HDK Kadın Konferansı: ‘Makul kadın’ yaratmak isteyenlere izin vermiyoruz

HABER MERKEZİ – HDK Kadın Konferası’nda konuşan Eş Sözcü İdil Uğurlu, kadınların tüm dünyada baskılara karşı durdurduğunu ve ‘makul kadın’ın yaratılmasına izin vermediğini söyledi. Suç örgütleri ile devletin ilişkisine dair konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da “Medya, yargı, iktidar ve bürokrasisiyle boğazına kadar her türlü kirli suça batanlar bizim temiz siyasetimizi yargılayamazlar. Onları yargılayacak olan bizleriz” dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri, 11’inci Genel Kadın Konferansı, İstanbul Avcılar’da yapıldı.

Konferansa HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistlerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

Açılış konuşmasını yapan HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu sözlerine, ömrünü özgürlük mücadelesine adayan kadınları anarak, özgürlük ve demokrasi mücadelesi nedeniyle cezaevlerinde tutulan kadınları selamlayarak başladı.

Kadınların tüm dünyada baskılara karşı hep en önde olduklarını belirten Uğurlu, “Makul kadını yaratmalarına izin vermedik. Kadın kazanımlarına dönük baskılara, ataerkil yasalara, iktidarın saldırılarına karşı, kürtaj yasağına karşı direndik. Erkek devletlerin temsilcileri yeni savaşımını inşa ediyor. Daha somut, daha farklı yöntemler kullanıyor. Bundan nasibini alan ise halklar oluyor. Topluma reva gördükleri tek şey kan ve gözyaşı” dedi.

‘Boğazına kadar suça batanlar bizim temiz siyasetimizi yargılayamaz’

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da, her yeni kongrenin ortak kadın mücadelesine büyük bir güç kazandırdığını belirtti.

HDK’nin ezilenlerin siyaset yapma odağı olduğunu kaydeden Buldan, faili aydınlatılmayan kadına cinayetlerine dikkat çekti.

Kapatılması için dava açılan HDP’nin ilerleyişini durduramayacaklarını da vurgulayan Buldan, “Medya, yargı, iktidar ve bürokrasisiyle boğazına kadar her türlü kirli suça batanlar bizim temiz siyasetimizi yargılayamazlar. Onları yargılayacak olan bizleriz. Onları yargılayacak olan kadınlar. Onların ördüğü tuğlaları bir bir devirecek işledikleri suçları mutlaka adalete kavuşturacağız. Tarih her türlü bedeli ödediğimize ama bir an olsun tereddüt etmediğimize şahittir. Bizim davamız rant davası değil hakikat davasıdır. Milyonların sesi olan HDP’yi durduramazlar. Meydanlarda, sandıklarda, kadınların fikriyatında, Haziranlarda HDP’nin ayak seslerini duyacaklar” ifadelerini kullandı.

‘Üçüncü yol HDK çizgisidir’

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de Sedat Peker’in açıklamalarını hatırlatarak, “Bugün mafyalar, çeteler çıkıp konuşuyor. Bütün kirli eylemlerini Kürt halkı sorunu üzerinden perdelemek istiyorlar. Bunun için başta kadınlar olmak üzere hepimiz bu sorunun çözümü için çalışmalarımızı en iyi şekilde yürütmeliyiz. HDK kongresinin kendini üçüncü çizgi üzerinden örgütlemesi gerektiğini biliyoruz. Çünkü üçüncü çizgi HDK çizgisidir. Çünkü üçüncü yol Türkiye’deki bütün halklar için bir arada yaşamanın sağlanmasının yoludur” ifadelerini kullandı.

Aydeniz, Kürt kadınların üçüncü yol için bedeller ödediğin belirtti ve devamla şunları aktardı:

Bundan sonra da bedel vermeye devam edeceğiz. Bugün eş başkanlarımız belediye eş başkanlarımız milletvekillerimiz cezaevinde. Bugün arkadaşlarımız eşbaşkanlık ve eşitlik mücadelesini nasıl ki cezaevlerinde veriyorsa bizlerde alanlarda bunun mücadelesini yürüteceğiz.

Türkiye halklarına yönelik baskıları fazla. Bunu da tecrit politikası kapsamında yapmak istiyor. Ne kadar tecridi ağırlaştırırlarsa Türkiye halkları kadınları gençleri ve bütün alanlarda tecrit ile bağlantılı olarak daha fazla tecrit yürütülüyor. Bugün Türkiye kapalı bir cezaevidir.

‘Devlet, erkeklere ve patronlara açık kapı bırakıyor’

Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren ise pandemi sürecinde kadına yönelik her türlü şiddetin daha da arttığını vurguladı.

Şiddetin tolere edilemeyeceğini belirten Torun Öneren, “Her gün onlarca kadını katleden bu şiddet nasıl önlenebilir. Erkek devlet zorunda kaldığı için imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede feshetti. Biz bu feshi tanımıyoruz. Kadını, çocuğu ve LGBTİ+’ları koruyan sözleşmemizi erkek devletin ellerine emanet etmeyeceğiz” diye konuştu.

İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının netleşeceği 1 Temmuz’a dek kadınların alanlarda olacağını söyleyen Öneren, devletin erkeklere ve patronlara her zaman açık kapı bıraktığına dikkati çekti.

Kadın düşmanlığına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Öneren, “Vardık, varız, varolacağız” dedi.

‘İktidar kadınlara yönelik saldırganlık içinde’

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Deniz Aktaş, iktidarın kadınların ve ezilenlerin hayatlarına dönük büyük bir saldırganlık içinde bulunduğunu kaydetti.

İktidarın “Faili meçhul yok” sözlerini hatırlatan Aktaş, katledilen kadınların isimlerini saydı. İktidarın içinde bulunduğu sıkışmışlığa karşı kadın konferansının bir cevap olduğunu belirten Aktaş, kadınların iktidara geri adım attıracak birincil güç olduğunu ifade etti.

‘Kadın dayanışması faşizmin sonunu getirecek’

Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce de, direnen kadınları selamlayarak, kadın dayanışmasının faşizmin sonunu getireceğini söyledi. Pandemide kadınların içinde bulunduğu şiddet ortamının bütün bir ülkeyi ilgilendirdiğini belirtti.

‘Çete düzeni’

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ Karahalı, Türkiye coğrafyasının katliam, baskı, sömürü ile anıldığını dile getirdi.

“Üstelik kendi içlerinde çıkan ve bu suçları birlikte işlediklerini ifade edenler karşımıza çıkmakta” diyen Karahalı, “Biz kadınlar bunların böyle olduğunu biliyorduk. Çete düzeni olduğunu biliyorduk. Bugün ihtiyacımız olan hem bu coğrafyada hem de dünyanın dört bir yanında birleşik mücadele zeminini taşımak” ifadelerini kullandı.

‘Kadınlar bir araya gelirse saldırılar durur’

Yeni Demokrat Kadın (YDK) Üyesi Nurgül Uci ise, kadınların ancak bir araya gelerek saldırıları durdurabileceğini ifade ederek, tüm kadınları mücadele alanlarına davet etti.

Konferans basına kapalı olarak yapıldı.

Mezopotamya Ajansı