameden uzak tutulmuştur.

Tarafımızca anlaşılamayan bir diğer husus, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesinin bu yetersizlikte bir iddianameyi kabulünden ötedir. Zira Ağır Ceza Mahkemesi, bugün itibarı ile imza altına almış olduğu tensip zaptının 1. maddesinde Osman Kavala’nın “TCK 309. maddeden Tutukluluğunun Devamına” karar vermiştir, oysa ki Osman Kavala hakkında TCK 309. maddeden verilen bir tutuklama kararı bulunmamaktadır.

Ne olmuştu?

Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alındı ve 15 gün gözaltında tutulduktan sonra 1 Kasım 2017’de “Gezi eylemlerinin yöneticisi olmak” ve “15 Temmuz darbe girişimine katılmak” suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu. Halen aynı cezaevinde tutuluyor.

Kavala tutuklandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi.

İlk duruşma 24 Haziran 2019’da Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda yapıldı. Oy çokluğu ile Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. 18 Temmuz ve 9 Ekim’deki duruşmalarda da mahkeme Osman Kavala için tahliye taleplerini reddetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 10 Aralık 2019’da Osman Kavala’nın makul şüphe bulunmadan siyasi gerekçelerle tutuklandığına hükmetti ve tutukluluğun derhal sona erdirilmesini istedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM’in kararının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle oy birliği ile Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

18 Şubat 2020’de yapılan duruşmada mahkeme, aralarında Osman Kavala’nın da olduğu Gezi Parkı Davası’nda yargılanan sanıkların beraatine karar verdi.

Silivri Cezaevi’nden tahliyesi gerçekleşmeden Osman Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili daha önce re’sen tahliye edildiği başka bir soruşturmadan yeniden gözaltı kararı verildi.

Kavala ertesi gün bu kez “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı.

Osman Kavala’nın tutukluluğunun hukuki olmadığına ilişkin yaptığı bireysel başvuruyu 29 Eylül’de karara bağlaması beklenen Anayasa Mahkemesi ise başvurunun görüşmesini erteledi.

Kavala hakkında aynı gün hazırlanan yeni iddianame mahkemeye sunuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede, Kavala için üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl hapis cezası istendi.


Yeni iddianame: Kavala hakkında üç kez ağırlaştırılmış müebbet


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
ESP operasyonu: Eşbaşkan Tümüklü dahil 20 kişi serbest
Sonraki Haber
Akıncı: Aday olmamam için Türkiye makamlarınca tehdit edildim